Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek suçu örnek mahkeme kararları
657 sayılı devlet memurları kanununa göre Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek fiili ilgili kanunda kademe ilerlemesinin durdurulması cezası gerektiren fiilleri arasında sayılmıştır. Geçmiş yıllarda Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek suçu ile alakalı verilmiş olan mahkeme kararlarını yazımız ekinde yayımlıyoruz.
DANIŞTAY 12. DAİRE Esas No : 2012 / 5329 Karar No : 2015 / 5995
Karar Tarihi : 18.11.2015
İlgili Mevzuat :
657 DEVLET MEMURLARI KANUNU ( Madde 125 )
İstemin Özeti : İskenderun Sosyal Güvenlik Merkezi'nde kontrol memuru olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının ( D ) bendinin ( f ) alt bendi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, ancak 125. maddenin 5. fıkrası gereğince öğrenim durumu nedeniyle yükselebileceği kadronun son kademesinde olduğundan aylığından 1/4 oranında kesinti yapılması şeklinde uygulanmasına ilişkin 26/10/2010 tarihli ve 2010/237 sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; davacının tamamlamadığı bazı iş ve raporları tamamlanmış olarak göstermek suretiyle muhtelif aylara ilişkin aylık çalışma cetvellerini yanlış veri ve bilgilerle düzenlediği hususu sübuta ermiş bulunmakla birlikte, davacının bu fiilinin "görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yanlış beyanda bulunmak" kapsamında olduğu anlaşıldığından, eylemine uyan anılan Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının ( C ) bendinin ( d ) alt bendi uyarınca aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması gerekirken, bu fiilinin "gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek" şeklinde değerlendirilmek suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali ile davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi yolunda Hatay İdare Mahkemesince verilen 10/02/2012 tarihli ve E:2010/1720, K:2012/248 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi Düşüncesi : İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
KARAR : İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından,
SONUÇ : Temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
DANIŞTAY
12. DAİRE
Esas No : 2008 / 1447
Karar No : 2010 / 5714
Karar Tarihi : 12.11.2010
İlgili Mevzuat :
657 DEVLET MEMURLARI KANUNU ( Madde 125 )
İstemin Özeti : Sakarya 2. İdare Mahkemesince verilen 31.12.2007 günlü, E:2007/539, K:2007/1537 sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Tufan Teke
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile hukuk ve usule uygun bulunan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Nazmiye Kılıç
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince 2577 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
KARAR : Dava, Sakarya İl Özel İdaresinde müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Kanunun 125/D-f maddesi uyarınca bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 27.2.2007 günlü işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Sakarya 2. İdare Mahkemesince verilen 31.12.2007 günlü, E:2007/539, K:2007/1537 sayılı karar ile; Sakarya ili Karasu ilçesi Aziziye Mahallesi Değirmendere Mevkiinde bulunan sahaya ilişkin olarak Taşocakları Nizamnamesine göre verilmiş bir ruhsat bulunup bulunmadığını öğrenmek amacıyla H.İ. isimli bir şahıs tarafından davalı idareye 5.4.2005 tarihinde dilekçe ile başvurulduğu, sözkonusu sahanın bir kısmının 1996 yılından itibaren Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğünce taş ocağı olarak işletilen alan dahilinde kaldığı halde davalı idarece verilen 5.5.2005 gün ve 1204 sayılı cevabi yazı ile bahse konu alan içerisinde verilmiş bir ruhsatın bulunmadığının belirtildiği, sözü edilen yazının Maden İşleri Genel Müdürlüğüne verilmesi üzerine Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğüne tahsisli ve taşocağı işletme ruhsatlı alan ile çakışacak şekilde taşocağı işletme ruhsatı alındığının anlaşılması üzerine başlatılan soruşturma sonucu düzenlenen 27.11.2006 günlü, 1 sayılı tetkik ve araştırma raporunun incelenmesinden, H.İ. isimli şahsa ait bahsi geçen dilekçenin Sakarya İl Özel İdaresi Müdürlüğü yetkililerince gelen evrak kaşesi vurularak gelen evrak tarihi ve sayısı verilmek suretiyle gelen evraka kaydı alınmadığı, konuyu araştırarak verilecek cevabı hazırlamakla sorumlu olan görevlilere havale edilmediğinin belirlendiği, bu şekilde davalı idarede il özel idaresi müdür yardımcısı olup müdür vekili olarak görev yapan davacı tarafından imzalanan 5.5.2005 günlü belgenin resmi yazışma kurallarına aykırı olarak hazırlandığı ve gerekli tetkik ve inceleme yaptırılmadan tesis edildiği, aynı zamanda belgenin içeriğinin gerçeğe aykırı olduğu hususlarının sabit olduğu, bu durumda, davacının H.İ. isimli şahsın yazışma kurallarına uygun olmayan dilekçesi üzerine hiçbir inceleme ve araştırma yapmadan gerçeğe aykırı olarak 1996 yılından bu yana Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğüne tahsisli alana yönelik verilen bir ruhsatın bulunmadığı yönünde belge düzenlediğinin sübuta erdiğinden 657 sayılı Kanunun 125/D-f maddesi uyarınca gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek suçunu işlediğinden bahisle 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, İdare Mahkemesi kararının hukuk ve usule uygun olmadığını öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasına karar verilmesini istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-f maddesinde, gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek fiili, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, H.İ. isimli şahsın Sakarya Valiliği İl Özel İdare Müdürlüğüne verdiği 5.4.2005 günlü dilekçesinde Sakarya ili Karasu ilçesi Aziziye Mahallesi Değirmendere Mevkiinde AR 91024 ve AR 91025 nolu iki saha için önceden devam eden bir ruhsatlandırmanın olup olmadığının bildirilmesi için talepte bulunduğu, il özel idaresi müdür yardımcısı olup müdür vekili olarak görev yapan davacı imzalı 5.5.2005 günlü, 1204 sayılı cevabi yazıda 1996 yılından itibaren Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğünce taş ocağı olarak işletilen alan dahilinde kaldığı halde talebe konu sahalarda verilmiş bir ruhsatın bulunmadığının belirtildiği, H.İ. isimli şahıs tarafından bu yazı Maden İşleri Genel Müdürlüğüne verilerek bahse konu alan için işletme ruhsatı alarak bu alanda faaliyete başladığı, dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden; dilekçe sahibi H.İ. isimli şahsın Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğü aleyhine açtığı meni müdahale davası sonucunda verilen Karasu Asliye Hukuk Mahkemesinin davacı lehine sonuçlanan 7.12.2006 günlü H.İ.nin ruhsat sahasına olan müdahalenin önlenmesi kararı ile Sakarya Valiliği Kadastro Müdürlüğünün Sakarya Valiliği İl Özel İdaresi Müdürlüğüne yazdığı 20,9.2005 gün, 5507 sayılı yazısından söz konusu dilekçede talebe konu AR 91025 ( 68209 ) nolu sahanın, Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğüne tahsis edilen ruhsatlı bölgeyle çakışmadığı, ancak H.İ.nin dilekçesinde talebe konu AR 91024 ( 68208 ) nolu ikinci sahaya yönelik verilen ruhsatın ise Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğünce taş ocağı olarak işletilen alan dahilinde kaldığının ( çakıştığının ) anılan Sakarya Valiliği Kadastro Müdürlüğünün Sakarya Valiliği İl Özel İdaresi Müdürlüğüne yazdığı 20.9.2005 gün, 5507 sayılı yazısından anlaşılmaktadır.
Olayda, hakkında yapılan soruşturma sonucunda davacının görev, yetki ve sorumluluğunun gereği olan tetkik, inceleme ve araştırmayı yapmadan gerçeğe aykırı belge ve rapor düzenlemek suçunu işlediğinden bahisle soruşturmacının teklifi doğrultusunda bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlem tesis edilmiş ise de; davacının 5.5.2005 günlü, 1204 sayılı cevabi yazıyı gerekli araştırma ve incelemeyi yaptırmadan usûle uygun davranmamak suretiyle imzaladığı ve bu yazıya istinaden Maden İşleri Genel Müdürlüğüne başvurularak ruhsat alınan iki sahadan birisinin Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı Genel Müdürlüğüne tahsis edilen sahayla çakıştığı konusunda duraksamaya yer bulunmamakla birlikte, davacının bu fiiliyle dilekçe sahibi ilgiliyi ve idareyi yanıltma veya zarara sokma kastıyla hareket ettiğinin ve bu belgeyi bilerek ve isteyerek imzaladığının, ayrıca bu fiili nedeniyle herhangi bir menfaat temin ettiğinin ortaya konulamadığının anlaşılması karşısında, davacının eyleminin bu haliyle 657 sayılı Kanunun 125/D-f maddesinde yer alan suçu oluşturmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, Mahkemece, davacının sözkonusu belgeyi yazışma kurallarına aykırı olarak hazırladığı hususunun da sabit olduğuna hükmedilmiş ise de, soruşturma raporu ve soruşturmacı teklifinde bahsedilen husus yer almış olmakla birlikte, dava konusu işlemde sadece davacının görev, yetki ve sorumluluğunun gereği olan tetkik, inceleme ve araştırmayı yapmadan gerçeğe aykırı belge ve rapor düzenlemek suçunu işlediğinden bahisle disiplin cezasının tesis edildiği, belgeyi yazışma kurallarına aykırı olarak hazırladığı hususunun belirtilmediği anlaşıldığından, Mahkeme kararında, bu gerekçe yönünden de hukuki isabet bulunmamaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Sakarya 2. İdare Mahkemesince verilen 31.12.2007 günlü, E:2007/539, K:2007/1537 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin l/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 12.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
DANIŞTAY
12. DAİRE
Esas No : 2002 / 1245
Karar No : 2005 / 2795
Karar Tarihi : 5.07.2005
İlgili Mevzuat :
657 DEVLET MEMURLARI KANUNU ( Madde 125 )
4458 GÜMRÜK KANUNU ( Madde 64 )
ÖZÜ : GERÇEĞE AYKIRI BELGE DÜZENLEYEN DAVACININ 657 SAYILI YASANIN 125/D-F MADDESİ UYARINCA 3 YIL KADEME İLERMESİNİN DURDURULMASI CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINDA HUKUKA AYKIRILIK BULUNMADIĞI HAKKINDA
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Ağrı Valiliği
Karşı Taraf : ...
Vekili : Av. ...
İsteğin Özeti : Erzurum İdare Mahkemesince verilen 29.11.2001 günlü, E:2001/985, K:2001/1539 sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Safiye Coşkun
Düşüncesi : İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : E.Nur Necef
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava,...Gümrükler Başmüdürlüğü emrinde muhafaza memuru olan davacının üç yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Erzurum İdare Mahkemesinin 29.11.2001 günlü, E:2001/985, K:2001/1539 sayılı kararıyla; dava dosyasının incelenmesinden,...Limited. Şirketi adına tescilli giriş beyannamesi ile 13 Tır dolusu eşyanın cam mamülü şeklinde beyan edildiği, muayene aşamasından önce tırlardan birinin kaza yapması sonucu araçtan çay döküldüğünün tespit edildiği, mal sahibinin 21.7.2000 tarihli dilekçesi üzerine aynı beyanname kapsamında tek kalemde birlikte beyan edilen,kaza yapan araç haricindeki diğer 12 aracın 21.7.2000 tarihli tespit tutunağı düzenlenerek mahrecine iade edildiği, bu 12 aracın kaza yapan araçla birlikte soruşturma kapsamına alınmadığı ve tespit yapılmadığı halde yapılmış gibi gösterildiği böylece gerçeğe aykırı belge düzenlendiği gerekçesiyle dava konusu cezanın verildiğinin anlaşıldığı, aynı beyanname kapsamında tek kalemde beyan edilen 13 araçtan birinin kaza yapması ve taşıdığı eşyanın cam olarak beyan edilmesine rağmen araçtan çay dökülmesi nedeniyle diğer 12 araçtada da cam yerine çay bulunduğunun subjektif olarak kabulünün hukuken mümkün olmadığı, bu durumda davacının tahmine dayalı olarak gerçeğe aykırı belge düzenlediğinin kabulü ile tesis edilen işlemde hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, işlemin hukuk ve usule uygun olarak tesis edildiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Yasanın 125.maddesinin (D) fıkrasının (f) bendinde; gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek bir yıldan üç yıla kadar kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren eylemler arasında sayılmıştır.
4458 sayılı Gümrük Kanununun 64.maddesinde; Gümrük idarelerinin beyan sahibinin talebi üzerine ve eşyanın yanlışlıkla beyanname konusu gümrük rejimine tabi tutulmasına veya beyan edildiği rejime tabi tutulmasının özel nedenlerle mümkün olmadığına ilişkin kanıtlayıcı belgeleri ibraz etmesi halinde, tescil edilmiş bir beyannameyi iptal ederek gerektiğinde yeni bir rejim beyanında bulunulmasına izin verilebileceği,muayenenin sonucu alınmadan beyannamenin iptaline ilişkin taleblerin kabul edilemeyeceği belirtilmektedir.
Mahrece iade işlemlerinin ne şekilde yapılacağına ilişkin düzenlemeleri içeren Mahrece İade Genel Tebliğinin 2/c maddesinde de; anılan Kanunun 64.maddesi dikkate alınarak işlem tesis edilerek ve gerekli belgeler ibraz edilmek suretiyle eşyanın giriş işlemi yapılan gümrükten mahrece iade edileceğinden bahsedilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden;...Ltd. Şirketi adına tescilli giriş beyannamesi ile 13 tır dolusu eşyanın cam mamülü olarak beyan edilmişken, muayane aşamasından önce tırlardan birinin kaza yapması sonucunda araçtan çay döküldüğünün tespit edildiği, mal sahibinin 21.7.2000 tarihli dilekçesi üzerine, aynı beyanname kapsamında tek kalemde birlikte beyan edilen, kaza yapan araç haricindeki diğer 12 aracın 21.7.2000 tarihli tespit tutanağı düzenlenerek mahrecine iade edildiği, bu 12 aracın mülkellefin dilekçesi üzerine kanunsuz olarak mahrecine iade edildiği, konuya ilişkin olarak eşyanın mahrecine iadesi için düzenlenen 21.7.2000 tarihli tespit tutanağını araçları ve eşyayı görmeden imzaladıklarını davacı ve diğer tutanağı imzalayanların ifadelerinde belirttikleri anlaşılmaktadır.
Olayda, soruşturma kapsamında adı geçen davacı ve diğer şahısların ifadelerinden, mahrece iade işlemine konu olan 12 adet aracın yurt dışı edildikten sora 21.7.2000 günlü mahrece iade tutanağının düzenlendiği, dolayısıyla davacı ve tutanağı imzalayan diğer şahısların araçları görmedikleri halde, kaçakçılığı men, takip ve tahkik görevini suistimal ederek tutanak düzenledikleri sonucuna varıldığından, davacının üzerine atılı gerçeğe aykırı belge düzenlemek fiilinden dolayı verilen dava konusu cezada hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz talebinin kabulü ile Erzurum İdare Mahkemesince verilen 29.11.2001 günlü, E:2001/985, K:2001/1539 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 5.7.2005 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
K A R Ş I O Y
Uyuşmazlığın, davacı hakkında Teşekkül Halinde Kaçakçılık suçundan dolayı açılan ceza davasının sonucunun ara kararı ile sorulması ve sonucuna göre çözülmesi gerektiği görüşüyle, İdare Mahemesi kararının bozulması yönündeki çoğunluk kararına karşıyım.