4483 Sayılı Kanuna Göre İşleme Konulmayacak İhbar ve Şikayetler

Memurların görevleri sebebiyle işledikleri suçların soruşturulmasında 4483 sayılı yasayla getirilen sistem memurların haksız ve yersiz ithamlara karşı korunmalarında güvence görevi göstermektedir. Bu güvenceyi sağlayan en önemli unsurlardan birisi de tüm şikayetlerin işleme konulmamasıdır. 

İhbar ve Şikayetin Yetkili Mercilere İletilmesi

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'un 4 üncü maddesinde olayın yetkili mercilere iletilmesi ile işleme konmayacak ihbar ve şikayetler hakkında düzenleme yapılmıştır. Öncelikle yetkili merciden kimin kastedildiği konusuna değinmekte fayda var. Kanunun  birinci ve ikinci fıkrasına bakıldığı zaman gerek Cumhuriyet başsavcıları gerekse diğer kamu kurum ve kuruluşları, 4483 sayılı Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbarı, şikayet, bilgi, belge ve bulgulara dayanarak öğrendikleri vakit konuyu soruşturma izni vermeye yetkili makamlara bildirmekle mükelleftirler. Dolayısıyla, burada yetkili merci ile kastedilen soruşturma izni vermeye yetkili makamdır. Müfettişler ise böyle bir durumla karşılaştıklarında kendilerini görevlendirecek makama bilgi vermesi gerekmektedir.

Ek ders ücretlerini zimmetine geçiren memura hangi ceza verildi? Ek ders ücretlerini zimmetine geçiren memura hangi ceza verildi?

İşleme Konulmayacak İhbar ve Şikayetler

Yetkili mercilere iletilen ihbar ve şikayetlerden hangilerinin işleme konulmayacağı konusu ise 4483 sayılı yasanın 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında düzenlenmiştir. İhbar, suç işlendiği bilgisinin herhangi bir kişi tarafından yetkili makamlara bildirilmesidir. Şikayet ise zarar gören kişinin konuyu yetkili makamlara bildirmesidir. Yetkili makamların 4483 sayılı yasada sayılan özellikleri taşımayanları işleme koymamaları gerekir. İşleme konulmaması gereken ihbar ve şikayetler aşağıda maddeler halinde yer almaktadır.

a-Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında genel ve soyut nitelikteki şikayetlerin işleme konulmaması gerekmektedir.

b-İhbar ve şikayetlerde kişi veya olay belirtilmezse işleme konulmaması gerekir.

c-Ciddi bulgu ve belgelere dayanmayan iddiaları barındıran ihbar ve şikayetlerin işleme konulmaması gerekir.

d-İhbar sahibinin ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgah adresi bulunmayan ihbar ve şikayetlerin işleme konulmaması gerekir. Ancak, maddede bu kurala bir istisna getirilmiştir. Bu özellikleri taşımamakla birlikte iddiaların, sıhhati şüpheye mahal bırakmayacak belgelerle ortaya konulmuş olması halinde dilekçe işleme konulur.

Yukarıdaki hallerin varlığı halinde ihbar ve şikâyetler Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durum, ihbar veya şikâyette bulunana bildirilir.  Kanunda öngörülen özellikleri taşıyan şikayetlerin işleme  konulmama kararının ihbar edene bildirilmesi ile ilgili düzenleme ve haksız isnatta bulunanlar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı'nca re'sen soruşturma yapılması gerektiğine dair hüküm birlikte değerlendirildiği zaman yasanın ihbar ve şikayetin açık ve doğru kimlikle yapılmasının amaçlandığı görülecektir. Ancak, uygulamada en az riayet edilen konu bu oluyor. Şikayet dilekçeleri genellikle isimsiz, sahte isimli veyahut başka bir kişinin ismi kullanılarak üçüncü bir kişi tarafından yapılmaktadır. Hatta kimi şikayet dilekçelerinde soyut ve afaki iddialar olmasına rağmen dilekçeler işleme konulmaktadır. Bu tip dilekçelerle çok önemli olaylar aydınlatıldığı gibi gerek idareyi gerekse hakkında şikayette bulunulan personelleri yersiz yere uğraştıran dilekçeler de olmaktadır. İdarelerin burada daha dikkatli davranması gerekmektedir. Aksi halde, mesnetsiz ve yersiz ithamlarla bir çok personellerin ön inceleme geçirmesine sebep olunmaktadır.

Hakkında ön inceleme yapılmış olan bir konuda yapılan ihbar ve şikayetler de işleme konulmaz. Ancak, ihbar ve şikayet eden kişilerin daha önceki ön incelemenin sonucunu etkileyecek nitelikte yeni belge sunması halinde müracaatı işleme koyabilirler.

Editör: TE Bilisim