Memuriyetten çıkarma cezasında memura savunma hakkı bildirilmeli
davacının son savunmasının istenildiği Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı yazısında, davacının 657 sayılı Kanun'un 129. maddesinde yer alan soruşturma evrakını inceleme, tanık dinletme, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma haklarının bulunduğunun hatırlatılmadığının tespit edildiği ve dolayısıyla, davacının savunma hakkının kısıtlandığı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 129. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usulüne uygun olarak son savunması alınmadan disiplin cezası verildiği anlaşılmıştır.
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2021/344 E. , 2021/1856 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/344
Karar No : 2021/1856
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... İşleri Başkanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Şile ilçesi, ... Mahallesi Camii İmam Hatibi olarak görev yapan davacının, Ankara ili, Beypazarı ilçesi, ... Mahallesi Camii İmam Hatibi olarak görev yaptığı dönemde "özürsüz olarak bir yılda toplam yirmi gün göreve gelmemek" fiilini işlediğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (d) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararına istinaden tesis edilen Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve E:... sayılı işleminin iptaline, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; olayda, davacının mazeretsiz ve izinsiz olarak toplam 60 gün görevine devamsızlık yaptığı hususunun soruşturma raporu ve ekindeki belgeler ile tanıkların ve davacının ikrarıyla sübut bulduğu, dolayısıyla davacının özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek fiilini işlediği sabit olduğundan, davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı; öte yandan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından özlük haklarıyla ilgili talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu idare mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemin gereği gibi savunmasına olanak tanınmadan, hatalı bir soruşturma ve eksik inceleme neticesinde tesis edildiği, görev yaptığı Ankara ili, Beypazarı ilçesi, ... Mahallesi Camii cemaatinin bulunmadığı, cuma günleri bir kaç vatandaş ile cuma namazlarının kıldırdığı, onun dışında tek başına görev yaptığı, disiplin cezasına konu eylemini işlediğine ilişkin somut veriler bulunmadığı, dava konusu disiplin cezasının orantısız olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu işlem hukuka uygun olduğundan temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu davacının devlet memurluğundan çıkarma işlemi, 657 sayılı Kanun'un 129. maddesi uyarınca, usulüne uygun olarak davacının son savunması alınmadan tesis edildiğinden, hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin kabulü ile Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" uyarınca Dairemize devredilen dosya incelendi ve tekemmül ettiği anlaşıldığından, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul ili, Şile ilçesi, ... Mahallesi Camii İmam Hatibi olarak görev yapan davacının, Ankara ili, Beypazarı ilçesi, ... Mahallesi Camii İmam Hatibi olarak görev yaptığı dönemde cuma namazı vakti haricinde diğer vakitlerde görev yapmadığına ilişkin şikayet dilekçesi ve cami cemaatinin tutmuş olduğu tutanaklar üzerine davacı hakkında soruşturma başlatılmıştır.
Soruşturma sonucu düzenlenen ... tarih ve ... sayılı raporda özetle; cami cemaatince çeşitli tarihlerde tutulmuş tutanaklar, ifadeler, müftünün mütalaası ve cami defterinin incelenmesi neticesinde davacının 52 gün ve 41 vakit (8,2 gün) olmak üzere toplam 60 gün görevine devamsızlık yaptığı tespit edildiğinden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (d) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca soruşturma dosyasındaki mevcut bilgi ve belgeler ile davacının yazılı savunmasının birlikte değerlendirilmesi neticesinde davacının sübut bulan eylemi sebebiyle ... tarih ve ... sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile 657 sayılı Kanun'un 125/E-(d) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve bu karar Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve E:... sayılı işlemi ile onaylanmıştır.
Bunun üzerine, davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve E:... sayılı işleminin iptaline ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 129. maddesinin ikinci fıkrasında; ''Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.'' hükmüne yer verilmiş, anılan maddenin gerekçesinde, "yapılacak disiplin kovuşturmalarında ve disiplin cezası uygulamasında ilgiliye isnad olunan hususun bildirilmesi, dinlenilmesi, savunmasını yapma imkanı tanınması bu madde ile güvence altına alınmaktadır." ifadelerine yer verilerek, disiplin cezaları ile ilgili olarak Anayasal güvenceye bağlanan savunma hakkının içeriği belirtilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 129. maddesinde, ''Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin sicil dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkilidirler. Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, sicil dosyası hariç, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir." hükmüne, 130. maddesinde, "Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır." hükmüne yer verilmiştir. 130. maddede diğer cezalar bakımından memura sadece 7 günden az olmamak üzere savunma hakkı tanınmışken 129. maddeyle memuriyetten çıkarma cezası açısından, soruşturma ile ilgili evrakın incelenmesinden veya vekili vasıtasıyla sözlü savunma yapılmasına kadar, 130. maddeden farklı olarak geniş bir savunma hakkı tanınmış bulunmaktadır. Yasa koyucu disiplin cezası bakımından ilgili açısından en ağır sonuçları doğuran Devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilmesinde, bu şekilde bir savunma hakkının tanınmasını memur statüsü açısından önemli bir güvence olarak öngörmüştür.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "Adil yargılanma hakkı" kenar başlıklı 6. maddesinin üç numaralı fıkrasında:
"Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir:
a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;
b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak;
c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek;
d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek;..." hükümlerine yer verilmiştir
Sözleşme'nin (AİHS) 6. maddesinin üç numaralı fıkrasının (a) bendinde, hakkında bir suç isnadında bulunulan kişinin “Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden … ayrıntılı olarak haberdar edilmek” hakkı, kişinin savunmasını hazırlayabilmesi için getirilmiş bir güvencedir. Sözleşme’nin 6. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınmış olan hakkaniyete uygun yargılanma hakkı ışığında üç numaralı fıkranın (a) bendi, cezai konularda hakkaniyete uygun bir yargılama yapılmasının temel ön koşulu olarak şüpheli veya sanığa detaylı bilgi verilmesini öngörmektedir.
AİHM ayrıca, Sözleşme’nin 6. maddesinin (a) bendi ile hakkında bir suç isnadında bulunulan kişinin “Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak” hakkına yer verilen (b) bendinin birbiriyle bağlantılı olduğunu; suçlamanın nedeni ve niteliği hakkında bilgilendirilme hakkının, şüphelinin veya sanığın savunmasını hazırlama hakkı ışığında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. (Pélissier ve Sassi/Fransa 51-54).
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa ve 657 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; Devlet memurlarının ve diğer kamu görevlilerinin görevine son verilmesi sonucunu doğuran disiplin cezalarının tesis edilebilmesi için, söz konusu disiplin cezalarını vermeye yetkili merciiler tarafından, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerini hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak savunma yapmasına imkan tanınmasının hukuken zorunlu olduğu, herhangi bir nedenle bu zorunluluğa uyulmadan disiplin cezası verilebileceğine ilişkin istisnai bir düzenleme de bulunmadığından, Yüksek Disiplin Kurulunca hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilen davacıya 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 129. maddesinde belirtilen haklarının kullanılmasına imkan verilerek son savunma hakkı tanınması gerektiği açıktır.
Bakılan olayda, davacının son savunmasının istenildiği Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı yazısında, davacının 657 sayılı Kanun'un 129. maddesinde yer alan soruşturma evrakını inceleme, tanık dinletme, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma haklarının bulunduğunun hatırlatılmadığının tespit edildiği ve dolayısıyla, davacının savunma hakkının kısıtlandığı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 129. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usulüne uygun olarak son savunması alınmadan disiplin cezası verildiği anlaşılmıştır.
Ayrıca, davacının 30/03/2018 tarihli savunmasında, görevinin başında olduğuna ilişkin şahit olarak göstereceği kişilerin bulunduğunu ve bu kişilerin isimleri, adresleri ile telefonlarını beyan ettiği halde, Yüksek Disiplin Kurulunun toplanacağı tarih ve yeri bildiren Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve E... sayılı yazısının davacıya tebliğ edilip edilmediği anlaşılamamıştır.
Bu durumda, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararına istinaden tesis edilen Diyanet İşleri Başkanlığının ... tarih ve E:... sayılı işleminde, davacının 657 sayılı Kanun'un 129. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak son savunması alınmadan tesis edildiğinden hukuka uygunluk; bu husus göz önünde bulundurulmaksızın işin esası hakkında davanın reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamıştır.
Öte yandan, Dairemizin bu kararı uyarınca davacı hakkında, son savunma hakkı tanındıktan sonra davalı idare tarafından yeniden işlem tesis edilebileceği de açıktır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki, temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının kararının BOZULMASINA,
4. Kullanılmayan ...-TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
5. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 01/04/2021 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi