Aylıksız izin bitiş tarihi sözlü bildirilen personel o tarihte göreve başlamazsa ceza verilir mi?

İl emniyet müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan personel, aylıksız izin tarihinin bitiminde görevine başlamaması gerekçesiyle görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin açtığı dava ilk derece mahkemesi tarafından reddedildi. İlk derece mahkemesi kararınaa karşı yaptığı istinaf başvurusu bölge idare mahkemesi tarafından reddedildi.

Söz konusu kararlara karşı temyiz telebini görüşen Danıştay 12. Dairesi; ilgilinin 23/06/2016 tarihini geçmemek üzere aylıksız izne ayrıldığı hususunun, … tarih ve … sayılı Olur yazısı ile düzenlendiği, ancak 27/10/2014 tarihli yazıyla anılan Olur yazısının tebliği yapılmasına rağmen, olur yazısının davacıya verilmediği, yalnızca sözlü olarak bu yazının söylendiği ve davacıya yazının sadece gösterildiği, davacının göreve başlaması için son tarih olan 23/06/2016 tarihinin görevli polis memurları tarafından ilgili tebliğ - tebellüğ belgesine yazılmaksızın yalnızca sözlü olarak bildirilmesinin ve olması gereken asgari unsurları bulunmayan bu belgenin dava konusu işlem için esas kabul edilmesinin hukuki güvenlik ilkesine ve mevzuata aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediğine hükmetti.

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2020/568

Karar No : 2021/6819

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü

VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: … İl Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görev yapan davacının, görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; her ne kadar davacı tarafından izin bitiş tarihinin ücretsiz izne ayrılırken kendisine bildirilmediği ileri sürülmüş ise de; davacının görev yaptığı birim tarafından düzenlenen 27/10/2014 tarihli tebliğ-tebellüğ belgesinde, … Valiliği tarafından Toplum Destekli Şube Müdürlüğü ve Lojistik Şube Müdürlüğü'ne gereğinin yapılması için yazılan ve içeriğinde Valilik Makamının … tarih ve … sayılı Olur'una yer verilmek suretiyle, davacının 23/06/2016 tarihini geçmemek şartı ile ücretsiz izne ayrılmış olduğu ibaresinin geçtiği … tarih ve … sayılı yazının yer aldığı ve davacı tarafından bizzat tebellüğ edildiği görüldüğünden, davacının 23/06/2016 tarihinde görevine başlamaması sebebiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 108. maddesinin (f) fıkrası uyarınca 03/07/2016 tarihinden geçerli olmak üzere memuriyetten çekilmiş sayılmasına ilişkin davalı idare işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı; diğer taraftan, davacı tarafından sunulan 16/02/2017 tarihli dilekçe ile müstafi sayılmasının altlığını oluşturduğu iddia olunan ve ücretsiz izin onayının kendisine tebliğinde ilgili birimince tanzim edilen tebliğ - tebellüğ belgesinde olması gereken asgari unsurların bulunmadığı ve söz konusu tebliğ - tebellüğ belgesini düzenleyen şahıslar hakkında açılan idari soruşturma sonucu disiplin cezası ile cezalandırıldıklarının ileri sürülmesine karşın, ilgili şahıslar hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı soruşturma raporuna bakıldığında; ilgili birimince davacının izin bitimi olan 23/06/2016 tarihi itibarıyla göreve başlamadığı her gün için tutulması gereken tutanağın tanzim edilmediği ve idareye bilgi verilmemesi sebebiyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 5/A-6 maddesi uyarınca "Görevde kayıtsızlık göstermek, görevi savsaklamak veya geçerli bir özrü olmaksızın belirtilen sürede bitirmemek" fiilini işlediklerinden bahisle soruşturma açıldığı anlaşıldığından, davacının bu iddiasına da itibar edilme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Göreve başlaması gereken en son tarihin belirtilmesi gereken olur yazısının kendisine tebliğ edilmediği, tebliğ yazısı olarak düzenlenen yazıda da bu tarihe yer verilmediğinden, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının tebliğ-tebellüğ belgesini imzalarken göreve başlaması gereken tarihten de haberdar olduğu dolayısıyla dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

… İl Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru olarak görev yapan davacı, 23/03/2014 tarihinde doğum yapmış, 23/06/2014 tarihinde de annelik izni bitmiş ve göreve başlamıştır.

Ardından, 15/10/2014 tarihinde … İl Emniyet Müdürlüğü'ne başvurarak ücretsiz izin talebinde bulunmuş, talebi de … tarih ve … sayılı Olur yazısıyla kabul edilmiş olup, anılan yazının 27/10/2014 tarihli işlemle kendisine tebliğ edilmesi üzerine ücretsiz izne ayrılmıştır.

Davacının, 01/09/2016 tarihinde göreve başlama isteminde bulunması üzerine göreve başlayabileceği son tarihin 23/06/2016 tarihi olduğu davalı idarece fark edilerek davacının 01/07/2016 tarihinden itibaren görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin dava konusu işlem tesis edilmiştir.

Mesai saatlerinde il dışından rapor alan memur hk danıştay kararı Mesai saatlerinde il dışından rapor alan memur hk danıştay kararı

Bunun üzerine, temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Çekilme" başlıklı 94. maddesinin birinci fıkrasında; “Devlet memuru bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan çekilme isteğinde bulunabilir. Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanun'un 104. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinde; "Kadın memura; doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı hafta süreyle analık izni verilir. Çoğul gebelik durumunda, doğum öncesi sekiz haftalık analık izni süresine iki hafta eklenir. Ancak beklenen doğum tarihinden sekiz hafta öncesine kadar sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğunu tabip raporuyla belgeleyen kadın memur, isteği hâlinde doğumdan önceki üç haftaya kadar kurumunda çalışabilir. Bu durumda, doğum öncesinde bu rapora dayanarak fiilen çalıştığı süreler doğum sonrası analık izni süresine eklenir. Doğumun erken gerçekleşmesi sebebiyle, doğum öncesi analık izninin kullanılamayan bölümü de doğum sonrası analık izni süresine ilave edilir. (...)" hükmü; 108. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinde ise; "Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden; eşi doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilir." hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Cumhuriyetin nitelikleri" başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk Devleti olduğu vurgulanmış, hukuk devletinin unsurlarından olan “hukuki güvenlik” ilkesi gereği devlet faaliyetlerinin önceden tahmin edilebilir, öngörülebilir olması, takdir yetkisini zorlayan ve keyfiliğe yol açacak kurallara yer verilmemesi gerektiği, bu ilkenin geriye yürümezlik, hukukî istikrar ve kazanılmış hakların korunması ilkelerini de içinde barındırdığı, hukuki güvenlik ilkesi gereğince devletin, vatandaşların mevcut kanunlara olan güvenine saygılı davranması, bu güvenlerini boşa çıkaracak uygulamalardan kaçınması gerektiği, bu durumun hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu kadar Anayasa’nın 5. maddesiyle devlete yüklenen, vatandaşların refah, huzur ve mutluluk içinde yaşamalarını sağlama, maddi ve manevi varlıklarını geliştirmek için gerekli ortamı hazırlama ödevinin bir sonucu olduğu; bu yönüyle, hukuk devletinin önemli bir unsuru olarak hukuki güvenlik ilkesinin, yalnızca hukuk düzeninin değil, aynı zamanda belirli sınırlar içinde, bütün devlet faaliyetlerinin, belirli oranda önceden öngörülebilir olması anlamını taşıdığı, hukuk devletinde idareden beklenenin, açık ve güvenilir olma yükümlülüğüne uygun davranması olduğu açıktır.

Yukarıda anılan mevzuat hükümleri, dava dosyasına sunulan soruşturma raporu ve davacının ücretsiz izin talebinin kabulüne dair olur işleminin tebliğine ilişkin yazının incelenmesinden; davacının 23/06/2016 tarihini geçmemek üzere aylıksız izne ayrıldığı hususunun, … tarih ve … sayılı Olur yazısı ile düzenlendiği, ancak 27/10/2014 tarihli yazıyla anılan Olur yazısının tebliği yapılmasına rağmen, olur yazısının davacıya verilmediği, yalnızca sözlü olarak bu yazının söylendiği ve davacıya yazının sadece gösterildiği, davacının göreve başlaması için son tarih olan 23/06/2016 tarihinin görevli polis memurları tarafından ilgili tebliğ - tebellüğ belgesine yazılmaksızın yalnızca sözlü olarak bildirilmesinin ve olması gereken asgari unsurları bulunmayan bu belgenin dava konusu işlem için esas kabul edilmesinin hukuki güvenlik ilkesine ve mevzuata aykırı olduğu sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/12/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2020/411 E. , 2021/6820 K.

Editör: Haber Merkezi