Memurluktan çıkarma cezası verilirken ceza yargısının sonucunun beklenmesi 

Memur hakkında verilen disiplin cezasının itirazının idari yargıyada görüşülmesi sırasında ceza yargısının sonucunun beklenmesi gerektiği yönünde danıştay kararı 

T.C.

DANIŞTAY

5. DAİRE BAŞKANLIĞI

ESAS NO: 2016/15433

Disiplin kurullarında sendika temsilcisi olmadan alınan kararlar geçerli mi? Disiplin kurullarında sendika temsilcisi olmadan alınan kararlar geçerli mi?

KARAR NO: 2017/21093

KARAR TARİHİ: 16.10.2017

Memurun Meslekten İhraç Kararına Karşı İdare Mahkemesine Açılan Davanın Reddi, İdare Mahkemesince Yargıtay Ceza Dairesi Kararının Sonucunun Beklenmesi Gerektiği.

İstemin Özeti : İdare Mahkemesinin 31.5.2011 tarih ve E:2010/1241, K:2011/646 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi : Bahar Doğa Yıldız

Düşüncesi : Davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlanıp kesinleştikten sonra disiplin cezasına konu fillerin işlenip işlenmediği konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin davanın reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:

Dava, emekli polis memuru olan davacının, ..... İl Emniyet Müdürlüğü emrinde görev yaptığı dönemde "rüşvet almaya teşebbüs" fiilini işlediği ileri sürülerek Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğünün 8/6. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 13.4.2010 tarih ve 2010/166 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesinin 31.5.2011 tarih ve E:2010/1241, K:2011/646 sayılı kararıyla; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile davacı hakkında düzenlenen disiplin soruşturma raporu ve davacı hakkında rüşvet almaya teşebbüs suçu nedeniyle hapis cezasına hükmeden Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2.12.2009 gün ve E:2008/410 K:2009/464 sayılı kararının birlikte değerlendirilmesinden, davacıya isnat edilen rüşvet almaya teşebbüs etmek suçunun sübuta erdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Olayda; davacı aleyhine disiplin cezasına konu fiili nedeniyle adli yönden Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2008/410 esasında "rüşvet almak" suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılması ve cezanın ertelenmesi yönünde verilen kararın temyiz incelemesi kapsamında Yargıtay aşamasında olduğu ve henüz kesinleşmediği görülmektedir.

Anılan suçun Türk Ceza Kanunu'nda açıkça tanımlanmış olması nedeniyle, davacının bu suçu işleyip işlemediği ancak ceza mahkemesince verilecek karar sonucunda belirlenebilecektir.

Bu durumda, söz konusu ceza davasının sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunun İdare Mahkemesince araştırılması ve davacı hakkındaki ceza yargılaması sonuçlandıktan sonra disiplin cezasına konu fillerin işlenip işlenmediği konusunda yeniden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin davacının üzerine atılı fiillerin sübut bulduğu kabul edilerek verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesinin 31.5.2011 tarih ve E:2010/1241, K:2011/646 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16.10.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Editör: TE Bilisim