Temellük zimmeti ile kullanma zimmeti arasındaki farkı gösteren karar

Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2018/3549 E. , 2021/5758 K. sayılı kararında temellük zimmeti ile kullanma zimmeti arasında ne gibi farklılılar olduğunu açıkladı.

Disiplin amirinin yardımcısını soruşturmacı görevlendirmesi Disiplin amirinin yardımcısını soruşturmacı görevlendirmesi

5. Ceza Dairesi 2018/3549 E. , 2021/5758 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi


Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;


Dilekçelerinin kapsamına göre incelemenin; müdafin sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik, katılan vekilinin ise vekalet ücretine hasren vaki temyiz itirazlarıyla sınırlı yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:


Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmeyen sanık hakkında; seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerektiği göz önüne alınmadan "hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilerek adli para cezasına dönüştürülmüş olması nedeniyle CMK'nin 231. maddesinin uygulanmasına yasal imkan bulunmadığına" şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi ile TCK'nin 53/5. maddesi uygulanırken hükümde belirtilen gün sayısı yerine hapis cezasının esas alınması sonuca etkili bulunmamış, ..................................................... PTT Merkez Müdürlüğünde tahsilat gişesi memuru olan sanığın 26/03/2014 tarihinde kasasında bulunan paradan 2.300,00 TL'yi alarak şahsi banka borcunu ödemesi, bu hususun aynı gün içinde PTT müdürü ve veznedar tarafından tespit edilip tutanak altına alınması sonrasında sanık tarafından 27/03/2014 tarihinde paranın kasaya iade edilmesi eyleminin basit temellük zimmeti niteliğinde olduğu, herhangi bir ihbar, uyarı, denetim ve şikayet olmaksızın paranın geçici süreyle kullanımı ve yatırılması halinde söz konusu olabilecek olan kullanma zimmeti suçunun unsurlarının somut olayda gerçekleşmediği gözetilmeden, TCK'nin 247/3. maddesi uygulanmak suretiyle cezasından indirim yapılarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.


Ancak; Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasına rağmen kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmolunmaması,


Kanuna aykırı, sanık müdafin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasına "Katılan PTT Genel Müdürlüğü kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 3.000,00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine," ibaresinin ilave edilmesi suretiyle eleştirilen hususlar dışında usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA 24/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
 

Editör: TE Bilisim