Disiplin Soruşturmasında Soruşturmacının Tarafsızlığı Hk Danıştay Kararı
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre yürütülen soruşturmaların doğru yürütülmesi ve soruşturma sonucunda verilecek olan cezaların hakkaniyete göre verilebilmesi açısından soruşturma görevini yürüten kişilerle soruşturma sonucunda disiplin cezası verecek disiplin amirleri veya disiplin kurullarında görev alan görevlilerin tarafsızlığını koruması önem arz etmektedir.Bu nedenle yapılacak olan disiplin soruşturmasında soruşturulacak konudan dolayı zarar gören veya bu hususlardan yarar sağlayacak olan kişilerin soruşturmacı olmaması gerekmektedir.Aynı husus ceza verecek amirler açısından da geçerlidir.Örneğin memurun amirine karşı olumsuz fiilinden kaynaklanan bir soruşturmada kendisine karşı olumsuz fiil işlenen amirin soruşturma veya ceza verme süresinde görev alması verilecek olunan kararlarda tarafsızlığın zedelenmesine sebebiyet verebilecektir.
Yazımız ekinde yer alan Danıştay Kararında soruşturma yapan kişi ile soruşturma sonunda ceza verme yetkisine sahip kişilerin tarafsızlığının sağlanması açısından dikkat edilmesi gereken hususlarla alakalı güzel bir değerlendirme yapılmıştır.
Mahkeme kararında yer alan bölüm "soruşturma yapmakla görevlendirilenlerin ve cezayı verecek olan disiplin amirlerinin soruşturmaya konu olayla hiçbir ilgisi bulunmayan, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin suç konusu eyleminden zarar gören veya yarar sağlayan veya soruşturulanın veya olayın mağduru durumundaki kişilerden etkilenecek konumda bulunmayan tamamen tarafsız kişi veya kişilerden olmaları ve kıdem ve görev bakımından en az soruşturulan ile aynı seviyede veya üst düzeyde bulunmaları gerekmektedir." şeklindedir.
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2012/13342 E. , 2016/2175 K.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : İstanbul 6. İdare Mahkemesince verilen 18/05/2012 tarihli ve E:2012/1; K:2012/1115 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/A-(a) maddesi uyarınca "uyarma" cezası ile cezalandırılması ilişkin 03.11.2011 tarih ve 22901 işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacıya isnat edilen fiilin sübuta erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/A-(a) maddesinde; verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğinin "Disiplin amirlerinin yetkileri" başlıklı 18. maddesinde; disiplin amirlerinin kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği görevleri yurt içinde veya dışında yerine getiremeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara, durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, 657 sayılı Kanunda yazılı disiplin cezalarından yetkisi dahilinde bulunanları vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu nedenle, kamu görevlisinin suç oluşturduğu iddia edilen fiili ile ilgili olarak idarece açılan bir disiplin soruşturmasında, konu ile ilgili her türlü araştırmanın yapılması, kanıt niteliğinde toplanan tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, tanıkların dinlenmesi, hatta teknik konularda bilirkişilere inceleme yaptırılmak suretiyle, soruşturulanların görev ve konumları itibariyle sorumlukları ile suçun oluş biçimi irdelenerek düzenlenen rapor ile fiilin sübut bulup bulmadığının ortaya çıkarılması gerektiği, soruşturma yapmakla görevlendirilenlerin ve cezayı verecek olan disiplin amirlerinin soruşturmaya konu olayla hiçbir ilgisi bulunmayan, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin suç konusu eyleminden zarar gören veya yarar sağlayan veya soruşturulanın veya olayın mağduru durumundaki kişilerden etkilenecek konumda bulunmayan tamamen tarafsız kişi veya kişilerden olmaları ve kıdem ve görev bakımından en az soruşturulan ile aynı seviyede veya üst düzeyde bulunmaları gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen hükümler doğrultusunda; disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Soruşturma emri verilmesi; bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilmesi soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olmasının, yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınması gerekliliği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenlik ilkesinin de gereğidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğü emrinde gelir uzmanı olarak görev yapmakta iken, sözlü olarak görevlendirilmiş bulunduğu vezne servisine gitmediği, sözlü olarak verilen göreve gitmemesi üzerine, yazılı olarak vezne servisinde görevlendirildiğinin kendisine bildirilmek istenmesi üzerine de bu işlemi tebellüğden imtina ettiği gerekçesiyle savunmasının istenildiği, yapılan savunma neticesinde dava konusu disiplin cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacı hakkında soruşturma açılıp tarafsız bir soruşturmacı tayin edilmeksizin doğrudan savunmasının alındığı ve disiplin amiri tarafından cezanın verildiği anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre, soruşturma açılmadan, bağımsız bir soruşturmacı tayin edilmeden ve cezaya konu fiilleri her yönüyle ve şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulmadan tesis edilen edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 13/04/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.