Kamu zararının ödenmesi için yazılan yazıya dava açılabilir mi?
Disiplin soruşturması sonucunda harcama ve ihale yetkilisi olduğu ihalede usulsüz işlem yapılarak kamu zararına sebebiyet verildiği iddiasıyla sorumluluğu tespit edilenleradına Muhasebe Bilişim Sistemi üzerinden kişi borcu dosyaları açılarak muhasebe işlem fişlerinin ekte sunulduğundan bahisle belirlenen kamu zararının Malmüdürlüğü hesabına ödenmesi hususunun ilgililere bildirilmesinin istenilmesine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
Davaya bakan ilk derece mahkemesi; kamu zararından doğan alacakların, sorumlularca ve/veya ilgililerce rızaen veya sulhen ödenmesi suretiyle ya da genel hükümlere göre takibat yapılarak ve dava açılarak tahsil edileceği, buna göre, dava konusu işlemin, oluştuğu iddia edilen zararı rızaen ödemeye çağrı niteliği taşıdığı, davacının istenen tutarı rızaen ödememesi halinde söz konusu miktarın re'sen tahsilinin mümkün olmayıp genel hükümler uyarınca tahsil edilebileceğinden, uyuşmazlık konusu kamu alacağının rızaen ödenmesi hususunda yapılan bir ön işlem olduğu, tek başına herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmadığı ve bu yönüyle kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmadığından, idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai niteliği bulunmayan dava konusu işleme karşı açılan işbu davanın incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca incelenmeksizin reddine karar vermiştir.
İlgili ilk derece mahkmesi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Başvuruyu inceleyen Bölge İdare Mahkemesi; dava konusu işlemin, 5018 sayılı Kanunda tanımı, niteliği ve tahsil usulü belirlenen kamu zararının ilgililerden tahsili amacıyla gerekli işlemlere başlanılmasına yönelik olarak tesis edilen idarenin iç işleyişine ilişkin -iç yazışma niteliğinde- bir hazırlık işlemi olup, anılan Kanun kapsamdaki kamu zararlarının genel hükümler dairesinde adli yargıda ikame edilecek alacak davası ile hükme bağlanıp, takibinin yapılması gereği karşısında; kesin ve icrai nitelikte olmadığı açık olan dava konusu işleme karşı açılan davayı yukarıda yazılı gerekçe ile 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca reddeden İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davacının istinaf başvurusunun yukarıda yer verilen açıklama ile reddine hükmetmiştir.
Kamu zararından sorumlu tutulan ilgili temyize başvurmuştur. Davayı temyizen inceleyen Danıştay 12. Dairesi, 2020/4295 E., 2022/1388 K. nolu kararı ile temyiz başvurusunu reddetmiştir.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/4295
Karar No : 2022/1388
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kaymakamlığı
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ............. İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili olarak görev yapan davacının, yapılan disiplin soruşturması sonucunda harcama ve ihale yetkilisi olduğu ihalede usulsüz işlem yapılarak 390.351,20-TL kamu zararına sebebiyet verildiği iddiasıyla sorumluluğu tespit edilen diğer memurlar ile birlikte davacı adına Muhasebe Bilişim Sistemi üzerinden kişi borcu dosyaları açılarak muhasebe işlem fişlerinin ekte sunulduğundan bahisle belirlenen kamu zararının ............................. Malmüdürlüğü hesabına ödenmesi hususunun ilgililere bildirilmesinin istenilmesine ilişkin … tarih ve E… sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; kamu zararından doğan alacakların, sorumlularca ve/veya ilgililerce rızaen veya sulhen ödenmesi suretiyle ya da genel hükümlere göre takibat yapılarak ve dava açılarak tahsil edileceği, buna göre, dava konusu işlemin, oluştuğu iddia edilen zararı rızaen ödemeye çağrı niteliği taşıdığı, davacının istenen tutarı rızaen ödememesi halinde söz konusu miktarın re'sen tahsilinin mümkün olmayıp genel hükümler uyarınca tahsil edilebileceğinden, uyuşmazlık konusu kamu alacağının rızaen ödenmesi hususunda yapılan bir ön işlem olduğu, tek başına herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmadığı ve bu yönüyle kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmadığından, idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai niteliği bulunmayan dava konusu işleme karşı açılan işbu davanın incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; dava konusu işlemin, 5018 sayılı Kanunda tanımı, niteliği ve tahsil usulü belirlenen kamu zararının ilgililerden tahsili amacıyla gerekli işlemlere başlanılmasına yönelik olarak tesis edilen idarenin iç işleyişine ilişkin -iç yazışma niteliğinde- bir hazırlık işlemi olup, anılan Kanun kapsamdaki kamu zararlarının genel hükümler dairesinde adli yargıda ikame edilecek alacak davası ile hükme bağlanıp, takibinin yapılması gereği karşısında; kesin ve icrai nitelikte olmadığı açık olan dava konusu işleme karşı açılan davayı yukarıda yazılı gerekçe ile 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca reddeden İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davacının istinaf başvurusunun yukarıda yer verilen açıklama ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hakkında verilen kamu zararının tahsili için düzenlenen Şirvan Kaymakamlığı işleminin kesin bir işlem olduğu, idari işlemin kesin bir işlem olmaması halinde tahsil yoluyla istenmesinin mümkün olmayacağından, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca incelenmeksizin reddine ilişkin kararın hukuka uygun olmadığı, ayrıca davanın reddi sonrasında hakkında icra takibine başlanılıp başlanılmayacağının da belli olmadığı, kendisinin işlemediği suç nedeniyle hakkında icraya başvurulmasının kendisini zor durumda bırakacağı, bu nedenle kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle incelenmeksizin reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun açıklamalı reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.