Sendika üyesi olmayan memur sendikanın iş bırakma eylemine katılabilir mi?
Bakılan davada, davacının, ...'in aldığı karar uyarınca, sendikal eyleme destek olmak amacıyla gerçekleşen göreve gelmeme eyleminin sendikal faaliyet kapsamında bir fiil olarak kabulü gerekeceğinden, özürsüz olarak göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyecek olan fiili nedeniyle davacıya 657 sayılı Kanun'un 125/C-(b) maddesi uyarınca disiplin cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık ve bu işleme karşı açılan davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2018/1405 E. , 2021/1787 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1405
Karar No : 2021/1787
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...'yi temsilen … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …Valiliği
VEKİLİ : Av. …
2- …Kaymakamlığı
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Diyarbakır ili, Bağlar ilçesi, … Anadolu Lisesi'nde öğretmen olarak görev yapan davacı tarafından, 05.06.2013 günü mazeretsiz olarak göreve gelmediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(b) maddesi uyarınca "1/30 oranında aylıktan kesme" cezası ile cezalandırılması ve ek ders ücretinin yasal faiziyle birlikte iadesinin istenilmesine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince Danıştay Onikinci Dairesinin 14/03/2017 tarih ve E:2015/2779, K:2017/726 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; davacının ...'in almış olduğu karara istinaden 05/06/2013 tarihinde okuldaki görevine gitmediği, aynı soruşturma kapsamında göreve gelmeyen diğer öğretmenlerin bu eylemlerinin, sendikal faaliyet kapsamında değerlendirilmesi sonucunda ceza almamalarına karar verildiği, davacının ise sendika üyesi olmamasına rağmen göreve gelmediğinden bu eyleminin mazeret olarak değerlendirilmeyerek hakkında dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşıldığından, 05/06/2013 tarihinde görevine yasal bir mazereti olmaksızın gitmediği tespit edilen davacı hakkında tesis edilen aylıktan kesme cezasına ilişkin işlemde ve anılan günde derse girmediği için adına tahakkuk ettirilen ek ders ücretinin iadesinin istenilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kamu görevlilerinin, sendikaların aldığı kararlar doğrultusunda toplu eylem hakkına sahip olduklarının, uluslararası sözleşmelerde, Anayasa ve mahkeme kararlarında tanınmış olduğu, dava konusu işlemin, bu konuda verilmiş yargı kararlarına aykırılık taşıdığı ileri sürülerek, kararın bozulması istenilmiştir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Diyarbakır ili, Bağlar ilçesi, …Anadolu Lisesi'nde öğretmen olarak görev yapan davacının, ...'in aldığı karar doğrultusunda 05.06.2013 günü iş bırakma eylemine katılması nedeniyle, mazeretsiz olarak göreve gelmediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(b) maddesi uyarınca "1/30 oranında aylıktan kesme" cezası ile cezalandırılmasına ve ek ders ücretinin yasal faiziyle birlikte iadesinin istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 13. maddesinde "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak Kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, Demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.
Anayasa'nın 90. maddesinin son fıkrasında; "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." hükmüne yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin “Dernek kurma ve toplantı özgürlüğü” başlıklı 11. maddesinde ise; “1) Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir. 2) Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel değildir.” hükmü bulunmaktadır.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 1. maddesinde, "Bu Kanunun amacı, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için oluşturdukları sendika ve konfederasyonların kuruluşu, organları, yetkileri ve faaliyetleri ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacak kamu görevlilerinin hak ve sorumluluklarını belirlemek ve toplu sözleşme yapılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." hükmü yer almış, 3/f maddesinde, sendikanın, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kuruluşları ifade edeceği belirtilmiş, 18. maddesinin üçüncü fıkrasında ise; "Kamu işvereni kamu görevlileri arasında sendika üyesi olmaları veya olmamaları nedeniyle bir ayırım yapamaz." hükmüne yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(b) maddesinde; "Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek" fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Diyarbakır ili, Bağlar ilçesi, … Anadolu Lisesi'nde öğretmen olarak görev yapan davacının, ...'in, insanca yaşam, güvenceli iş ve gelecek ve demokratik Türkiye talebiyle 4-5 Haziran 2013 tarihlerinde iş bırakma eylemi yapılmasına ilişkin olarak aldığı karar doğrultusunda, sendika üyesi olmamasına rağmen, öğretmen arkadaşlarına destek olmak amacıyla iş bırakma eylemine katılarak, 05.06.2013 tarihinde okuldaki görevine gitmediği, iş bırakma eylemine katılan öğretmenler hakkında yapılan soruşturma sonucunda, sendika üyesi olan öğretmenlere, eylemlerinin sendikal faaliyet kapsamında olduğu gerekçesiyle disiplin cezası uygulanmadığı, eylem tarihinde sendika üyesi olmayan davacının ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(b) maddesi uyarınca "1/30 oranında aylıktan kesme" cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 15/09/2009 tarihli Kaya ve Seyhan - Türkiye kararında; ...-Sen üyesi öğretmenlere, 11/12/2003 tarihinde ...'in çağrısına uyarak, parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle 11/12/2003 tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin, her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da, sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı, öğretmenlere verilen disiplin cezasının "acil bir sosyal ihtiyaca" tekabül etmediği ve bu nedenle "demokratik bir toplumda gerekli" olmadığı sonucuna varmış, bunun sonucu olarak, bu davada, başvuranların AİHS'nin 11. maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 17/07/2008 tarihli Urcan ve diğerleri-Türkiye kararında ise; Eğitim-Sen Sendikasının aldığı karar doğrultusunda, kamuda çalışan eğitimcilerinin koşullarının iyileştirilmesi adına bir günlük ulusal greve katılmaları nedeniyle kendilerine para cezası verilen ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuruda bulunan öğretmenlerden birinin olayın meydana geldiği dönemde ...-Sen Sendikasına üyesi olmadığına ve mağdur sıfatının bulunmadığına ilişkin itiraz reddedilerek, tüm başvuranlar için uygulanan yaptırımların "demokratik bir toplum için gerekli olmadığı", bu durumda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Bakılan davada, davacının, ...'in aldığı karar uyarınca, sendikal eyleme destek olmak amacıyla gerçekleşen göreve gelmeme eyleminin sendikal faaliyet kapsamında bir fiil olarak kabulü gerekeceğinden, özürsüz olarak göreve gelmemek fiili kapsamında değerlendirilemeyecek olan fiili nedeniyle davacıya 657 sayılı Kanun'un 125/C-(b) maddesi uyarınca disiplin cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık ve bu işleme karşı açılan davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Davacının, anılan günde derse girmediği için adına tahakkuk ettirilen ders ücretinin yasal faiziyle birlikte iadesine yönelik işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal hakların ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden ise; bozma kararı üzerine verilecek kararda bu hususun da yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 31/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.