İdari İzinlerde Göreve Gelecek Personeller Yazılı Görevlendirilmelidir bayramlarda idari izinde çalışacak memurlar nasıl belirlenir ?

Bilindiği üzere özellikle dini bayramlarda bayram tatilinin hafta içine geldiği dönemlerde Başbakanlık Genelgeleri ile bayram tatili ile hafta sonu tatili arasında kalan çalışma günleri için  idari izin verilmektedir.Başbakanlık tarafından verilen idari izinlerde çoğu kurumda idari izin hakkının tüm memurlar için geçerli olduğu yönünde bir düşünce olmakta ve buna göre  uygulama yapılmaktadır.Aslında yayımlanan idari izin genelgelerine bakıldığında İdari izin hakkını kullanacak memurların kurum yöneticilerince belirlenmesi gerekmektedir.İdari izin günlerinde kamu kurum ve kuruluşları tamamen kapanmayacak sadece bazı personeller izinli sayılacaktır.Kamu kurumlarında idari izin günlerinde çalışacak olan personellerin kurum amiri tarafından belirlendikten sonra ise ilgili personellere idarece yazılı bildirim yapılmak zorundadır.Yazılı olarak idari izin günlerinde çalışacak personellere bildirim yapılmaz ise tüm personellerin işe gelmemesi durumunda idari izin genelgelerine aykırı hareket edilmiş olacağından kurum amirlerinin sorumlulukları ortaya çıkmaktadır.

Yazımız ekinde yer alan Danıştay Kararında idari izin için idareye başvuran memura idari izin vermeyen idare idari izin günlerinde işe gelmeyen memura disiplin cezası vermiş, bunun üzerine memur tarafından açılan dava da Danıştay memura verilen disiplin cezasını iptal etmiştir.İlgili kararda Danıştay Başkanlığı Başbakanlık tarafından ilan edilen idari izinlerde İdarece idari izin günlerinde çalışacak personellerin tespitinin yapılmasını ve bu günlerde çalışacak personellere bildirim yapılması gerektiği kararını almıştır.

İdari İzinlerde Göreve Gelecek Personellerin Tespit Edilmesi Gerektiği Hakkında Danıştay Kararı

T.C. D A N I Ş T A Y Onikinci Daire Esas No : 2014/2487 Karar No : 2014/8794

Özeti :Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün "idari izin" konulu genelgesi ile idari izin olarak ilan edilen tarihlerde görevli personel olarak belirlendiği yolunda kendisine bildirim yapılmayan davacının, anılan genelge uyarınca belirtilen tarihlerde idari izinli olduğunun kabulü gerektiğinden, "özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmeme" eylemi sübuta ermediğinden disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

.......................... 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-(b) maddesinde, "özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek, "aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır. Dosyanın incelenmesinden,19.09.2008 tarihli ve 11359 sayılı "İdari İzin" konulu Başbakanlık Genelgesi ile Ramazan Bayramı 29.09.2008 Pazartesi günü saat 13:00'da başlayıp, 02.10.2009 Perşembe günü sona ereceğinden, kamuda çalışan memur, işçi ve diğer personelin 29.09.2008 Pazartesi ve 03.10.2008 Cuma günlerinde bir buçuk gün idari izinli sayılması uygun görülmekle birlikte, kurum yöneticilerince gerekli tedbirlerin alınması ve zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için asgari seviyede eleman bulundurulması hususunun da bildirildiği, Alucra Devlet Hastanesinde memur olarak görev yapan davacının, 26.09.2008 tarihli Başhekimlik Makamına sunduğu dilekçesiyle, 27.09.2008 (Cumartesi) tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 05.10.2008 (Pazar) tarihleri arasında olan hafta sonu ve bayram tatili izinlerini Çorum ilinde geçirmek istediğine dair bildirimde bulunduğu, bu talebinin Başhekim tarafından, dilekçenin altına "Uygun değildir" ibaresi yazılmak suretiyle reddedildiği, bilahare davacının 29.09.2008 tarihinde saat 13:00'a kadar ve 03.10.2008 tarihinde tam gün idari izinli olmadığı halde mesaiye gelmediğinin tutanak ile tespit edildiği, davacının isnad edilen eylemden dolayı alınan 13.10.2008 tarihli savunmasında, 26.09.2008 tarihli müracaatı sonrasında kendisine herhangi bir görevlendirmenin yapılmadığı bu nedenle Başbakanlık Genelgesine istinaden idari izinli olarak bayram tatilini geçirmek üzere Giresun İline gittiğini beyan ettiği, davacının bu savunması yerinde görülmeyerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-(b) maddesi uyarınca (1/30) oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği ve bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “İzin” başlıklı 23. maddesinde, “Devlet memurları, bu Kanunda gösterilen süre ve şartlarla izin hakkına sahiptirler.” düzenlemesine yer verilmiş ve bu kanunla belirlenen şartlar altında izin kullanmanın memurun genel haklarından biri olduğu kurala bağlanmıştır. İzin düzenlemelerinde, hangi iznin; ay, gün ya da saat şeklinde kullanılabileceği de açıkça belirtilmiştir. 657 sayılı Kanunun “Yıllık izin” başlıklı 102. maddesinde, “Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (on yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar İçin 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir.” hükmüne yer verilmiş; 103. maddesinde, yıllık izinlerin, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabileceği, birbirini izleyen iki yılın izninin bir arada verilebileceği belirtildikten sonra cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin haklarının düşeceği kurala bağlanmış; "Mazeret izni" başlıklı 104. maddesinde ise; doğum, evlenme, ölüm, emzirme mazeretleri sebebiyle memurlara, mazeretin türüne göre mazeret izni kullanabilme hakkı da tanınmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda sayılan izin halleri arasında ve Kanunun diğer maddelerinde “idari izin” olarak adlandırılan bir izin türüne yer verilmemiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda kamu personeline verilebilecek izinler arasında sayılmamış ve bu yolda açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, kamu yararı ve hizmet gerekleri de gözetilerek bazı zamanlarda ülke çapında tüm kamu personelinin Başbakanlık Genelgeleriyle izinli sayılması "idari izin" olarak adlandırılmaktadır.

Bu kapsamda, Başbakanlık tarafından tüm kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilen Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü'nün “İdari İzin” konulu 19.09. 2008 tarihli ve 06/11359 sayılı Genelgesi ile "Ramazan Bayramı 29 Eylül 2008 Pazartesi günü saat 13.00’te başlayıp, 2 Ekim 2008 Perşembe günü sona erecektir. Hizmetlerin aksatılmaması, kurum yöneticilerince gerekli tedbirlerin alınması ve zorunlu hizmetlerin yürütülmesi için asgari seviyede eleman bulundurulması suretiyle, kamuda çalışan memur, işçi ve diğer personelin 29 Eylül Pazartesi ve 3 Ekim Cuma günlerinde bir buçuk gün idari izinli sayılmaları uygun görülmüştür. İdari izin süresince görevli olanlara herhangi bir fazla ödemede bulunulmayacaktır." Düzenlemesine yer verilerek; kamu kurum ve kuruluşlarındaki "zorunlu" hizmetlerin yürütülmesinde "asgari" seviyede personelin görevli olarak bulundurulmasında kurum yöneticilerine yetki ve görev verildiği görülmektedir. Bakılan olayda; Alucra Devlet Hastanesinde memur olarak görev yapan davacının, 29.09.2008 ve 03.10.2008 tarihlerinde bir buçuk gün göreve gelmediğinden bahisle 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin dayanağı olarak idarece, Başbakanlık Genelgesi ile kamuda çalışan personelin 29 Eylül Pazartesi ve 3 Ekim Cuma günlerinde bir buçuk gün idari izinli sayılması nedeniyle davacının Başhekimliğe verdiği 26.09.2008 tarihli dilekçesiyle, 27.09.2008 ila 05.10.2008 tarihleri arasında kalan haftasonu ve bayram tatilini il dışında geçirmek istediğini beyan etmiş ise de, bu isteğinin Başhekim (Vekili) tarafından dilekçenin altına "uygun değildir" ibaresi yazılmak suretiyle reddedildiği ve idari izinli olmadığını öğrendiği halde göreve gelmediği ve bu suretle üzerine atılı disiplin suçunu işlediği ileri sürülmüş ise de;

Disiplin zamanaşımı süresi ile ilgili önemli karar Disiplin zamanaşımı süresi ile ilgili önemli karar

davacının Başhekimliğe verdiği 26.09.2008 tarihli dilekçesinden önce ve bu tarih itibarıyla idari izinli olmayıp hastanede çalışacak personel olarak görevlendirildiğine dair herhangi bir görevlendirmenin ve bu görevlendirmeye ilişkin yapılmış bir bildirimin de bulunmadığı gibi; anılan dilekçenin Başhekim tarafından uygun görülmediğine dair bildirimin davacıya tebliğ edilmediği anlaşıldığından, söz konusu dilekçenin altına Başhekim (Vekili) tarafından yazılıp imzalanan "uygun değildir" ibaresinin, davacının idari izin olarak ilan edilen günlerde hastanede görevli olduğu yönünde değerlendirilmesi imkanı da bulunmamaktadır.  Bu duruma göre, idari izin olarak ilan edilen tarihlerde görevli personel olarak belirlendiği yolunda kendisine herhangi bir bildirim yapılmayan davacının, anılan Genelge uyarınca bu tarihlerde izinli olduğunun anlaşılması karşısında, "özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmeme eyleminin" sübuta ermediği anlaşıldığından, davacının 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine 11/12/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İdari Dava Daireleri Kararları Onikinci Daire Danıştay Dergisi Yıl : 2015 Sayı : 138

Editör: TE Bilisim