Memurun amirini iterek düşürmesi durumunda verilecek disiplin cezası nedir?

Kamu da çalışan memurların işyerinde birbirlerine karşı kanunda sayılan fiileri işlemeleri durumunda disiplin cezası ile cezalandırılmaları mümkündür. Memurlara verilecek olan disiplin cezalarında memurun işlemiş olduğu fiil ile verilecek olan ceza arasında denge gözetilmeli memurun yapmış olduğu eylemden daha ağır veya daha hafif bir ceza almasına sebebiyet verilmemelidir. Yazımız ekinde yer alan mahkeme kararında disiplin cezaları verilirken uyulması gereken kurallar ayrıntılı bir şekilde açıklanamıştır.  İlgili kararda disiplin cezası verilirken dikkat edilmesi gerekenleri " Ancak disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, “ölçülülük ilkesi” olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.
“Elverişlilik ilkesi”, öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “zorunluluk ilkesi” öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve “orantılılık ilkesi” ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir" şeklinde açıklamıştır.

Beraat kararı alan memura disiplin cezası verilmesi masumiyet karnesi ihlali midir? Beraat kararı alan memura disiplin cezası verilmesi masumiyet karnesi ihlali midir?

Mahkeme kararına konu olayda amirini iterek düşmesine neden olan memur hakkında fiili tecavüz sebebiyle verilen disiplin cezası yukarıda yer alan açıklamalar ile iptal edilmiştir. Memurun fiili ile orantılı olarak disiplin cezası verilmesi hüküm altına alınmıştır.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2016/8855 E.  ,  2017/461 K.
"İçtihat Metni"


T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8855
Karar No : 2017/461

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :

Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesince verilen ... tarihli ve E:...; K:... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dava; müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(f) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, soruşturma raporunda yer alan ifade ve belgelerden davacının iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunduğu iddiası sübuta erdiğinden, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(f) maddesinde; "Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak" fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; müdür yardımcısı olarak görev yapan davacı hakkında, koridorda ilkokul müdürüne tokat attığı ve tekmelediği yönündeki müdürün olay günü verdiği şikayet dilekçesi üzerine başlatılan soruşturma sonucunda düzenlenen Soruşturma Raporunda; davacının bahse konu eyleminin sübut bulduğu, belirtilen fiilinin ise "iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak eylemi" kapsamında olduğu değerlendirilerek davacı hakkında 657 sayılı Kanun'un 125/E-(f) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası yönünde teklif getirildiği, bu doğrultuda Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun işlemi ile davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Soruşturma raporunda yer alan ifadeler incelendiğinde; olayın tarafları dışında 11 kişinin ifadelerinin alındığı, bahse konu darpa maruz kalan ilkokul müdürünün olay anında yanında bulunan aynı okulun müdür yardımcısı ve olay esnasında dersten çıkan bir öğretmeninin, davacının müdürü tekmelediği yönünde beyanda bulunmalarına karşın, genel olarak ifadelerine başvurulanların olay anında gürültü duydukları, fiili tecavüz görmedikleri yönünde beyanda bulundukları, davacı ile davacının şahit gösterdiği iki kişinin ifadelerinden ise, davacının müdürü iterek yere düşürdüğü anlaşılmaktadır.
Kanun koyucu, hukuk devletinde kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla hizmeti sunan kamu görevlileri için disiplin düzenlemeleri içeren kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebilir. Ancak disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, “ölçülülük ilkesi” olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.
“Elverişlilik ilkesi”, öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “zorunluluk ilkesi” öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve “orantılılık ilkesi” ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir.
Bu durumda; davacının eyleminin disiplin cezası verilmesini gerektirdiği tartışmasız olmakla birlikte, 657 sayılı Kanun'un 125/E-(f) maddesinde yer alan Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile bu bağlamda "fiili tecavüz" olarak nitelendirilen itme eylemi arasında adil bir dengenin bulunmadığı açık olduğundan, davacının Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, kullanılmayan ...-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 23/02/2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Editör: TE Bilisim