Disiplin cezası hakkında karar verilmesi için ceza davası sonucu beklenmesi gereken durumlarda ne yapılmalı?
Danıştay 12. Daire Başkanlığı, 2019/4813 E. , 2022/5618 K. sayılı kararında ceza yargılaması sonucuna göre disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiğine hükmetti.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/4813
Karar No : 2022/5618
KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNAN (DAVACI) :...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Başkanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:.... sayılı kararının kısmen onanmasına kısmen bozulmasına dair Danıştay Onikinci Dairesinin 26/12/2018 tarih ve E:2018/1247, K:2018/6782 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dava, İstanbul İli, ... Vergi Dairesi müdürü olarak görev yapmakta iken, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca iki ayrı "Devlet Memurluğundan Çıkarma" cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin ... tarih ve ... karar sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince,dava dosyası ve eki klasörlerde mevcut bulunan disiplin soruşturma raporu, emniyet birimlerce düzenlenen 17/06/2014 tarihli fezleke, 01/07/2014 tarihli iddianame, sorgulama tutanakları, tanık beyanları, teknik ve fiziki takip çözümleri birlikte değerlendirildiğinde, firma sahibi ... ile olay tarihi itibariyle Hisar Vergi Dairesi Müdürü olan ...'nın (şirketleri ile ilgili olmak üzere) sık sık görüştükleri ve bu görüşmelerin ... tarafından davacıya aktarıldığı, ödemelerin çek ile yapıldığı, çeklerin ... adlı şahıs tarafından tahsil edildiği yolundaki tespitler dikkate alındığında davacı üzerine atılı, ... adlı şahsa ait firmaları koruma ve kollama karşılığında menfaat temin ettiği yolundaki iddianın disiplin hukuku yönünden sübut bulduğu, bu hususta ceza hukuku yönünden devam eden yargılama sonucuna göre ağır ceza mahkemesince ayrıca değerlendirme yapılacağı ve hüküm tesis edileceği, bu nedenle belirtilen fiilden hareketle davacıya memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunduğundan bahisle verilen dava konusu meslekten çıkarma cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı, ...'ye ait firmalardan ... İnşaat A.Ş'ne sahte fatura düzenlenmesi ve kullanılması fiiline aracılık etmek fillerinden dolayı verilen meslekten çıkarma cezasına gelince; ... adlı şahsın sahibi olduğu firmalardan ... İnşaat A.Ş'ne toplam 14.163.942TL tutarında sahte fatura düzenlenmesine davacının da aracılık ettiği ve bundan menfaat elde ettiği yolundaki tespit ve deliller nedeniyle "yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak" fiilinden dolayı davacıya ikinci kez meslekten çıkarma cezası verilmiş ise de sahte fatura düzenlenmesine aracılık etmek ve bundan çıkar sağlamak şeklindeki fiilin yüz kızartıcı ve utanç verici hareket olarak değerlendirilemeyeceği, yargı içtihatlarıyla yüz kızartıcı suçlar olarak genel kabul gören rüşvet, zimmet, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlardan olmadığı, bu nedenle anılan gerekçeyle verilen meslekten çıkarma cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin, ...'ye ait firmalardan ... İnşaat A.Ş'ne sahte fatura düzenlenmesi ve kullanılması fiiline aracılık etmek fillinden dolayı verilen meslekten çıkarma cezasına ilişkin kısmının iptaline, ... adlı şahsa ait firmaları koruma ve kollama karşılığında menfaat temin ettiği gerekçesiyle davacıya verilen meslekten çıkarma cezası yönünden davanın reddine hükmedilmiştir.
Daire kararının özeti: Tarafların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onikinci Dairesince, uyuşmazlık konusu olayda, her ne kadar davacı hakkında ''rüşvet'' suçundan açılan kamu davasında, davacının CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca delil yetersizliğinden beraatine karar verilmiş ise de, bu kararın kesinleşmediği, adı geçenin ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamayacağı gibi sübuta eren eylemlerinin yüz kızartıcı nitelikte olduğu dikkate alındığında, disiplin hukuku açısından bir suç oluşmadığının kabulüne olanak bulunmadığı, kaldı ki bu durum ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin ... tarihli E:..., K:... sayılı kararında "Sanıklar ..., ... ve ...'nün vergi dairesi müdürü olarak çalıştıkları, kendi mükellefleri olan ya da olmayan mükelleflerle şahsi ilişki kurdukları, onların vergi ile ilgili işlerinde yardımcı oldukları, yol gösterdikleri anlaşılmış ise de; karşılığında para aldıkları fiilen tespit edilemediği fakat görevleri esnasında bu tür eylemlerin disiplin soruşturması gerektirir nitelikte olduğu anlaşılmıştır." şeklinde açıkça ifade edildiği, dava konusu işleme dayanak alınan soruşturma raporu ve ekleri incelendiğinde, davacının sahte fatura düzenleyen firmanın mali müşaviri ... ile buluşup, telefonla da konuştuğu, anılan mali müşavirin ... İnşaat A.Ş. sahibi ve yönetim kurulu başkanı ... görüştüğü, bu görüşmelerden, sahte fatura düzenleme ve kullanma fiillerine yönelik olarak, komisyon oranı, fatura tutarı, fatura içeriği, hangi dönemler için düzenleneceği ve komisyonun ödeme biçimi gibi konuların konuşulduğu, anılan firmaya 2013 Nisan-Mayıs-Haziran ayları için 14.163.942 TL fatura düzenlendiği, firmanın sahte fatura düzenleyerek 2.549.000 TL KDV ve 3.500.000 TL kurumlar vergisi ödemesinden kurtulmuş olduğu, davacının bu şekilde sahte fatura düzenleme sürecinde aracılık yaptığı hususlarının sübuta erdiğinin görüldüğü, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının sübuta eren fiillerinin, 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) maddesinde belirlenen memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketler kapsamında kaldığı anlaşıldığından bunun karşılığı olarak verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık, mahkeme kararının anılan cezaya yönelik kısmında ise hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davacının temyiz isteminin reddi ile idare mahkemesi kararının, davanın reddine ilişkin kısmının onanmasına; davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Disiplin cezasına konu fiiller ile ilgili olarak Ceza Mahkemesinde beraat kararı verildiği, lekelenmeme hakkının ihlal edildiği temyiz aşamasında ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmediği, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme istemine konu Daire kararı hukuk ve usule uygun olduğundan, davacının karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onikinci Dairesinin 26/12/2018 tarih ve E:2018/1247, K:2018/6782 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul (Anadolu) Cumhuriyet Başsavcılığı'na gelen bir ihbar üzerine başlatılan ceza soruşturması sonucu, 2013 yılı Temmuz ayına kadar Sultanbeyli Vergi Dairesi Müdürü olarak, bu tarihten sonra ise eğitim müdürlüğünde koordinatör olarak görev yapan davacı ve diğer bazı kişiler hakkında ... sayılı iddianame ile ceza davası açıldığı, ayrıca soruşturmada adı geçenler hakkında davalı idarenin 11/09/2014 tarihli onayı ile başlatılan disiplin soruşturması sonucu ... tarihli, ... sayılı düzenlenen Disiplin Soruşturması raporunda, davacının ... ile birlikte ... adlı kişiye ait üç firmayı korumaları karşılığında maddi menfaat temin ettikleri, ... Ltd. Şirketi yetkilisi ...'ya yönelik irtikaba teşebbüs eyleminde bulundukları, ...'ye ait firmalardan ... İnşaat A.Ş'ne sahte fatura düzenlenmesi ve kullanılması fiiline aracılık etmek fillerini işlediklerinin sabit olduğu sonucuna varılarak 657 sayılı Kanun'un 125/E-(g) bendi uyarınca üç ayrı meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmalarının teklif edildiği, Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla da davacıya, irtikaba teşebbüs fiilinin disiplin cezası yönünden zamanaşımına uğraması nedeniyle ceza verilmediği, yukarıda belirtilen diğer iki fiil nedeniyle ise iki ayrı "Devlet Memurluğundan Çıkarma" cezasının verildiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde, “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren haller arasında belirtilmiş, 131. maddesinde ise, "Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz." hükmü öngörülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kanun koyucu, kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla, bu hizmeti sunan kamu görevlileri için bazı kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları da belirleyebilir. Memurlara disiplin cezası verilmesindeki amaç, kamu hizmetinin yerine getirilmesinde, mevzuat ile belirlenen kuralları eksiksiz bir şekilde yerine getirmekle yükümlü ve yine mevzuat ile getirilen yasaklı davranışları yapmakla yasaklı kamu görevlilerinin hizmeti aksatan veya disiplin düzenini bozan davranışları cezalandırılması suretiyle kamu personelini disiplini bozacak davranışlardan caydırmak ve sonuçta bozulan kamu hizmeti düzenini sağlamaktır.
Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa'nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır.
"Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde önceden belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Sözkonusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.
657 sayılı Kanun'un yukarıda anılan hükmü kapsamında ceza mahkemesi kararlarının disiplin cezalarına etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Disiplin cezasının sebebini oluşturan eylem ve davranışlar, aynı zamanda ceza kanununda da suç sayılabilir. Bu durumda, disiplin cezası yaptırımı ile birlikte adli ceza yaptırımı da uygulanabilir. Bu iki yaptırım türünün hukuki dayanağı, amaç ve sonuçları birbirlerinden farklıdır. Ceza yargılamasında suçun niteliği ve delillerin takdirinde uygulanan ilke ve kurallar ile disiplin hukuku açısından uygulanan ilke ve kurallar birbirinden farklı olduğundan, idarenin, kamu görevlisi hakkında disiplin cezası vermemesi, ceza mahkemelerince ceza verilmesine hukuki engel oluşturmayacağı gibi, aynı şekilde, ceza yargılaması sonucu beraat kararı verilmiş olmasının da, kuramsal olarak, disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği açıktır.
Ancak; ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı ya da suçun o kişi tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen beraat kararının, disiplin cezası bakımından da sadece aynı suç nev'i bakımından bağlayıcı olacağı; bir başka ifadeyle, ceza yargılamasının (beraat kararının) konusunu teşkil eden suç, disiplin hukuku yönünden de aynı suç kapsamında değerlendirilerek disiplin cezası verilemeyeceği kuşkusuzdur.
Ayrıca, ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle ya da delil yetersizliğinden dolayı beraat eden memurun eylem, tutum ve davranışlarının tanımlanan bir başka disiplin suçu kapsamına girmesi halinde, disiplin hukuku yönünden yaptırım uygulanmasında hukuki bir engel bulunmamaktadır.
Bir memura isnat olunan disiplin cezasına konu fiillerin, Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre cezalandırılmasının gerekli olduğu durumda, disiplin cezası hakkında karar verilmesi için mevcut deliller yeterli görülmeyerek ceza mahkemesi kararına ihtiyaç duyulduğu kanaati hasıl olmuş ise, disiplin cezasına konu fiilin hukuki denetiminden önce ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda; disiplin cezasına konu fiillerin aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında da suç olması nedeniyle, davacının birden fazla fiil nedeniyle "rüşvet almak" suçundan yargılandığı ceza davasında, ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin ... tarihli E:..., K:... sayılı kararı sayılı kararı ile suçun işlendiğine dair yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden davacının üzerine atılı suçları işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine karar verildiği, bu kararın da Yargıtay ... Ceza Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının hem ceza davasına hem de disiplin soruşturmasına konu olan fiilleri nedeniyle hakkında dava konusu işlemin tesis edildiği görülmekte ise de, "rüşvet almak" iddiasıyla yapılan ceza yargılamasında ise beraat kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi karşısında, ceza yargılaması sonucuna göre disiplin cezasına konu fiillerin işlenip işlenmediği konusunda bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin ve ceza yargılaması sonucu beklenilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının ve davalı idarenin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen iptaline kısmen reddine ilişkin, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 17/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.