Danıştay 2. Dairesi, iletişime yönelik usulsüz müdahalelerin temadi eden fiillerden olması nedeniyle, müdahalenin sonlandırıldığı tarih itibarıyla fiilin gerçekleşmiş olduğunun kabulü ile disiplin cezası verme yetkisine ilişkin zamanaşımı süresinin bu tarih dikkate alınarak hesaplanması gerektiği yönünde karar verdi.

T.C.

D A N I Ş T A Y İKİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/2130 Karar No : 2024/341

TEMYİZ EDEN    (DAVALI)            : Emniyet           Genel Müdürlüğü

VEKİLİ   : Hukuk Müşaviri            ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...

VEKİLİ   : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : İzmir 3. İdare Mahkemesince verilen 09/06/2016 günlü, E:2015/970, K:2016/875 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava Konusu İstem : Davacı; Siirt Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde başkomiser olarak görev yaptığı dönemde hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda, "Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek" fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/12. maddesi uyarınca "Meslekten Çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 20/04/2015 günlü, 2015/159 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının -3 nolu dinlemeye ilişkin kısmının- iptali ile işlem nedeniyle mahrum kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İzmir 3. İdare Mahkemesince verilen temyize konu kararla; yapılan soruşturmada cezaya esas iki ayrı fiilin tespit edildiği, bunlardan birincisinin, 23/10/2012-22/01/2013 tarihleri arasındaki iletişime müdahale kararına esas raporu hazırlamak olduğu, rapor hazırlama fiilinin 22/10/2012 tarihi itibarıyla gerçekleştiği; diğer fiilin, aynı dinlemeye ilişkin olarak ikinci kez dinleme izni alınmasıyla ilgili olarak 23/01/2013 tarihinde hazırlanan raporun hakimliğe gönderilmesi olduğu, bu fiilin ise 23/01/2013 günü itibarıyla talep yazısının imzalanarak hakimliğe sunulması ile gerçekleştiği; davacının, 23/10/2012¬02/05/2013 tarihleri arasında yapılan dinleme fiiline ilişkin olarak belirtilen fiiller dışında bir fiilinin tespit edilmediği, davacıya ilgili yasa hükümleri uyarınca en son 23/01/2015 tarihinde ceza verilebileceği anlaşılmakta olup, ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğraması nedeniyle 20/04/2015 tarihinde verilen meslekten çıkarma cezasında hukuka uyarlık görülmediği; öte yandan, davalı idarece, dinlemenin 23/10/2012-02/05/2013 arasında devam ettiği, eylemin zamanaşımına uğramadığı ileri sürülmüş ise de; davacıya atfedilen eylemin "kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek" fiili olduğu, bu fiilin raporun düzenlenmesi ve imzalanması ile birlikte gerçekleştiğinin açık olması karşısında davalı idarenin iddiasının yerinde görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, mahrum kaldığı parasal ve özlük haklarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğramadığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ :................................

DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı tarafından; Siirt Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde başkomiser olarak görev yaptığı dönemde hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda, "Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek" fiilini işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/12. maddesi uyarınca "Meslekten Çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 20/04/2015 günlü, 2015/159 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının -3 nolu dinlemeye ilişkin kısmının- iptali ile işlem nedeniyle mahrum kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :

Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/12. maddesinde; "Kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek" fiili, meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Zamanaşımı" başlıklı 127. maddesinde;

"Bu Kanunun 125’inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;

a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına,

b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına,

başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.

Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar." hükmü düzenlenmiştir.

Dış politikayı eleştirmek sendikal faaliyet kapsamında değerlendirilmedi Dış politikayı eleştirmek sendikal faaliyet kapsamında değerlendirilmedi

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Disiplin cezaları kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle sübjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.

Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatta belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. İlgililer bakımından güvence niteliği taşıyan zamanaşımı süreleri, kamu düzenine ilişkin olmaları nedeniyle disiplin soruşturmasını açmaya yetkili amirlerce uyulması zorunlu olan süreler olduğundan, bu süreler geçirildikten sonra yapılan disiplin soruşturması esas alınarak verilen disiplin cezaları hukuka aykırı olacaktır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında, Siirt Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde başkomiser olarak görev yaptığı dönemde, polis memuru ... adına kayıtlı ve o kişi tarafından kullanılan ... numaralı telefonun, yanlış ve yanıltıcı bilgilerle ... tarafından kullanılıyormuş gibi gösterilerek dinlenilmesi olayıyla ilgili dava konusu işlemin tesis edildiği, davacının söz konusu GSM hattı ile ilgili 23/10/2012¬22/01/2013 tarihleri arasındaki iletişime müdahale kararına esas raporu düzenleyenlerden olduğu; ayrıca, dinleme tedbirinin uzatılmasına ilişkin 22/01/2013 tarihli karar talep yazısını ilgili hakimliğe gönderenin de Şube Müdür Vekili sıfatıyla davacı olduğu, bu talep üzerine uzatılan dinleme tedbirinin 22/04/2013 tarihine kadar devam ettiği, dava konusu disiplin cezasının ise 20/04/2015 tarihinde tesis edildiği görülmektedir.

İletişime yönelik usulsüz müdahalelerin temadi eden fiillerden olması nedeniyle, müdahalenin sonlandırıldığı tarih itibarıyla fiilin gerçekleşmiş olduğunun kabulü ile disiplin cezası verme yetkisine ilişkin zamanaşımı süresinin bu tarih dikkate alınarak hesaplanması gerekmektedir.

Bu durumda; davacı tarafından düzenlenen 22/01/2013 tarihli karar talep yazısı üzerine yetkili hakimlikçe verilen dinleme tedbirinin 22/04/2013 tarihine kadar devam ettiği dikkate alındığında; 20/04/2015 tarihinde tesis edilen dava konusu işlemde, 22/04/2013 tarihi itibarıyla başlayan 657 sayılı Kanun'un 127. maddesinde öngörülen 2 yıllık ceza verme yetkisi zamanaşımı süresinin aşılmadığı anlaşıldığından; uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu işlemi iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,

2.İzmir 3. İdare Mahkemesince verilen 09/06/2016 günlü, E:2015/970, K:2016/875 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun temyize konu ilk kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

3.  Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Yasa'nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.