Akademik personellerin mesai takibi hk danıştay kararı 

akademik alanda fikri çalışmalar yapan kişilerin akademik alan faaliyetleri ve bu faaliyetlerle gerçekleştirilmek istenen amaçlar göz önüne alındığında mesaiye devam açısından diğer kamu görevlileri gibi değerlendirilemeyeceği hususları dikkate alındığında, davacı hakkında tesis edilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Danıştay

Üniversite akademik personel dil tazminat 2024 Üniversite akademik personel dil tazminat 2024

8. Daire

Esas No                                : 2021 / 1289

Karar No                             : 2022 / 1437

Karar Tarihi                        : 4.03.2022

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 Sayılı Kanun'un 49 . maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Akademik alanın niteliği, alanla ilgili araştırma ve fikri çalışma şekli ile ulaşılmak istenen amaç dikkate alındığında, davacının salt 22 ve 29 Temmuz 2011 tarihlerinde göreve gitmediğine ilişkin tutanakların hizmetin aksaması sonucu doğduğunun göstergesi olamayacağı, nitekim akademik alanda mesai ve görev başında olma kavramlarının devlet memurlarında olduğu gibi dar yorumlanamayacağı kanaatiyle istemin kabulüyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; davacı tarafından, iki ( 2 ) gün mazeretsiz ve izinsiz olarak görevine gelmediği gerekçesiyle Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 8/b maddesi uyarınca 1/10 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 03.04.2012 tarih ve 6754 Sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; davacının mazeretsiz ve izinsiz olarak göreve gelmediği sabit olduğundan bu kapsamda Yüksek Öğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği'nin 8/b maddesi uyarınca 1/10 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 03/04/2012 tarih ve 6754 Sayılı davalı idare işleminde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu'nda, öğretim elemanlarının mesai saatleriyle ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır ve aynı kanunun 20. maddesinde; "Bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır" hükmü yer almaktadır.

2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 22 . maddesinde, öğretim üyelerinin görevleri; Yükseköğretim kurumlarında ve bu kanundaki amaç ve ilkelere uygun biçimde önlisans, lisans ve lisansüstü düzeylerde eğitim-öğretim ve uygulamalı çalışmalar yapmak ve yaptırmak, proje hazırlıklarını ve seminerleri yönetmek, yükseköğretim kurumlarında, bilimsel araştırmalar ve yayımlar yapmak, ilgili birim başkanlığınca düzenlenecek programa göre, belirli günlerde öğrencileri kabul ederek, onlara gerekli konularda yardım etmek, bu kanundaki amaç ve ana ilkeler doğrultusunda yol göstermek ve rehberlik etmek, yetkili organlarca verilecek görevleri yerine getirmek, bu kanunla verilen diğer görevleri yapmak olarak sayılmıştır. Yine aynı kanunun "Çalışma Esasları" başlıklı 36. maddesinde; "Öğretim elemanları, üniversitede devamlı statüde görev yapar...." hükmü bulunmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, Trakya Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde yrd. doç. dr. olarak görev yapan davacının, toplam oniki ( 12 ) gün mazeretsiz ve izinsiz olarak bölümdeki görevine gelmediği iddiasıyla hakkında başlatılan soruşturma sonucunda, özürsüz olarak en çok iki ( 2 ) gün göreve gelmemek fiilinin sübut bulduğu gerekçesiyle 03/04/2012 tarih ve 6754 Sayılı rektör işlemiyle Disiplin Yönetmeliği'nin 8. maddesinin ( b ) fıkrası uyarınca 1/10 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdarenin sürekliliği ilkesi gereği kamu hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmesi amacıyla kamu görevlilerinin görevi başında olmasının elzem olduğu kuşkusuzdur. Nitekim 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununda öğretim üyelerinin mesaiye devam durumlarının kontrolü konusunda getirilmiş bir düzenleme bulunmamakla birlikte herhangi bir özür ve mazeret bulunmaksızın göreve geç gelme veya belirli günler hiç gelmeme gibi fiillerin hizmetin aksamasına sebep olması durumunda öğretim üyeleri ve üniversitelerde görevli diğer kamu personeliyle ilgili disipin cezalarına ilişkin düzenlemeler ilgili mevzuatlarda mevcuttur. Ancak Anayasa'nın 130. maddesinde bilimsel özerkliğe sahip olduğu belirtilen üniversitelerde görev yapan öğretim üyeleri de kamu görevlisi olmakla birlikte, bilimsel araştırma ve incelemeler yaptıkları, derslere girdikleri gibi hususlar ve akademik hayatın niteliği göz önünde bulundurulduğunda, mesaiye devamları açısından, diğer kamu görevlileri gibi değerlendirilmelerine olanak bulunmamaktadır. Akademik alanda çalışan kişilerin yaptıkları iş ve çalışma şekilleri dikkate alındığında, gerektiğinde kendilerine tahsis edilen odalarının dışında da çalışmalarını devam ettirebilecekleri, nitekim akademik kariyerin ve akademik çalışma hayatının bir parçası olarak kütüphane ve benzeri yerlerde araştırma yapabilecekleri, derslere girebilecekleri, projeler yürütülebilecekleri, eğitimleriyle sorumlu oldukları öğrencilerin gelişimleriyle ilgili çalışma araştırma, bilimsel inceleme faaliyetlerinde bulunabilecekleri, akademik alanda ilgili oldukları bilim dalındaki araştırma faaliyetleri ve fikri çalışmaları gerçekleştirebilmek ve için mesai saatlerinde fakülte binası dışında bulunabilecekleri, ayrıca öğretim görevlisinin kendi üniversitesi yanında, başkaca devlet veya vakıf üniversitelerine bağlı yükseköğretim kurumlarında da ders verme ihtimalinin bulunduğu açıktır.

Davacının söz konusu tarihlerde mesai başında olmamasının kamu hizmetini aksattığı hususuna karine olamayacağı, nitekim akademik alanda fikri çalışmalar yapan kişilerin akademik alan faaliyetleri ve bu faaliyetlerle gerçekleştirilmek istenen amaçlar göz önüne alındığında mesaiye devam açısından diğer kamu görevlileri gibi değerlendirilemeyeceği hususları dikkate alındığında, davacı hakkında tesis edilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; Edirne İdare Mahkemesi'nin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04.03.2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

( X ) İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49 . maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.

İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyu ile aksi yöndeki karara katılmıyorum.

Editör: TE Bilisim