Yargıtaydan kadroya geçen işçilerin ücreti hk önemli karar

yargıtay başkanlığı 696 sayılı khk ile alt taşeron şirketlerde çalışırken kadroya geçen belediye işçileri için asgari ücretin fazlası şeklinde ödenen ücretlerin kadroya geçtikten sonraki dönem geçerli olmayacağına hükmetti 

375 sayılı KHK'nm geçici 24 üncü maddesi kapsamında 01.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçerek bir Belediye Şirketi olan davalı  Şirketi bünyesinde çalışmaya başladığı, sürekli işçi kadrosuna geçiş sırasında imzalandığı açık olan sulh sözleşmesinde daha önce alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönemlere ilişkin verdiği feragat beyanının bulunduğu ve ayrıca davacı ile   Şirketi arasında kadroya geçiş sırasında iş sözleşmesi imzalanarak davacının ücretinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Sözü edilen feragat beyanı nedeniyle davacının sürekli işçi kadrosuna geçtiği tarihten önceki çalışma dönemi için dava konusu alacağa yönelik davalılardan talepte bulunamayacağı ve sürekli işçi kadrosuna geçtiği tarihten sonraki çalışma dönemi yönünden de taraflarca imzalanan iş sözleşmesinde belirlenen ücretin davacının ilk (temel) ücreti olduğu ve bu dönem için davacıya eksik ücret ödendiğinden bahsedilemeyeceği anlaşılmış olup dava konusu fark ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davacının yazılı muvafakati olmaksızın ücretinin indirildiğinden bahisle fark ücret alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.

YARGITAY KARARI

Yargıtay 9, Hukuk Dairesinden:

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY İLAMI

: 2023/19825

: 2023/19662

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ

TARİHİ

: Şanlıurfa 3. îş Mahkemesi

: 27.04.2023

: 2022/406 E., 2023/136 K.

DAVACI

DAVALILAR

 

KANUN YARARINA

TEMYİZ EDEN

Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.

İstinaf incelemesinden geçmeden kesinleşen İlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I.         DAVA

Davacı vekili asıl ve birleşen dava dilekçelerinde; müvekkilinin, davalı Belediye işyerinde dava dışı alt işverenler nezdinde park görevlisi olarak çalışırken 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (375 sayılı KHK) kapsamında Belediye nezdinde istihdam edilmeye başlandığını, müvekkilinin alt işverenler yanında asgari ücretin 1,5 katı ücretle çalıştığı halde ücretinin asgari ücrete indirilerek kadroya alındığını, Aralık 2017 tarihinden emekli olduğu 03.10.2019 tarihine kadar müvekkilinin ücretinin eksik ödendiğini ileri sürerek eksik ödenen ücretin davalılardan tahsine karar verilmesini talep etmiştir.

II.        CEVAP

1.        Asıl davada davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde; davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, alt işveren şirketler nezdinde çalışan davacının 375 sayılı KHK'nın geçici 24 üncü maddesi kapsamında

sürekli işçi kadrosuna alındığını ve davacıya ödenmesi gereken tüm işçilik haklarının ödendiğini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olan davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.        Birleşen davada davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; davacının 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında 01.04.2018 tarihinden itibaren müvekkili Şirket nezdinde park görevlisi olarak çalıştığım, davacının bireysel iş sözleşmesinde ücretin değiştirilmesine ilişkin yazılı onayının bulunduğu, davacının 01.01.2018 öncesi döneme ilişkin hak ve alacak talebinde bulunmayacağına dair sulh sözleşmesi imzaladığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III.      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.        İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverenler tarafından tek taraflı olarak davacıya yazılı bildirimde bulunmadan 01.01.2018 tarihinden itibaren davacının ücretinde indirime gidildiği, davacı işçinin bu durumu 6 işgünü içerisinde yazılı olarak kabul etmediği, söz konusu değişikliğin işçiyi bağlamadığı, davacının dosya kapsamında alman bilirkişi raporunda hesaplanan fark ücreti alacağı olduğu gerekçe gösterilerek asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

2.        îlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.

IV.      KANUN YARARINA TEMYİZ

A.        Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B.        Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığı kanun yararına temyiz dilekçesinde; 375 sayılı KHK'nm ilgili hükümleri uyarınca, sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin istihdamlarına esas hizmet alım sözleşmelerinin geçişin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılacağı ve önceki ücret uygulamalarının da bu doğrultuda sona ereceği, kadroya geçiş sonrası dönem için işçiyle yapılan iş sözleşmesinde yer alan ücrete yönelik hükümlere itibar edilmesi gerektiği, davacının sürekli işçi kadrosuna geçişi sırasında imzaladığı feragat ve sulh sözleşmelerinde, 375 sayılı KHK doğrultusunda kendisine tanınan haklar karşılığında, kadroya geçiş tarihine kadar olan dönemlere ilişkin sözleşmelerden dolayı bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını kabul ettiği ve davacıyla davalı Şirket arasında imzalanan iş sözleşmesinde belirlenen ücret miktarı dikkate alınmaksızın karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek îlk Derece Mahkemesi kararının kanun yararına bozulması istemi ile başvuruda bulunmuştur.

C.        Gerekçe

1.        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin feragat ve sulh beyanları ile kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde belirlenen ücretin değerlendirilmesine ilişkindir.

2.        İlgili Hukuk

1.        6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2.        Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3.        4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri.

4.        696 sayılı KHK'nm 127 nci maddesi uyarınca 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 24 üncü maddenin ilgili fıkraları şu şekildedir:

İl özel idareleri ve belediyeler ile bağlı kuruluşlarında ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinde, birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il özel idareleri, belediyeler vebağlı kuruluşlarına ait şirketlerde 4734 sayılı Kanun ve diğer mevzuat hükümleri uyarınca personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alım sözleşmeleri kapsamında yükleniciler tarafından 4/12/2017 tarihi itibarıyla çalıştırılmakta olanlar;

Zabıta olmayıp fiilen zabıtalık yapan personele yapılan ödeme kamu zararı mıdır? Zabıta olmayıp fiilen zabıtalık yapan personele yapılan ödeme kamu zararı mıdır?

a)        657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6), (7) ve (8) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları taşımak,

b)        Herhangi bir sosyal güvenlik burumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almaya hak kazanmamış olmak,

c)        Bu kapsamda çalıştırılmalarına ilişkin olarak açtıkları davalardan ve/veya icra takiplerinden feragat edeceğine dair yazılı beyanda bulunmak,

ç) En son çalıştığı idare veya şirket ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı iş sözleşmelerinden dolayı bu madde ile tanınan haklar karşılığında herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğine dair yazılı bir sulh sözleşmesi yapmayı kabul ettiğini yazılı olarak beyan etmek,

kaydıyla bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on gün içinde hizmet alım sözleşmesini yapan idareye veya şirkete, ek 20 nci madde kapsamındaki şirketlerinde işçi statüsünde çalıştırılmak üzere yazılı olarak başvurabilirler. Başvuranların şartları taşıyıp taşımadıklarının tespiti, bu tespite itirazların karara bağlanması, şartları taşıyanların belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak yazılı ve/veya sözlü ya da uygulamalı sınava alınması, sınav sonuçlarına itirazların karara bağlanması ve sınavda başarılı olanların işçi statüsüne geçirilmesine ilişkin süreç bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren doksan gün içinde sonuçlandırılır. Sınavlarda başarılı olanlar, varsa bu fıkranın (c) bendinde öngörülen davalardan feragat ettiklerini tevsik eden belgeyi ve/veya icra takibine konu alacaktan feragat ettiğine dair icra müdürlüğünden alınacak belgeyi ibraz etmek, bu fıkranın (ç) bendinde öngörülen sulh sözleşmesini ibraz etmek ve aynı fıkrada öngörülen şartları taşımaya devam etmek kaydıyla, sınav sonuçlarının kesinleşmesini müteakip, ek 20 nci madde kapsamındaki şirketlerinde işçi statüsünde topluca işe başlatılır.

Şirketlerde işçi statüsüne geçirilenlerden, geçiş işlemi yapılırken mevcut işyerinin girdiği işkolunda kurulu işyerinden bildirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki şirketlerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitimine kadar bu toplu iş sözleşmesinin uygulanması suretiyle oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamaz. Şirketlerde işçi statüsüne geçirilenlerden; geçişten önce toplu iş sözleşmesi bulunmadığından işçi statüsüne geçirildiği tarihte yürürlükte olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin geçerli olduğu işçiler ile geçiş işleminden önce yapılan ve geçişten sonra yararlanmaya devam ettiği toplu iş sözleşmesi bulunmakla birlikte bu madde kapsamındaki şirketlerde alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin bitiminden önce toplu iş sözleşmesi sona eren işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal hakları, bu madde kapsamındaki şirketlerde geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesine göre belirlenir. Bu madde kapsamındaki şirketlerde; 6356 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinde belirtilen mevcut işyerleri bakımından anılan Kanuna uygun olarak yetki başvurusunda bulunulabilir, ancak geçişi yapılan işçiler için yeni tescil edilen işyerlerinde, geçişten önce alt işveren işçilerini kapsayan, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesinin sona erme tarihinden sonra yetki başvurusunda bulunulabilir.

5.        Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanarak, 01.01.2018 tarihli ve 30288 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Kamu Kurum Ve Kuruluşlarında Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımı Sözleşmeleri Kapsamında Çalıştırılmakta Olan İşçilerin Sürekli İşçi Kadrolarına Veya Mahalli İdare Şirketlerinde İşçi Statüsüne Geçirilmesine İlişkin 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23 Ve Geçici 24 üncü Maddelerinin Uygulanmasına Dair Usul Ve Esaslar" başlıklı Tebliğin 27 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şöyledir:

"Mevcut yüklenici ile sözleşmeye devam edilememesi halinde geçiş işlemine kadar ki süreye ilişkin ihtiyaç, parasal limit sınırlamasına tabi olmaksızın 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesine göre doğrudan temin suretiyle karşılanır. Bu yöntem ile ihtiyacın giderilmesi halinde, sona eren sözleşme kapsamında çalıştırılan işçilerde, işçi sayısında, ücret ve pozisyonlarında değişikliğe gidilmez."

6.        Dairemizin 28.10.2020 tarihli ve 2020/5661 Esas, 2020/14044 Karar sayılı ilamının ilgili kısmı şöyledir:

"... Hizmet alım sözleşmelerinde alt işveren tarafından istihdam edilen işçilerin ücretlerinin asgari ücretin katları ya da asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde belirlenmesi, hizmet alım sözleşmesinin devam ettiği döneme ilişkin bir uygulamadır. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü ve 24 üncü maddeler uyarınca sürekli işçi kadrolarına geçirileceklerin istihdam edilmesine esas hizmet alım sözleşmeleri, geçiş işleminin yapıldığı tarih itibarıyla feshedilmiş sayılır. Sürekli işçi kadrolarına geçirilmeyle ilgili söz konusu düzenlemenin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında çalışanların daha önce ücret ile diğer mali ve sosyal haklarını asgari ücretle irtibatlandıran uygulamalara son verdiği açıktır. Alt işverenler tarafından istihdam edilip de sınavla sürekli işçi kadrolarına geçen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının yeni süreçte Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin uygulanması ile oluşan ücret ile diğer mali ve sosyal haklardan fazla olamayacağına ilişkin yukarıda belirtilen açık ve emredici kanuni düzenleme karşısında, 4857 sayılı Kanun ’un 22 nci ve 62 nci maddesi hükümlerinin ihlalinden söz edilemez. Belirtmek gerekir ki sürekli kadroya geçirildikten sonra kamu kurum ve kuruluşlarınca bireysel iş sözleşmesinin yapılmamış olması da varılan bu sonuca etkili değildir.

3.        Değerlendirme

1. Davacı vekili; davacı asılın 01.04.2018 tarihine kadar dava dışı alt işverenlerde çalıştığını, bu tarihten itibaren ise 375 sayılı KHK'nın geçici 24 üncü maddesi kapsamında davalı Belediye Şirketinde kadroya geçirildiğini, 31.12.2017 tarihinden emeklilik nedeniyle iş sözleşmesinin son bulduğu 03.10.2019 tarihine kadar ücretinin haksız ve hukuka aykırı olarak düşürüldüğünü ileri sürerek davacı asılın eksik ödenen ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.        îlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile davacının fark ücret alacağının davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

3.        Bilindiği üzere 375 sayılı KHK'nm geçici 24 üncü maddesinde sürekli işçi kadrosuna geçiş için birtakım şartlar öngörülmüş olup bu şartlar arasında, işçilerin en son çalıştığı idare veya şirket ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı iş sözleşmelerinden dolayı bu madde ile tanınan haklar karşılığında herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğine dair yazılı bir sulh sözleşmesi yapmayı kabul ettiğini yazılı olarak beyan etmek de bulunmaktadır. Dairemiz uygulamasına göre işçinin, sürekli işçi kadrosuna geçişi sırasındaki feragat ve sulh beyanlarına hukuki değer atfedilmesi gerekmektedir.

4.        696 sayılı KHK'nm 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeler çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi halinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir.

5.        Dosya kapsamına göre davacı işçinin, davalı Belediyenin alt işvereni olan şirketlerde çalışırken

375 sayılı KHK'nm geçici 24 üncü maddesi kapsamında 01.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçerek bir Belediye Şirketi olan davalı  Şirketi bünyesinde çalışmaya başladığı, sürekli işçi kadrosuna geçiş sırasında imzalandığı açık olan sulh sözleşmesinde daha önce alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönemlere ilişkin verdiği feragat beyanının bulunduğu ve ayrıca davacı ile   Şirketi arasında kadroya geçiş sırasında iş sözleşmesi imzalanarak davacının ücretinin belirlendiği anlaşılmaktadır. Sözü edilen feragat beyanı nedeniyle davacının sürekli işçi kadrosuna geçtiği tarihten önceki çalışma dönemi için dava konusu alacağa yönelik davalılardan talepte bulunamayacağı ve sürekli işçi kadrosuna geçtiği tarihten sonraki çalışma dönemi yönünden de taraflarca imzalanan iş sözleşmesinde belirlenen ücretin davacının ilk (temel) ücreti olduğu ve bu dönem için davacıya eksik ücret ödendiğinden bahsedilemeyeceği anlaşılmış olup dava konusu fark ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken davacının yazılı muvafakati olmaksızın ücretinin indirildiğinden bahisle fark ücret alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.

6.        Kanun yararına temyiz isteminin yukarıda açıklanan sebeple kabulü ile îlk Derece Mahkemesince verilen kararın sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

V.        KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının îlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

18.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Editör: Haber Merkezi