Suça iştirak eden kişiye suçla ilgili bildirimde bulunmadığı için disiplin cezası verilemez
İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan personel, "Bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak" fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/14. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılması gerekmekte ise de, anılan Tüzük'ün 15. maddesi uyarınca bir alt ceza uygulanarak 24 ay uzun süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin İl Polis Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle dava açmıştır.
Davaya bakan ilk derece mahkemesi, ilgiliye isnat edilen fiilin sübuta erdiğinin anlaşıldığı ve yapılan işlemin hukuka aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Konuyla ilgili olarak karar düzeltme talebi ile Danıştay 5. Dairesine başvurulmuştur.
Danıştay 5. Dairesi, ilgiliye, iştirak ettiği, dolayısıyla faillerinden biri olduğu suçlar nedeniyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün (“Bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak”) 8/14. maddesi hükmü kapsamında, disiplin cezası verilmesinde Anayasa'nın 38. maddesinde yer alan "Hiç kimse kendisini.... suçlayan bir beyanda bulunmaya ... zorlanamaz" hükmü karşısında hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığına hükmetmiştir.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3595
Karar No : 2023/3840
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : ................................................ Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 24/06/2020 günlü, E:2016/16838, K:2019/2686 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : ................................................ İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, "Bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak" fiilini işlediğinden bahisle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/14. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılması gerekmekte ise de, anılan Tüzük'ün 15. maddesi uyarınca bir alt ceza uygulanarak 24 ay uzun süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 22/11/2011 günlü, 2011/1174 sayılı ................................................ Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle dava açılmıştır.
ilk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : ................................................ 3. İdare Mahkemesinin 23/11/2012 günlü, E:2012/270, K:2012/1907 sayılı kararıyla; soruşturma raporu ve ekleri ile ................................................ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucu düzenlenen Soruşturma No:2012/73036 sayılı iddianamenin birlikte incelenmesi sonucunda, davacıya isnat edilen fiilin sübuta erdiği anlaşıldığından, davacının, 24 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Daire Kararının Özeti : Danıştay Beşinci Dairesinin karar düzeltme istemine konu kararıyla; Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünde öngörülen ve davacı hakkında önerilen meslekten çıkarma cezasının Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunda görüşülmesi, Tüzük'ün 15. maddesinde öngörülen koşulların varlığı halinde bir derece alt ceza uygulanması kararının da, meslekten çıkarma cezasında olduğu gibi, 3201 sayılı Kanun'un Ek 7. maddesinde yer alan hüküm gereğince valinin önerisi, Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunun görüşü ve Bakanın onayı ile kesinleşmesi gerektiğinden, İl Polis Disiplin Kurulunda görüşülüp karara bağlanarak, valinin onayı ile tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle İdare Mahkemesi kararı bozulmuştur.
KARAR DÜZELTME TALEBİNDE
BULUNANIN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bozulmasına ilişkin kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Davacı tarafından cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ :..............................................
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesinin 24/06/2020 günlü, E:2016/16838, K:2019/2686 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlığın esası yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
........................İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacı hakkında, yapılan şikayet üzerine ................................................ Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonucu, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, 5464 sayılı Kanun'a aykırılık, tefecilik yapma, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarının isnadı ile Soruşturma No:2012/73036, Esas No:2012/25798, İddianame No:2012/8878 no'lu iddianame düzenlenmiş, anılan iddianamede; polis memuru olan ...'nun, sanık ... ve ... isimli kişilerle birlikte hareket ettiğinin, bankalara kredi kartı borcu olan vatandaşların borçlarını belli bir komisyon karşılığında, anlaşmaya bağlı olarak ödediklerinin, bankalara ödemeler yapıldıktan sonra, bankaya ödenen tutarlar kadar tek veya taksitli slipler çekilerek, şüphelilerin kendi adına veya başkaları üzerine kayıtlı değişik bankalara ait POS cihazlarını amaç dışı kullandıklarının, mal alım ve satımı olmamasına rağmen, herhangi bir resmi denetlemeye karşı da KDV oranları sıfır veya düşük olan telefon kontörü, kuyum v.b. ürünler üzerinden yüksek tutarlarda sahte faturalar tanzim ederek haksız kazanç elde ettiklerinin, sahte fatura düzenlenen işyerlerine de çıkış faturaları kadar giriş faturaları ayarladıklarının, şüphelilerin birbirlerine müşteri göndererek belli bir silsileye dayalı örgüt yapısı şeklinde hareket ettiklerinin, örgüt ile birlikte hareket eden davacının da aralarında bulunduğu polis memurlarının POS tefeciliği ve dolandırıcılık suçlarını işlediklerinin belirtilmesi üzerine, iddianamede sanık olarak yer alan polis memurları hakkında disiplin soruşturması başlatılmış, yapılan soruşturma sonucu düzenlenen Soruşturma Raporunda özetle; disiplin soruşturma aşamasında ve adli tahkikat sırasında alınan ifadelerden ve telefon konuşmalarından, adı geçen polis memurlarının, dolandırıcılık, tefecilik ve kredi kartlarından haksız menfaat temin etmek gibi suçlar işleyen . isimli şahıs ile menfaat temin etmek için alışveriş içerisine girdiklerinden, sık sık işyerine gittiklerinden, 5464 sayılı Kanun'a muhalefet ederek haksız kazanç sağlamak istediklerinden, topluma örnek olması gereken bir emniyet çalışanın yakışmayacak tutum davranış ve işlemler içerisine girdikleri, bundan dolayı kusurlu oldukları kanaatine varılmış, davacının, bu eylemine uyan, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 6/B-5. maddesinde düzenlenen "Hizmet dışında resmi sıfatının gerektirdiği saygınlığı ve güven duygusunu sarsacak eylem ve davranışlarda bulunmak" fiilini işlediği değerlendirilerek 6 ay kısa süreli durdurma cezası ile cezalandırılması teklifinin getirilmesi üzerine, söz konusu teklif değerlendirilerek, ................................................ Valiliği İl Polis Disiplin Kurulunun 22/11/2011 günlü, 2011/1174 sayılı kararı ile dolandırıcılık, tefecilik ve kredi kartlarından haksız menfaat temin etmek gibi suçları işleyen ... isimli şahsın, bu suçları işlediğini bildiği halde, bu suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmadığı anlaşıldığından bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/14. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması gerekirken, hakkında Tüzük'ün 15. maddesi uygulanarak, bir alt ceza olan 24 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine, bu kararın iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.
Davacının da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında ................................................ 8. Asliye Ceza Mahkemesinde, disiplin soruşturmasına konu fiil nedeniyle yapılan yargılama sonucu verilen 20/03/2019 günlü, E:2012/1119, K:2019/288 sayılı kararla; davacının; 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenlemek suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağladığı gerekçesiyle neticeten 1 yıl 8 ay hapis, 500-TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinin 7. fıkrası uyarınca, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan, atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli derecede, her türlü şüpheden uzak, somut ve kesin delil elde edilemediğinden beraatine hükmedilmiş olup, karar kesinleşmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT :
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 38. maddesinin 5. fıkrasında; "Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlığa konu disiplin cezasının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/14. maddesinde; "Bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak" fiili, meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylem, işlem, tutum ve davranışlar arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda özetlenen adli ve idari soruşturma süreci değerlendirildiğinde, davacının, sadece suçu bilen veya gören kişi konumunda olmadığı, işlenen suçlara iştirak ettiği, yani suçun faillerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın yukarıda değinilen 38. maddesi uyarınca, davacının, kendisini suçlayan bir beyanda bulunmaya zorlanması hukuken mümkün olmadığından, işlediği fiilin, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/14. maddesinde belirtilen “Bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” fiili kapsamında değerlendirilmesi de hukuken mümkün değildir.
Bu durumda, davacıya, iştirak ettiği, dolayısıyla faillerinden biri olduğu suçlar nedeniyle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/14. maddesi hükmü kapsamında, disiplin cezası verilmesinde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE;
2. ................................................ 3. İdare Mahkemesinin 23/11/2012 günlü, E:2012/270, K:2012/1907 sayılı kararının, 2577 sayılı Kanun’un temyize tabi ilk kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49/1-b maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin 3622 sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 22/06/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.