Muhakkik ifadeye gelmeyen tanığı zorla getirtebilir mi?

4483 sayılı kanununa göre soruşturma yürüten muhakkiklerin soruşturma esnasında tanıklarında ifadesini alması gerekebilir.

Buna göre, soruşturmacı tarafından öncelikle tanıklar … ve …'a yazılı şekilde ifadeleri alınmak üzere ifadelerine başvurulan olayı ve sorulacak soruları içeren yazılı ifade istem yazıları gönderilmesi veya gelmemelerinin sonuçları hatırlatılarak çağrı kağıdı ile ifadeye çağrılmaları, usulüne uygun olarak tekrar edilen çağrıya mazeret bildirmeksizin uymamaları halinde de 5271 sayılı Kanunun 44’üncü maddesi uyarınca zorla getirilmeleri için gerekli usuli işlemlerin yapılması hususunda Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulması, bu madde hükmünün tanıkların Cumhuriyet Savcısı, hâkim veya mahkeme önünde dinlenmesi halinde uygulanabileceği göz önünde bulundurularak adı geçen tanıkların ifadesinin Başsavcılıkça görevlendirilecek Cumhuriyet Savcısı tarafından alınmasının sağlanması gerektiği, öte yandan, 31.12.2018 tarihinde şüpheli …'un odasına giriş çıkışları gösteren kamera kayıtlarının elde edilmesi, daha sonra bu soruşturmanın Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülen ceza soruşturmalarıyla eşdeğer nitelikte olduğu, soruşturmacının delil toplamak için geniş yetkilere sahip bulunduğu, Cumhuriyet Başsavcılıklarının talep ettiği her türlü bilgi ve belgenin, delilin soruşturmacılara da verilmesi gerektiği hususları hatırlatılarak Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla şüpheli …, şikayetçi … ile tanık …'ın 30.12.2018 ile 8.1.2019 tarihleri arasındaki telefon görüşmelerinin/mesaj kayıtlarının ilgili GSM operatörlerinden temin edilmesi, tüm delillerin toplanıp irdelenmesi ve 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddelerde atılı suçlar yönünden iddiaların yeniden değerlendirilmesi suretiyle yeni bir soruşturma yapılması, Yetkili Kurul tarafından da şüpheli hakkında kanaat belirtmeyen, kesin bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır

T.C. D A N I Ş T A Y BİRİNCİ DAİRE Esas No: 2021/1365 Karar No: 2021/1454 Anahtar Kelimeler : -Ceza Soruşturması, -Delil İstemi, -Cumhuriyet Başsavcısı Özeti : 2547 sayılı Kanunun 53’üncü maddesi uyarınca yapılan ceza soruşturmasında soruşturmacının talep ettiği delil istemlerinin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından karşılanması gerektiği hakkında.

K A R A R Şüpheli : … - Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Suçları :

1- Adli Tıp dersiyle ilgili devamsızlık sınırını aşan ve bu konuda konuşmak üzere 31.12.2018 tarihinde odasına gelen Veteriner Fakültesi 5. sınıf öğrencisi şikayetçi …'in yoklama listelerine imza atarak devamsızlıktan kalmaması karşılığında "Geçirirsem bundan benim kazancım ne olacak?" demek ve şikayetçiyi ertesi gün kendisiyle buluşması için zorlamak suretiyle adı geçene cinsel tacizde bulunmak.

2- Kedisi için seyahat belgesi almak amacıyla ikinci kez odasına gelen şikayetçi …'e masadaki yoklama listelerini almasını söyleyip bu listeleri aldığı sırada şikayetçinin bacaklarına ve vücuduna dokunmak, boynundan öpmek, dudaklarından öpmek için kendine doğru çekmek suretiyle adı geçene cinsel saldırıda bulunmak. 3- 1.1.2021 tarihinde kendisiyle buluşması için şikayetçiyi cep telefonundan 4-5 kez ısrarla aramak suretiyle şikayetçinin huzur ve sükununu bozmak.

Adli makamlarca yapılan soruşturma aşamasında dinleme ve takibe dayanılarak disiplin soruşturması açılabilir mi? Adli makamlarca yapılan soruşturma aşamasında dinleme ve takibe dayanılarak disiplin soruşturması açılabilir mi?

Suç Tarihi : 2018-2019 Yılları.

İncelenen Karar : Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun 28.1.2021 tarihli son soruşturmanın açılması yolunda kanaat belirten kararı.

Karara İtiraz Eden : Hakkında son soruşturma açılması yolunda kanaat belirtilen … vekili Av. …. İnceleme Nedeni : İtiraz üzerine. Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğünün 5.8.2021 tarih ve 35866 sayılı yazısı ekinde gönderilen soruşturma dosyası ile yukarıda belirtilen Kurul kararı ve bu karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Safiye Bircan'ın açıklamaları dinlenildikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53’üncü maddesi uyarınca incelendi;

Gereği Görüşülüp Düşünüldü : 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53’üncü maddesinin ceza soruşturması usulünü düzenleyen (c) bendi uyarınca görevlendirilen soruşturmacının öncelikle suç konusu eylemleri belirlemesi, bu bağlamda şikayetçilerin, şüphelilerin ve varsa suç konusu eylemlerde tanıklığı bulunan kişilerin ifadelerini alması, şikayet dilekçelerinden başlayarak yaptığı soruşturmada elde ettiği tüm bilgi ve belgeleri değerlendirerek hazırlayacağı fezleke ile gerekçesini belirtmek suretiyle ulaştığı kanaate göre şüphelilerin men-i muhakemeleri veya lüzum-u muhakemeleri şeklinde öneri getirmesi, yetkili kurulun da iddia konusu suçların şüphelilerle illiyet bağını irdelemek suretiyle men-i muhakeme ya da lüzum-u muhakeme yönünde bir karar vermesi gerekmektedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Tanıkların çağrılması" başlıklı 43’üncü maddesinde, tanıkların, çağrı kâğıdı ile çağrılıp dinleneceği, çağrı kağıdında gelmemenin sonuçlarının bildirileceği, tutuklu işlerde tanıkları için zorla getirme kararı verilebileceği, bu madde hükmünün tanığın Cumhuriyet Savcısı, hâkim veya mahkeme önünde tanık olarak dinlenmesi halinde uygulanabileceği, Kanunun "Çağrıya uymayan tanıklar" başlıklı 44’üncü maddesinde, usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıkların zorla getirileceği, aynı Kanunun "Mağdur ile şikâyetçinin hakları" başlıklı 234’üncü maddesinde de, mağdur ile şikâyetçinin, soruşturma evresinde; delillerin toplanmasını isteme, soruşturmanın gizlilik ve amacını bozmamak koşuluyla Cumhuriyet savcısından belge örneği isteme, vekili bulunmaması halinde, cinsel saldırı suçu ile alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda, baro tarafından kendisine avukat görevlendirilmesini isteme, 153’üncü maddeye 7 uygun olmak koşuluyla vekili aracılığı ile soruşturma belgelerini ve el konulan ve muhafazaya alınan eşyayı inceletme, Cumhuriyet Savcısının, kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararına Kanunda yazılı usule göre itiraz hakkını kullanma hakları olduğu hüküm altına alınmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi …'in Rektörlüğe verdiği 2.1.2019 tarihli dilekçede, Adli Tıp dersinden 1 saat ile devam sınırını aştığını, devam durumuyla ilgili konuşmak için 31.12.2018 tarihinde …'un odasına gittiğini, adı geçenin kendisine bir şey yapamayacağını ve kaldığını söylediğini, daha sonra "Geçirirsem bundan benim kazancım ne olacak?" diye sorduğunu, kendisinin Denizli'den horoz getirebileceğini söylemesi üzerine gülerek "Akşam ne yapıyorsun?", "Yalnız kalıyorsun değil mi?" şeklinde sözler sarf ettiğini, kendisinin de, akşam evde olacağını ve yalnız kaldığını söylemesi üzerine …'un bu akşam misafirlerinin olduğunu, ertesi gün kendisini arayacağını, evine geleceğini ya da arabayla bir yerlere götürebileceğini söylediğini, kendisinin de bu durumdan korktuğu için arkadaşlarıyla bir yere gidebileceğini söylediği, bunun üzerine …'un kendisine kızarak net olmasını, yan çizecekse bunu ifade etmesini istediğini, odasından çıktıktan sonra arayıp evine geleceğinden korktuğu için tekrar odasına giderek adı geçene Ankara'ya gideceğini söylediğini, inandırıcı olması için de kedisi için seyahat yapabileceğine ilişkin yazı istediğini, bunun üzerine kendisine "Yarın buradasın ben anlamam." dediğini, kendisine odasının kapısını kilitleterek imza kağıtlarını çıkardığını, yanına çağırarak imza kağıtlarına birlikte bakmalarını, imzasının olmadığı kağıtlara bakması için masanın öbür ucuna uzanmasını istediğini, bu sırada kolundan tutarak elini öptüğünü, diğer eliyle de bacaklarını okşayarak elini kalçasında ve vücudunda gezdirdiğini, bir anda kendisine çekerek boynunu ve yüzünü öptüğünü, dudaklarını öpmemesi için kafasını çevirdiğini, beklemediği bir hareket olduğu için titrediğini ve refleks olarak itelediğini, kendisini bırakmadığını ve aralarında küçük bir boğuşma yaşandığını, ellerinden kurtularak "Siz ne yapıyorsunuz? Hoca öğrenci ilişkisi bu mu?" diyerek odadan çıkmaya çalıştığını, bunun üzerine adı geçenin gülmeye başladığını, elini uzatarak elini tutmasını istediğini, kendisinin hızlı bir şekilde eşyasını ve yazıyı alarak odayı terk ettiğini, adı geçenin ertesi gün kendisini beş kez telefonla aradığını, kendisinin bu aramalara cevap vermediğini öne sürdüğü, bu iddialarla ilgili olarak Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yaptırılan soruşturmada, şüpheli …'un, şikayetçi …'in ve tanıklar …, …, …, …, …, …, …, …'in ifadelerine başvurulduğu görülmüştür. 

Ancak, tanıklardan … ve …'a ifade davet yazılarını tebliğ almalarına rağmen ifade vermeye gelmedikleri, 1’inci ve 2’nci maddelerde atılı suçların işlendiği 31.12.2018 tarihinde şikayetçinin şüpheli …'un odasına giriş çıkışlarını gösteren kamera kayıtlarının temin edilmediği, diğer taraftan, Rektörlüğün 6.2.2020 tarihli yazısıyla Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığından, şüpheli …, şikayetçi … ile tanık …'ın 30.12.2018 ile 8.1.2019 tarihleri arasındaki telefon görüşmeleri/mesaj kayıtlarının temini ile bunların yazılı veya CD ortamına aktarılması suretiyle gönderilmesinin istenildiği, Başsavcılığın 27.2.2020 tarihli cevabi yazısıyla Rektörlüğe, iletişimin denetlenmesi güvenlik tedbirine soruşturma öncesi ya da soruşturma veya kovuşturma sonrası başvurma olanağının bulunmadığı, anılan tedbirin başka bir surette delil elde edilememesi ve ancak devam eden bir soruşturma veya kovuşturma olması durumunda uygulanabileceği, başka bir ifadeyle yürütülen bir idari soruşturma nedeniyle CMK 135/1 maddesi uyarınca iletişimin denetlenmesi tedbirine başvurma olanağının bulunmadığının bildirildiği, oysa 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesi gereğince yapılan ceza soruşturmasının Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülen ceza soruşturmalarıyla eşdeğer nitelikte olduğu, soruşturmacının delil toplamak için geniş yetkilere sahip bulunduğu, kişilerin Cumhuriyet Başsavcılıklarının talep ettiği her türlü bilgi ve belgenin, delilin soruşturmacılara da verilmesi gerektiği hususları hatırlatılarak Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığından söz konusu kişilere ait telefon görüşmeleri ve mesaj kayıtlarının temininin tekrar istenilmediği, belirtilen eksikliklerle soruşturmanın tamamlandığı, şüphelinin lüzum-u muhakemesinin önerildiği fezlekenin sunulduğu Yetkili Kurulun 28.1.2021 tarihli kararında ise, "... SON SORUŞTURMANIN AÇILMASI KANAATİNE ulaşılmıştır." denilmek suretiyle şüpheli hakkında lüzum-u muhakeme yolunda kanaat belirten, kesin olmayan, soruşturmayı sonuçlandırmayan bir karar verildiği tespit edilmiştir.

Oysa, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53’üncü maddesinin ceza soruşturması usulünü düzenleyen (c) bendi uyarınca artık ceza soruşturması safhasına geçilen iddiayla ilgili olarak soruşturmacı tarafından men-i muhakeme ya da lüzum-u muhakeme yolunda görüş bildiren bir fezlekenin düzenlenmesi, Yetkili Kurul tarafından da şüpheli hakkında men-i muhakeme veya lüzum-u muhakeme yönünde kesin bir karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde soruşturma sürecinin tamamlanamadığı, soruşturma konusu olay ve şüpheliyle ilgili kanaat belirtmek ve öneri getirmek görevinin soruşturmacıya ait olduğu, soruşturmacının kanaatini belirttiği fezlekenin sunulduğu Yetkili Kurulun ise, şüpheliyle ilgili kanaat belirtmek yerine soruşturmayı sonuçlandıran, hukuki sonuç doğuran kesin bir karar vermekle yükümlü olduğu, Yetkili Kurulca da şüphelinin lüzum-u muhakemesine karar verildiği anlaşılmıştır.

Buna göre, soruşturmacı tarafından öncelikle tanıklar … ve …'a yazılı şekilde ifadeleri alınmak üzere ifadelerine başvurulan olayı ve sorulacak soruları içeren yazılı ifade istem yazıları gönderilmesi veya gelmemelerinin sonuçları hatırlatılarak çağrı kağıdı ile ifadeye çağrılmaları, usulüne uygun olarak tekrar edilen çağrıya mazeret bildirmeksizin uymamaları halinde de 5271 sayılı Kanunun 44’üncü maddesi uyarınca zorla getirilmeleri için gerekli usuli işlemlerin yapılması hususunda Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulması, bu madde hükmünün tanıkların Cumhuriyet Savcısı, hâkim veya mahkeme önünde dinlenmesi halinde uygulanabileceği göz önünde bulundurularak adı geçen tanıkların ifadesinin Başsavcılıkça görevlendirilecek Cumhuriyet Savcısı tarafından alınmasının sağlanması gerektiği, öte yandan, 31.12.2018 tarihinde şüpheli …'un odasına giriş çıkışları gösteren kamera kayıtlarının elde edilmesi, daha sonra bu soruşturmanın Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülen ceza soruşturmalarıyla eşdeğer nitelikte olduğu, soruşturmacının delil toplamak için geniş yetkilere sahip bulunduğu, Cumhuriyet Başsavcılıklarının talep ettiği her türlü bilgi ve belgenin, delilin soruşturmacılara da verilmesi gerektiği hususları hatırlatılarak Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla şüpheli …, şikayetçi … ile tanık …'ın 30.12.2018 ile 8.1.2019 tarihleri arasındaki telefon görüşmelerinin/mesaj kayıtlarının ilgili GSM operatörlerinden temin edilmesi, tüm delillerin toplanıp irdelenmesi ve 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddelerde atılı suçlar yönünden iddiaların yeniden değerlendirilmesi suretiyle yeni bir soruşturma yapılması, Yetkili Kurul tarafından da şüpheli hakkında kanaat belirtmeyen, kesin bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, şüpheli hakkında son soruşturmanın açılması yolunda kanaat belirten Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Yetkili Kurulun 28.1.2021 tarihli kararının bozulmasına, yukarıda belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle yeniden yapılacak soruşturma sonucunda fezleke düzenlenerek 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddelerde atılı suçlar nedeniyle Yetkili Kurulca da şüphelinin men-i muhakemesi ya da lüzum-u muhakemesine ilişkin kesin bir karar verilmesi, verilecek kararın türüne göre şüpheliye ve şikayetçiye gerekli bildirimler yapıldıktan sonra bildirim alındıları ile birlikte Yasa gereği veya itiraz  edilmesi halinde itiraz dilekçeleri de eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın karar ekli olarak Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörlüğüne iadesine, kararın bir örneğinin itiraz edenin vekiline gönderilmesine 14.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Editör: TE Bilisim