Kişinin savunmasının alındığı fiillerle birlikte savunmasının alınmadığı fiillerden ceza verilemeyeceği
Davacının, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/6. maddesinde yer alan ve İl Disiplin Kurulu kararına dayanak alınan “...rüşvet, ... veya bu suçları işlemeye teşebbüs etmek...” fiili yönünden soruşturma yapılarak savunmasının alındığı, aynı Tüzük’ün 8/7. maddesinde yer alan ve dava konusu Yüksek Disiplin Kurulu kararında cezalandırılmasına dayanak alınan “yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak” fiili yönünden ayrıca bir soruşturma yapılmadığı ve savunmasının alınmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu hakkında.
T.C.
DANIŞTAY
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 2016/15925
Karar No:: 2020/302
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İnceleme ve Gerekçe:
Maddi Olay :
24/05/2009 tarihinde ........................... ilçesinde uzaktan kumandalı olduğu tahmin edilen bir bomba patlatılmış ve patlama esnasında patlama noktasının yanında beklemekte olan .................................Amirliğinde görevli polis memuru şehit olmuştur.
...............................Cumhuriyet Başsavcılığınca olayla ilgili olarak bilgisine başvurulan polis memuru . ..'nin; 18/05/2009 tarihinde ....................... uygulama yaptıkları sırada ........................................... güzergahında yolcu taşımacılığı yapan ... Turizme ait ve şoför ... sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı araç hakkında, Dİ yetki belgesinin bulunmaması nedeniyle yasal işlem yapmaları nedeniyle firma yetkilisi ... isimli şahsın kendilerine hitaben "bomba nasıl patlar göreceksiniz aklınız varsa iki gün içinde istifa edin bomba nasıl patlar göreceksiniz" dediğini ve bu esnada elindeki su şişesini kıvırarak patlattığını beyan etmesi üzerine, ... isimli şahıs 27/05/2009 tarihinde kolluk görevlileri tarafından yakalanmıştır. Anılan şahıs, TEM Büro Amirliğinde alınan beyanında; 18/05/2009 tarihinde polis memurlarının, aracı hakkında belge eksikliği nedeniyle işlem yaptığını, işlem yapan polis memurlarına hitaben, "siz sadece bana bu şekilde ceza yazıyorsunuz elimde belgelerim var delillerim var yakında bir bomba patlayacak aklınız varsa istifa edin" dediğini, bu sırada elinde bir pet şişe bulunduğunu ve pet şişeyi patlattığını, ancak beyanındaki patlamadan kastının, elinde trafik polislerinin almış oldukları rüşveti gösteren bir görüntü olduğunu, bu görüntüden dolayı polis memurlarının ceza almalarını kastettiğini, bir polis memurunun şehit edilmesini kastetmediğini beyan etmesi üzerine, kendisinden, anılan görüntülerin getirilmesi istenilmiş ve anılan şahıs 26/05/2009 tarihinde görüntüleri Tem Büro Amirliğine teslim etmiştir.
Söz konusu görüntüler incelendiğinde; görüntülerin .......................................... Emniyet Müdürlüğü, Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yapan davacı ile ...'nin bir otomobil içerisinde geçen diyaloglarını içerdiği görülmüş ve bunun üzerine 04/06/2009 tarihinde davacı hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır.
Anılan soruşturma sonucunda düzenlenen 03/09/2009 tarihli raporda; her ne kadar davacı tarafından isnat edilen suçlama kabul edilmemiş ve herhangi bir menfaat temini olmadığı beyan edilmiş ise de, ... isimli şahıs tarafından sunulan görüntülere ilişkin CD çözüm tutanağı ve soruşturma kapsamında dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde menfaat temininin söz konusu olduğu sonucuna varıldığı belirtilmiş ve anılan fiili ile davacının, "rüşvet almak ve rüşvet vermek" suçunu işlediğinden bahisle işlem tarihinde yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması teklifinde bulunulmuştur.
Bu nedenle, ..........................Disiplin Kurulunca, davacının rüşvet aldığına ilişkin iddialara yönelik olarak savunma vermesi istenilmiş ve davacı tarafından da rüşvet iddiasına ilişkin olarak 19/11/2009 tarihinde savunma verilmiştir.
Akabinde, soruşturma raporunda getirilen teklif doğrultusunda tesis edilen .....................................................İl Polis Disiplin Kurulunun 14/01/2010 tarih ve Karar No:2009/85 sayılı kararıyla; davacının, "rüşvet almak" suçunu işlediğinden bahisle işlem tarihinde yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve 20/01/2010 tarihli Valilik oluru üzerine dosyanın 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nun Ek-7. maddesi gereğince Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kuruluna şevkine karar verilmiştir.
Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun 13/04/2010 tarih ve Gündem No:2010/57, Karar No:2010/161 sayılı kararıyla ise; davacının, "yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak" suçunu işlediğinden bahisle işlem tarihinde yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de geçmiş hizmetleri olumlu olduğundan aynı Tüzük'ün 15. maddesi uyarınca bir alt ceza uygulanarak "24 ay uzun süreli durdurma" cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, söz konusu cezanın iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
Diğer yandan, davacının disiplin cezasına konu fiili nedeniyle "rüşvet almak" suçundan yargılandığı davada, .................................Ağır Ceza Mahkemesinin 1.............. tarih ve E:..........................., K:......................................... sayılı kararıyla mahkumiyetine karar verilmiş ve bu karar henüz kesinleşmemiştir.
İlgili Mevzuat:
Emniyet Teşkilatı personeli, disiplin suç ve cezalan yönünden dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü hükümlerine tabi olup, anılan Tüzük'ün 8/6. maddesinde, "... rüşvet, ... veya bu suçları işlemeye teşebbüs etmek..." fiilleri; aynı Tüzük'ün 8/7. maddesinde ise, "yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak" fiili meslekten çıkarma cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun ek 7. maddesinde, "Disiplin Kurulunca verilen kararlardan:
A) İl Polis Disiplin Kumlunun polis memurları hakkında verilen meslekten çıkarma cezası dışındaki kararları valinin; polis memurları hakkında verilen meslekten çıkarma cezası kararları valinin önerisi, Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kumlunun görüşü ve Bakanın onayı ile;
B) Genel Müdürlük Merkez Disiplin Kurulu ile öğretim ve eğitim kumrularındaki Polis Disiplin kurullarının meslekten çıkarma dışındaki kararları Emniyet Genel Müdürünün onayı; meslekten çıkarma kararları Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunun görüşü ve Bakanın onayı ile;
C) Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunun kararları Bakanın onayı ile; kesinleşir.
(A) ve (B) bentleri uyarınca intikal eden ve Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunca uygun görüş belirtilmeyen dosyalar Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulunca kesin karara bağlanır..." hükmüne yer verilmiştir.
Anayasanın 129. maddenin ikinci fıkrasında, "Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez." hükmüne yer verilerek, savunma alınmadan kamu görevlilerine disiplin cezası verilemeyeceği anayasal olarak güvence altına alınmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 130. maddesinde ise, "Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır." hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 14/07/1998 tarih ve 1997/41, 1998/47 sayılı kararında; herkesin kendisine yönelik isnadın nedeninden ve niteliğinden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek hakkına sahip olduğu; olayı, isnadın nedenini ve hukuki niteliğini bilmeyen kişinin kendisini yeterince savunamayacağının açık olduğu, bu hususun, savunma hakkının temelini oluşturduğu belirtilmek suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin, "savunma hakkı"na ilişkin 6. maddesi de dikkate alınarak savunma hakkının niteliği ve önemi vurgulanmıştır.
Hukuki Değerlendirme :
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle sübjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi, kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme de sahiptirler.
Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.
Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi, soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Bu itibarla, disiplin cezası vermeye yetkili mercilerce kamu görevlilerinin disiplin suçu sayılacak eylemlerinin işlendiğinin öğrenilmesi halinde, bir muhakkik tayin edilerek disiplin soruşturması açılması, muhakkik tarafından soruşturulalım lehine ve aleyhine olan tüm bilgi ve belgeler toplanmak ve bilgi sahibi olanların ifadeleri ile ilgilinin ne ile suçlandığı açıkça belirtilerek savunması alınmak suretiyle yasal süresi içerisinde soruşturmanın tamamlanması, yürütülen soruşturma sonucunda, adli, idari ve disiplin yönünden soruşturulan hakkında muhakkikin kanaat ve teklifinin de yer aldığı soruşturma raporunun hazırlanarak raporun disiplin cezası vermeye yetkili amire veya kurula sunulması ve bunun üzerine yetkili amir ve kurullarca soruşturma dosyasının incelenerek karar verilmesi hukuki güvenlik ilkesinin gereğidir.
Yukarıda belirtilen ilkelerin gereği olarak soruşturma veya disiplin kurullarınca karar verme aşamasında isnat edilen fiilin farklı bir madde kapsamına girdiğinin anlaşılması durumunda ise bu maddede belirtilen fiil için yeni bir soruşturma olurunun alınması, yeni bir soruşturmacının atanması, davacının bu madde kapsamında ayrıca savunmasının alınması ve buna göre tahkikatın yürütülmesi gerekmektedir.
Olayda, yukarıda yer verilen disiplin ilkeleri doğrultusunda, kusurlu halin tespitinden sonra yasal süreler içerisinde davacı hakkında disiplin soruşturması açıldığı, bağımsız bir muhakkik tayin edilerek yürütülen soruşturma kapsamında Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi hükmüne göre inceleme ve araştırma yapıldığı ve davacının anılan maddedeki fiile ilişkin savunmasının alındığı, bu süreç sonunda tesis edilen ............... İl Polis Disiplin Kurulunun 14/01/2010 tarih ve Karar No:2009/85 sayılı kararıyla, davacının Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasının uygun bulunduğu, ancak Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun 13/04/2010 tarih ve Gündem No:2010/57, Karar No:2010/161 sayılı kararıyla; davacının, anılan Tüzük'ün 8/7. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/6. maddesinde belirtilen ve İl Disiplin Kurulu kararma dayanak alınan "...rüşvet, ... veya bu suçları işlemeye teşebbüs etmek" fiilleri ile aynı Tüzük'ün 8/7. maddesinde belirtilen ve Yüksek Disiplin Kurulunun kararına dayanak alınan "yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak" fiilinin, unsurları bakımından birbirinden farklı oldukları ve sübut bulup bulmadıklarına ilişkin incelemenin her biri için ayrı ayrı yapılması gerektiği açıktır.
Bu durumda, dava konusu işlemde davacının işlediği kabul edilerek cezalandırılmasına dayanak alınan "yetkisini veya nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak" eylemi yönünden ayrıca bir soruşturma yapılmadığı anlaşılmakta olup, Yüksek Disiplin Kumlu aşamasında saptanan bu fiil yönünden yeni bir soruşturma oluru alınarak davacı lehine ve aleyhine olan tüm deliller araştırılmadan ve davacının bu fiile ilişkin savunması alınmadan tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, belirtilen araştırma yapılmaksızın tesis edilen işleme karşı açılan davanın reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Karar Sonucu :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu .................................İdare Mahkemesinin 28/12/2011 tarih ve E:2010/1054, K:2011 /1620 sayılı kararının bozulmasına,
...