Ticaret sicilinden terkin edilen şirkete ödeme emrinin ilanen tebliğ edilebileceği
Şirketin yayımlanan ilanla ticaret sicilinden terkin edilmiş olması nedeniyle şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliği usule uygun olduğundan, diğer hususlar araştırılarak ortak adına düzenlenen ödeme emri hakkında karar verileceği hakkında.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/14412
Karar No : 2021/2982
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı
(Seğmenler Vergi Dairesi Müd.)
VEKİLİ : Av. .
TARAF (DAVACI) : .
İSTEMİN KONUSU: Ankara 6. Vergi Mahkemesinin 18/02/2016 tarih ve E:2015/1463, K:2016/291 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına, ... Sistem Proje Servis ve Güvenlik Limited Şirketi'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen 19/03/2015 tarih ve 2015/1, 2, 3 sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ortağı olduğu şirket adına tanzim edilen ihbarnamelerin ve ödeme emrinin şirketin adresinde bulunmaması nedeniyle şirketin kanuni temsilcilerinin bilinen adresinde tebliğ edilmesi gerekirken, şirketin adresinde tebliğ yapılamadığından bahisle ihbarnamelerin ve ödeme emrinin ilanen tebliğ edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ayrıca davalı idare tarafından kaldırılan ödeme emirleri kısımları yönünden davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir. TETKİK HÂKİMİ : Esra GÖK
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar, mahkeme kararının karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Kararın dava konusu ödeme emirlerinin diğer kısımlarına yönelik temyiz istemine gelince;
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları; 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; olay tarihinde yürürlükte olan 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı iddiası ile tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Tebliğ Esasları" başlıklı 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilumum vesikaların ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasıyla ilmuhaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmeyenlere ilan yolu ile tebliğ edileceği, "Tebliğ Evrakının Teslimi" başlıklı 102. maddesinde, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerinde yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, son fıkrasında da, yukarıdaki fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyeti taahhüt ilmuhaberine yazılarak tarih ve imza vazedilmek ve hazır bulunanlara da imzalattırmak suretiyle tespit olunacağı, 103. maddesinde ise; muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının ortağı olduğu şirketin 31/07/2004 tarihinde iş bırakma bildiriminde bulunduğu, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin şirketin adresinde bulunamaması nedeniyle 10/11/2012 tarihinde ilanen tebliğ edildiği, bunun üzerine davacı adına şirket ortağı sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, 28/01/2014 tarih ve 8495 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan liste ile asıl borçlu şirketin re'sen ticaret sicilinden silindiğinin ilan edildiği hususu dikkate alındığında, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin ilanen tebliğ edilmesinin usulüne uygun olduğu anlaşılmış olup, asıl borçlu şirket hakkında mal varlığı araştırması yapılıp yapılmadığı gibi diğer hususlar araştırılarak bir karar verilmesi gerektiğinden Vergi Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
- Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
- Temyize konu Ankara 6. Vergi Mahkemesinin 18/02/2016 tarih ve E:2015/1463, K:2016/291 sayılı kararının karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının ONANMASINA,
- Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
- Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildir verildi.