Disiplin soruşturmasında soruşturma bittiğinde kaç gün içinde ceza verilir? Soruşturma raporu disiplin amirine gelince ne kadar sürede ceza vermek zorundadır?
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre yürütülen soruşturmalarda soruşturmanın açılmasında zamanaşımı süreleri olduğu gibi muhakik tarafından idareye teslim edilen disiplin soruşturması dosyası hakkında karar verme süreci ile ilgili zamanaşımı süresi bulunmaktadır.Disiplin soruşturmalarında karar süresi ile ilgili düzenleme 657 sayılı kanununun 128. maddesinde yapılmıştır. Disiplin amirlerine 128 maddeye göre tanınan karar süresi cezanın niteliğine göre değişiklik göstermektedir. Buna göre disiplin amirleri muhahkik tarafından yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen disiplin soruşturma raporunun kendilerine ulaşmasından itibaren 15 günlük süre içinde uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını vermeleri gerekmektedir.Eğer memur için önerilen ceza Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ise kararını bildirmek üzere 15 gün içinde yetkili kurula kararını bildirmek üzere gönderilir. Yetkili kurul kademe ilerlemesinin durdurulması cezasında 30 günlük süre içinde karar vermek zorundadır. Memurluktan çıkarma cezalarında ise yüksek disiplin kurulunca 6 ay içinde karar verilmesi gerekmektedir. Konuya ilişkin olarak geçmiş yıllarda verilmiş olan bir danıştay kararınıda yazımız ekinde yayımlıyoruz. Danıştay Başkanlığı vermiş olduğu kararda "Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde vermek zorundadır. Ancak bu süre, idarenin iç işleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır." şeklinde karar vermiştir.
657 sayılı Kanunda karar alma süresi ile ilgili yer alan mevzuat hükmüne aşağıda yer verilmiştir.
Karar süresi: Madde 128 – (Değişik: 12/5/1982 - 2670/34 md.) Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir. Disiplin kurulu, dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir. Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanır. Yüksek disiplin kurullarının karar usulü, memurun hakkı:(1)
ÖZET:Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde vermek zorundadır. Ancak bu süre, idarenin iç işleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Danıştay 8. Dairesinin 17.09.1991 tarihli ve E:1991/1370, K:1991/1358
İstemin Özeti: Davacının İstanbul ... İlkokulu Müdürlüğü görevinde bulunduğu sırada yapılan bir soruşturma sonucu 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 5.5.1987 günlü 410/6473 sayılı işlemin iptali isteği ile açılan davada; 657 sayılı D. Memurları Yasasının 128. maddesi birinci bendi uyarınca soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde karar verilmediği gerekçesiyle iptal eden, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin 23.3.1989 günlü 418 sayılı kararının; ceza verilebilmesi için yasada kural ve amirlere tanınan sürelerin işin sürüncemede bırakılmaması, memurun baskı altında tutulmamasına yönelik olduğu, 15 günlük sürenin geçirilerek karar verilmiş olmasının işlemi kusurlandırmayacağı, Danıştay kararlarının da bu yönde olduğu öne sürülerek 2577 sayılı İdari YargılamaUsulü Yasasının, 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: C.Y.
Danıştay Savcısı A.O.`nun Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonunda Danıştay`ın; a-Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b–Hukuka aykırı karar verilmesi, c-Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı öngörülmüştür.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar yukarıda belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığı gibi mahkeme kararının dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında bu kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, davacıya disiplin cezası verilmesine ilişkindir.
657 Sayılı D. Memurları Yasasının 128. maddesi (1.) bendinde "Disiplin amirlerinin, uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını, soruşturmanın tamamlandığı günden başlayarak 15 gün içinde vermek zorunda oldukları belirtilmiş, 127. maddesinde ise, ceza verme yetkisinin hangi durumlarda zamanaşımına uğrayacağı kuralı yer almıştır.
İki kuralın birlikte incelenmesinden; ilgilinin son savunması da alınarak her türlü usul ve işlemleri tamamlanmış olan bir soruşturmada disiplin amiri veya kurulunun kararını belli süre içinde vermemesi durumunda, hakkında soruşturma açılanların tedirgin olacağı ve uzun süre baskı altında tutulmalarının önlenmesi amacıyla 15 gün içinde karar verilmesi zorunluluğunun getirildiği, bu sürenin ceza verme yetkisini kaldıran bir niteliği bulunmadığı, aksine disiplin amiri ve kurullarını kısa sürede karar vermeye zorlayıcı nitelikte olduğu bu sürenin dışında karar verilmesinin disiplin cezasını kusurlandırıcı bir durum olamayacağı, sadece, ilgili amir veya kurulun görevini belli süre içinde yapmaması nedeniyle sorumluluğunun doğacağı açıktır.
Yasanın 128. maddesinde disiplin amiri veya kurullarına karar vermek için tanınan süreler, idarenin iç işleyişi ve düzeni ile ilgili olduğundan, bu süre geçirildikten sonra ceza verilmiş olmasında yasaya aykırılık olmadığı gözetilmeden dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 17.9.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.