Savunma alınırken hangi disiplin cezasının verileceği bildirilir mi?
Bakılan olayda; her ne kadar İdare Mahkemesince, davacının usulüne uygun olarak savunması alınmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmişse de; usulüne uygun olarak alınmış soruşturma izni üzerine müfettiş tarafından soruşturmaya başlandığı, 03/12/2013 tarihli ve 20003-1 sayılı savunma istem yazısında davacı hakkında isnat edilen suçlamaların neler olduğunun anlaşılır olduğu, ayrıca davacıya, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 130. ve 399 sayılı KHK'nin 46. maddeleri uyarınca savunmasını yapması için yedi gün süre verildiği, davacının da süresi içerisinde 09.12.2013 tarihinde savunmasını yazılı olarak idareye verdiği görülmektedir. Disiplin cezası ile cezalandırılması için hakkında soruşturma açılan kamu görevlisinin savunması alınırken disiplin suçunu oluşturan eylemlerin açık bir şekilde belirtilmesi bir zorunluluktur. Ancak, bu eylemler nedeniyle hangi disiplin cezasının teklif edildiğinin belirtilmemiş olmasının savunma hakkını kısıtladığını kabul etmek mümkün değildir. Zira, soruşturma raporunda getirilen teklif, disiplin cezasını verecek makam için bağlayıcı nitelikte olmadığı gibi, davacının vereceği savunma, disiplin raporuyla birlikte değerlendirildikten sonra davacıya ceza verilip verilmeyeceğine veya ceza verilecekse hangi cezayla cezalandırılacağına karar vereceği açıktır.
Danıştay 12. Daire Başkanlığı
2015/1023 E. , 2015/5293 K.
"İçtihat Metni"
T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/1023
Karar No : 2015/5293
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Vekili : Karşı Taraf (Davacı) : Vekili : İstemin Özeti : …. 2. İdare Mahkemesince verilen …. tarihli ve E:…. sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Danıştay Tetkik Hâkimi : Düşüncesi : Davacıya 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 130. ve 399 sayılı KHK'nin 46. maddelerinde öngörülmüş olan esaslar doğrultusunda, hakkında isnat edilen suçlamaların neler olduğunun anlaşılır bir şekilde belirtilerek savunma hakkının verildiği, davacının da 7 gün içinde ayrıntılı şekilde savunmasını verdiği anlaşıldığından, Mahkemece işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken, davacının savunmasının usulüne uygun alınmadığı gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuki isabet bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü: Dava; …… İlçesi PTT Merkez Müdürlüğü'nde memur olarak görev yapan davacı tarafından, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 44. maddesi ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (l) alt bendi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına, ancak sözleşmeli personel olması nedeniyle bu cezanın 1/30 oranında aylıktan kesme cezası şeklinde uygulanmasına ilişkin 24.12.2013 tarihli ve 12 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, 03/12/2013 tarihli ve 200-03-1 sayılı yazı ile davacının 7 günlük süre içerisinde savunmasını yazılı olarak bildirmesinin istenildiği, ancak anılan yazıda davacının ihlal ettiği kanun maddesi ve teklif edilen disiplin cezasının belirtilmediği, yerleşik yargı kararları ve Danıştay içtihatları ile savunma isteme yazısında; isnat edilen fiil, ihlal edilen kanun maddesi ve teklif edilen disiplin cezasının bulunmamasının savunma hakkını kısıtladığının kabul edildiği, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü gereğince usulüne uygun savunması alınmadan Devlet memuruna disiplin cezası verilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı hakkında tesis edilen işlemde bu yönden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 44. maddesinde; "Teşebbüs veya bağlı ortaklıklardaki hizmetlerin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla sözleşmeli personelin görevleri ile ilgili kusurlu hareketleri, iş yerinde veya dışında teşebbüs ve bağlı ortaklıkla ilgili mevzuata aykırı davranışları nedeniyle kademe ilerlemesinin durdurulması hariç verilmesi gereken disiplin cezaları ile disiplin cezası vermeye yetkili merciler ve disiplin kurulları hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde teşebbüs veya bağlı ortaklık memurlarının tabi olduğu hükümler uygulanır. Ancak, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiiller için sözleşme ücretinden kesme cezası, aylıktan kesme cezası esaslarına göre uygulanır." hükmü yer almaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (l) alt bendinde; "Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek" fiili, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmış, 130. maddesinde ise; Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği, soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen tarihte savunmasını yapmayan memurun savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden; 11/11/2013 tarihinde davacı ile Merkez Müdürü arasında yaşanan olaylar nedeniyle soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonrasında düzenlenen raporda getirilen teklif doğrultusunda, 24.12.2013 tarihli ve 12 sayılı Disiplin Kurulu kararıyla davacının, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 44. maddesi ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (l) alt bendi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına, ancak sözleşmeli personel olması nedeniyle bu cezanın 1/30 oranında aylıktan kesme cezası şeklinde uygulanmasına karar verildiği, davacının 12/02/2014 tarihinde yaptığı itirazın Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. Yüksek Disiplin Kurulu'nun 09/04/2014 tarihli ve 46 sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan olayda; her ne kadar İdare Mahkemesince, davacının usulüne uygun olarak savunması alınmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmişse de; usulüne uygun olarak alınmış soruşturma izni üzerine müfettiş tarafından soruşturmaya başlandığı, 03/12/2013 tarihli ve 20003-1 sayılı savunma istem yazısında davacı hakkında isnat edilen suçlamaların neler olduğunun anlaşılır olduğu, ayrıca davacıya, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 130. ve 399 sayılı KHK'nin 46. maddeleri uyarınca savunmasını yapması için yedi gün süre verildiği, davacının da süresi içerisinde 09.12.2013 tarihinde savunmasını yazılı olarak idareye verdiği görülmektedir. Disiplin cezası ile cezalandırılması için hakkında soruşturma açılan kamu görevlisinin savunması alınırken disiplin suçunu oluşturan eylemlerin açık bir şekilde belirtilmesi bir zorunluluktur. Ancak, bu eylemler nedeniyle hangi disiplin cezasının teklif edildiğinin belirtilmemiş olmasının savunma hakkını kısıtladığını kabul etmek mümkün değildir. Zira, soruşturma raporunda getirilen teklif, disiplin cezasını verecek makam için bağlayıcı nitelikte olmadığı gibi, davacının vereceği savunma, disiplin raporuyla birlikte değerlendirildikten sonra davacıya ceza verilip verilmeyeceğine veya ceza verilecekse hangi cezayla cezalandırılacağına karar vereceği açıktır.
Bu durumda; davacıya 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 130. ve 399 sayılı KHK'nin 46. maddelerinde öngörülmüş olan esaslar doğrultusunda, hakkında isnat edilen suçlamaların neler olduğunun anlaşılır bir şekilde belirtilerek savunma hakkının verildiği, davacının da 7 gün içinde ayrıntılı şekilde savunmasını verdiği anlaşıldığından, Mahkemece işin esasına girilip hüküm kurulması gerekirken, davacının savunmasının usulüne uygun alınmadığı gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.