12 ay ceza almak memuriyete engel midir?
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi ve 98. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca görevine son verilen bir personel, söz konusu işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
Davaya bakan ilk derece mahkemesi; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda, kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkum olmamanın, Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartlar arasında sayıldığı ve bu şartın memurluk sırasında kaybedilmesinin, memurluğun sona ermesinin sebeplerinden birisi olarak düzenlendiği; dava konusu olayda davacının, cinsel taciz suçunu işlediğinden bahisle 12 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, söz konusu cezanın onanarak kesinleştiği açık olmakla birlikte; somut olayda uyuşmazlığın çözümüne esas olmak üzere, 12 ay hapis cezası ile 1 yıl hapis cezasından ne anlaşılması gerektiğinin, dolayısıyla 12 ay hapis cezasının 1 yıl hapis cezası olarak mı değerlendirilmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulması açısından, söz konusu cezaların gün, ay ve yıl hesabı yapılarak infazının nasıl gerçekleştirildiğine bakılması gerektiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu' nun "Cezanın belirlenmesi" başlıklı 61. maddesinin altıncı fıkrasında, hapis cezasının süresinin gün, ay ve yıl hesabıyla belirleneceği, bir günün, yirmidört saat; bir ayın, otuz gün olduğu, yılın ise, resmî takvime göre hesap edileceği düzenlemesine yer verildiği, diğer taraftan, 1 yıldan anlaşılması gereken süreninde 365 gün 5 saat 49 dakika olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı; bu durumda, davacının toplam 12 ay hapis cezasının karşılığının toplam 360 gün olması ve 360 günün de 1 yıl olarak kabul edilemeyecek bulunması sebebiyle davacının kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla ceza almamış olmak şartını kaybettiğinden bahsedilemeyecek bulunması karşısında; davalı idarece 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu' nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi ve 98. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davacının memuriyet görevine son verilmesi yönünde tesis edilen işlemde hukuka ve mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmadığı, nitekim Danıştay 12. Dairesinin E:2016/8142, K:2259 sayılı ve 22/05/2018 tarihli kararının da bu yönde olduğu gerekçeleriyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5033
Karar No : 2022/5305
TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: ……………………. Vergi Dairesi Müdürlüğünde ................... olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi ve 98. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin ............................... Vergi Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda, kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahkum olmamanın, Devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartlar arasında sayıldığı ve bu şartın memurluk sırasında kaybedilmesinin, memurluğun sona ermesinin sebeplerinden birisi olarak düzenlendiği; dava konusu olayda davacının, cinsel taciz suçunu işlediğinden bahisle 12 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, söz konusu cezanın onanarak kesinleştiği açık olmakla birlikte; somut olayda uyuşmazlığın çözümüne esas olmak üzere, 12 ay hapis cezası ile 1 yıl hapis cezasından ne anlaşılması gerektiğinin, dolayısıyla 12 ay hapis cezasının 1 yıl hapis cezası olarak mı değerlendirilmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulması açısından, söz konusu cezaların gün, ay ve yıl hesabı yapılarak infazının nasıl gerçekleştirildiğine bakılması gerektiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu' nun "Cezanın belirlenmesi" başlıklı 61. maddesinin altıncı fıkrasında, hapis cezasının süresinin gün, ay ve yıl hesabıyla belirleneceği, bir günün, yirmidört saat; bir ayın, otuz gün olduğu, yılın ise, resmî takvime göre hesap edileceği düzenlemesine yer verildiği, diğer taraftan, 1 yıldan anlaşılması gereken süreninde 365 gün 5 saat 49 dakika olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı; bu durumda, davacının toplam 12 ay hapis cezasının karşılığının toplam 360 gün olması ve 360 günün de 1 yıl olarak kabul edilemeyecek bulunması sebebiyle davacının kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla ceza almamış olmak şartını kaybettiğinden bahsedilemeyecek bulunması karşısında; davalı idarece 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu' nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi ve 98. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davacının memuriyet görevine son verilmesi yönünde tesis edilen işlemde hukuka ve mevzuat hükümlerine uyarlık bulunmadığı, nitekim Danıştay 12. Dairesinin E:2016/8142, K:2259 sayılı ve 22/05/2018 tarihli kararının da bu yönde olduğu gerekçeleriyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının cinsel taciz suçundan 12 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ve söz konusu cezanın kesinleştiği, bu nedenle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi ve 98. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca görevine son verildiğinden dava konusu işlemde mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: 12 ay hapis cezası ile 1 yıl hapis cezasının aynı olmadığı belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 09/11/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.