7354 Sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun Bazı Kurallarının İptal Talebinin Reddi ve Bazı Kurallarının İptali
Anayasa Mahkemesi 13/7/2023 tarihinde E.2022/47 numaralı dosyada, 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 3. maddesinin (4) numaralı fıkrasının ve 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “…Millî Eğitim Bakanlığınca…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine, 5. maddesinin (3) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “...Adaylık Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda...” ibaresinin, (4) numaralı fıkrasının (ç) bendinin, (6) numaralı fıkrasının ve 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin, (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…ve mesleki gelişim alanlarında başöğretmenlik için öngörülen çalışmaları tamamlayanlar…” ibaresi ile (8) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. |
A. Kanun’un 3. Maddesinin (4) Numaralı Fıkrası ile 4. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasında Yer Alan “…Millî Eğitim Bakanlığınca…” İbaresinin İncelenmesi
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun dava konusu 3. maddesinin (4) numaralı fıkrasında öğretmenlik mesleğine ilişkin kariyer basamaklarının açık ve net bir şekilde düzenlendiği görülmektedir. Bu yönüyle kuralın belirsiz ve öngörülemez olduğundan söz edilemez, dolayısıyla kural kanunilik ölçütüne aykırı değildir. Ayrıca kuralla öğretmenlik mesleği, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak kariyer basamaklarına ayrılmıştır. Öğretmenlik mesleği için kariyer basamaklarının oluşturulmasının amacı öğretmenlerin mesleklerinde kariyer ve liyakat esaslarına uygun olarak ilerlemeleri, mesleki gelişimlerini sağlamaları ve bunlara bağlı olarak özlük haklarının iyileştirilmesidir. Bu değerlendirmeler ışığında kuralın kamu yararına yönelik olduğu sonucuna varılmıştır.
Kanun’un 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan “…Millî Eğitim Bakanlığınca…” ibaresini içeren kuralda, öğretmen adaylarında aranacak niteliklerin temel ilke ve esasları ile yasal çerçevenin kanunla belirlendiği ancak belirlenen bu nitelikler çerçevesinde idare tekniği yönünden gelişen ve değişen şartlara göre belirleme yapılması gerekebileceği gözetilerek idareye düzenleme yetkisinin tanındığı görülmektedir. Kanun koyucunun bu şekilde öğretmen adaylarında aranacak niteliklere ilişkin yasal çerçeveyi çizdikten sonra hangi dersin hangi niteliklere sahip öğretmen adayı tarafından okutulacağına yönelik düzenleme yetkisini idareye bırakmasında belirlilik ve yasama yetkisinin devredilmezliği ilkelerine aykırı düşen bir yön bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralların Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine karar vermiştir.
B. Kanun’un 5. Maddesinin (3) Numaralı Fıkrasının İkinci Cümlesinde Yer Alan “…Adaylık Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda…” İbaresinin, (4) Numaralı Fıkrasının (ç) Bendinin ve (6) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
7354 sayılı Kanun’un 5. maddesinin dava konusu (6) numaralı fıkrasında aday öğretmenlerin adaylık sürecinde yetiştirilmelerine esas Aday Öğretmen Yetiştirme Programı ve Adaylık Değerlendirme Komisyonunun oluşumu ile aday öğretmenlik sürecine ilişkin diğer usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür.
Dava konusu kuralla adaylık sürecine ilişkin değerlendirme yapacağı öngörülen Adaylık Değerlendirme Komisyonunun; oluşumunun, yetkilerinin, çalışma ilkelerinin ve yapacağı değerlendirmeye ilişkin objektif ölçütlerin, Aday Yetiştirme Programının kapsamının herhangi bir tereddüde yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlenmediği görülmüştür. Anayasa’da münhasıran kanunla düzenleme yapılması öngörülen kamu hizmetlerinde kalma hakkına ilişkin bir konuda herhangi bir yasal çerçeve çizilmeden, temel ilkeler belirlenmeden sınırsız, belirsiz, geniş bir alanın yönetmeliğe bırakılmasının öngörülmesi nedeniyle kuralın temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanması gerekliliğine aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. 7354 sayılı Kanun’un dava konusu 5. maddesinin (6) numaralı fıkrasının iptali nedeniyle anılan maddenin (3) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…Adaylık Değerlendirme Komisyonu tarafından yapılan değerlendirme sonucunda…” ibaresi ile (4) numaralı fıkrasının (ç) bendinin uygulanma imkânı kalmamış olup anılan kuralların Anayasa’ya uygunluk denetiminin yapılmasına gerek görülmemiştir
C. Kanun’un 6. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının (b) Bendinin, (2) Numaralı Fıkrasının Birinci Cümlesinde Yer Alan “…ve mesleki gelişim alanlarında başöğretmenlik için öngörülen çalışmaları tamamlayanlar…” İbaresinin ve (8) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
7354 sayılı Kanun’un 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasının dava konusu (b) bendine göre uzman öğretmen unvanı için yapılan yazılı sınava başvurabilmek için mesleki gelişim alanlarında uzman öğretmenlik için öngörülen asgari çalışmaları tamamlamış olmak gerekmektedir. Anılan maddenin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde de uzman öğretmenlikte en az on yıl hizmeti bulunan ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmayan uzman öğretmenlerden mesleki gelişime yönelik 240 saatten az olmamak üzere düzenlenen Başöğretmenlik Eğitim Programını tamamlamış olan ve mesleki gelişim alanlarında başöğretmenlik için öngörülen çalışmaları tamamlayanların başöğretmen unvanı için yapılan yazılı sınava başvuruda bulunabileceği öngörülmüş olup anılan cümlede yer alan “…ve mesleki gelişim alanlarında başöğretmenlik için öngörülen çalışmaları tamamlayanlar…” ibaresi dava konusu diğer kuralı oluşturmaktadır. Maddenin dava konusu (8) numaralı fıkrasında ise öğretmenlik mesleği kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür.
Dava konusu kurallarla öğretmenlik kariyer basamaklarında ilerlemenin koşulları arasında yer alan mesleki gelişim alanlarında gerekli olan asgari çalışmaların temel ilkelerinin, kapsamının ve niteliğinin herhangi bir tereddüde yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlenmediği görülmüştür. Bir önceki değerlendirmeye konu olan kamu hizmetlerinde kalma hakkına ilişkin düzenlemede olduğu gibi kamu görevlilerinin özlük işlerine ilişkin bir konuda da Anayasa’da münhasıran kanunla düzenleme yapılması öngörülmüştür. Bu bağlamda kamu görevlilerinin özlük işlerine ilişkin bir konuda herhangi bir yasal çerçeve çizilmeden, temel ilkeler belirlenmeden sınırsız, belirsiz, geniş bir alanın yönetmeliğe bırakılmasının öngörülmesi nedeniyle kuralların temel hak ve özgürlüklerin kanunla sınırlanması gerekliliğiyle bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır.
Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralların Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.