Savunma yazısında hukuki nitelendirmesi yapılan suçtan farklı bir suçtan disiplin cezası verilemeyeceği

Savunma istem yazılarında yer alan disiplin soruşturmasına konu fiillerin hukuki nitelendirmeleri ile soruşturma sonucunda davacıva verilen cezanın tarklı olması ve nihayetinde davacının daha ağır bir cezayla cezalandırılması halinde, anayasal güvence altında bulunan savunma hakkının usulüne uygun şekilde kullandırıldığından söz etmeye olanak bulunmadığı hakkında.

T.C.

DANIŞTAY

İdari Dava Daireleri Kurulu

Esas No: 2018/1744

Karar No : 2020/828

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik I lâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İnceleme ve Gerekçe:

Maddi Olay :

Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi üyesi olarak görev yapmakta iken meslekten çekilen davacı hakkında, Gökçeada Hâkimi olarak görev yaptığı dönemdeki birtakım fiilleri nedeniyle disiplin soruşturması başlatılmış ve düzenlenen 14/02/2001 tarihli soruşturma raporuna istinaden Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 02/03/2006 tarih ve 45 sayılı kararıyla davacının, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunıı'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Davacının, söz konusu disiplin cezasına karşı vapmış okluğu veniden inceleme talebi aynı Kurulun 16/05/2006 tarilı ve 144 savılı karanda; bu karara karşı yaptığı itiraz başvurusu ise İtirazları İnceleme Kurulunun 07/11/2006 tarih ve 54 sayılı kararıyla reddedilmiş, bövlece, davacı hakkında verilen meslekten çıkarma kararı kesinleşmiştir.

Daha sonra davacı tarafından, ilerleyen süreçte yürürlüğe giren 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunıı'nun Cieçici 3. maddesi uyarınca söz konusu meslekten çıkarma cezasının kaldırılması talebiyle davalı idareye başvuruda bulunulmuş, bu başvurusu Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 26/04/2(11 1 tarilı ve 158 savılı karam la reddedilmiştir.

Söz konusu karara yönelik yeniden inceleme talebinin de yine avnı Kurulun 19/10/2011 tarih ve 295 savılı kararıyla reddedilmesi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle remyizen incelenen dava açılmıştır

îlgili Mevzuat:

2802 say ılı Hâkimler ve Savcılar Kanunıı'nun "Disiplin Cezalan" başlıklı 62. maddesinde, hâkim ve savcılara, sılat ve görevleri gereklerine uymayan hal ve hareketlerinin tespit edilmesi üzerine durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre I lâkimler ve Savcılar Kurulunca, ııvarma, aylıktan kesme, kınama, kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme ve meslekten çıkarma cezalarından birinin verileceği düzenlenmiştir.

Anılan Kanunun "Meslekten Çıkarma Cezası" başlıklı 69. maddesinin 1. fıkrasında; "Meslekten çıkarma: Bir daha mesleğe alınmamak üzere göreve son verilmesidir." şeklinde tanımlanmış, son fıkrasında da: "Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren ilil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir." hükmüne ver verilmiştir.

Aynı Kanunun "Yer Değiştirme Cezası" başlıklı 68. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, "kusurlu ve uygunsuz hareket ve ilişkileri ile mesleğin şeref ve nüfuzu ile şahsi onur ve saygınlığını yitirmek" fiili, (b) bendinde ise, "yaptıkları işler veya davranışlarıyla görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı kanısını uyandırmak" fiili ver değiştirme cezasını gerektiren haller arasında sayılmıştır.

Bunun yanında, Anayasa'nın 129. maddesinin 2. fıkrasında; memurlar ve diğer kamu görevlilerine savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hüküm altına alınmış, avnı doğrultudaki 2802 sayılı Kanun'un "Savunma hakkı" başlıklı 71. maddesinde de; hâkim ve savcılar hakkında, savunmaları alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği, soruşturmayı yapanın veya Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üç günden az olmamak üzere, verdiği süre içinde veva belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan ilgilinin savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağı hükmü düzenlenmiştir.

Hukuki Değerlendirme:

Savunma hakkı, suç işlediği iddia edilen kişinin, yetkili organ önünde, üzerine atılı suçu işlemediğini, fiilin hukuka aykırı olmadığını, bazı kanuni nedenlerle cezalandırılmaması gerektiğini veya hakkında önerilen cezadan daha az cezayı hak etliğini ileri sürmesidir ki, bu hak, adil yargılama ilkesinin temelini oluşturur. Savunma alınmadan disiplin cezası verilmemesi hem Anayasamızda hem de 2802 sayılı Kanun'da hüküm altına alınmıştır. Bunun yanında, yukarıda yer verilen ilgili Anayasa hükmünün gerekçesinde de, 'yapılacak disiplin kovuşturmalarında ve disiplin cezası uygulamasında ilgiliye isııadolunan hususun bildirilmesi, dinlenilmesi, savunmasını yapma imkanı tanınması bu madde ile güvence altına alınmaktadır" ifadelerine yer yerilerek, disiplin cezalan ile ilgili olarak anayasal güvenceye bağlanan savunma hakkının içeriği belirtilmiştir.

İşlendiği zaman yürürlükte olmayan bir hükme dayanarak disiplin cezası verilemez İşlendiği zaman yürürlükte olmayan bir hükme dayanarak disiplin cezası verilemez

Doktrinde de; suç işlediği iddia edilen kişi tarafından, olayın oluş biçimi ve gerçekliği hususunda soruşturmacıya görüş bildirilmesi "teknik savunma"; karar mercii önünde, maddi olguların hukuki nitelendirmesinin yapılması ise ' hukuki savunma" olarak nitelendirilerek birbirinden ayırt edilmiş ve savunma hakkının amacına hizmet edebilmesinin, bu hakkın mutlak surette karar veren makam önünde kullanılmasına bağlı olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.

Bu kapsamda, ilgili anayasal ve yasal mevzuat bir arada değerlendirildiğinde, disiplin cezalan ile ilgili olarak, savunma hakkı kullandırılmadan disiplin cezası verilmesinin hukuken mümkün olmadığı; kamu görevlisinin savunmasının istenilmesine ilişkin yazının, ilgilinin koruma altına alınan savunma hakkını kullanmasını ve sağlıklı bir hukuksal inceleme yapılabilmesini mümkün kılacak nitelikte olması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.

Olayda, temyize konu karara ilişkin dosyanın incelenmesinden; .........................Ceza Mahkemesi üyesi olarak görev yapmakta iken meslekten çekilen davacının, Gökçeada Hakimi olarak görev yaptığı dönemdeki birtakım fiilleri nedeniyle hakkında başlatılan disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen 14/02/2001 tarihli soruşturma raporuna istinaden Hâkimler ve Savcılar Kurulunun 02/03/2006 tarih ve 

45 savılı kararla 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 69. maddesinin son fıkrası uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; davacıya tebliğ edilen, ......................tarih ve.......................... sayılı savunma istem yazısının (A) maddesinde 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun "Ver Değiştirme Cezası" başlıklı 68. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde yer alan, "Gökçeada'da vazife ifa ettiğiniz sırada, usul ve yasava aykırı işlemler vapmak suretiyle görevinizi doğru ve tarafsız yapamayacağınız kanısını uyandırdığınız" isnadı ile "Örneğin" ibaresinin ardından sııbuta erdiği iddia edilen fiillerin sıralandığı, (B) maddesinde de anılan Kanunun 65. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "Hizmet içinde ve dışında, resmi sıfatınızın gerektirdiği saygınlık ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunduğunuz" isnadı ile sııbuta erdiği iddia edilen fiile ver verildiği, davacı hakkında düzenlenen disiplin soruşturma raporunda da davacının eylemlerinin 2802 sav ılı I lâkimler ve Savcılar Kanunu'nun 68/2-(a) ve 68/2-(b) maddeleri kapsamında değerlendirildiği ve bu kapsamda anılan Kanun maddelerinde öngörülen ver değiştirme cezasının önerildiği, yine 2802 sayılı Kanun'un 71. maddesi uyarınca yazılı savunmasının istenilmesine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 27/03/2001 tarih ve 2000 sayılı yazısı ekinde ver alan 22/03/2001 tarihli Bakanlık düşünce örneğinin davacıya ilişkin kısmında, davacının soruşturma konusu fiillerinin 2802 savılı Kanun'un 68/2-(a) ve 68/2-(b) maddeleri kapsamında değerlendirilerek savunma istenildiği, buna rağmen, netice olarak davacının, anılan fiillerin karşılığı olarak "yer değiştirme disiplin cezasıyla" değil, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu'nun "Meslekten Çıkarma Cezası" başlıklı 69. maddesinin son fıkrası hükmünün uygulanması suretiyle "meslekten çıkarma cezası" ile cezalandırıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile yapılan değerlendirme ve açıklamalar ışığında, savunma istem yazılarının içeriğinin Anayasa ve Kanunlar ile koruma altına alınan savunma hakkının kullanılmasını mümkün kılabilecek nitelikte olmadığı, savunma istem yazılarında yer alan disiplin soruşturmasına konu fiillerin hukuki nitelendirmeleri ile soruşturma sonucunda davacıya verilen cezanın farklı olduğu ve nihayetinde davacının daha ağır bir cezayla cezalandırıldığı anlaşıldığından, uyuşmazlıkta, anayasal güvence altında bulunan savunma hakkının usulüne uygun şekilde kullandırıldığından söz etmeye olanak bulunmamaktadır.

Dolayısıyla, davacının, 2802 savılı Kanun'un 69/son maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin kaldırılması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu kararına karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine vönelik aynı Kurulun dava konusu 19/10/2011 tarih ve 295 sayılı kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla, davanın reddi yolundaki Daire kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Karar Sonucu:

Açıklanan nedenlerle;

Davacının temyiz isteminin kabulüne;

Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onaltıncı Dairesinin temyize konu 17/05/2016 tarih ve E:2015/4824, K:2016/3336 sayılı kararının bozulmasına,

Editör: TE Bilisim