Disiplin soruşturmasının komisyon marifeti ile yapılmasında görevlendirme 

Bu yazımızda Disiplin Soruşturmalarında Soruşturmacı görevlendirmelerinde  sıklıkla yapılan bir yanlışlığı mahkeme kararları doğrultusunda inceleyeceğiz.

Disiplin zamanaşımı süresi ile ilgili önemli karar Disiplin zamanaşımı süresi ile ilgili önemli karar

Devlet Memurları Kanununun DİSİPLİN başlıklı 7. Bölümünde yer alan 124 cü maddesi ile 136 cı maddeleri arasında  disipline ilişkin açıklamalar yapılmıştır.İlgili açıklamalara bakıldığında verilecek cezalar,itiraz, zamanaşımı v.b  konularda açıklamalar yapılmışken Disiplin Soruşturmasında görevlendirileceklerin taşıması gereken şartlara ilişkin her hangi bir açıklama yapılmamıştır.

Örneğin 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanunun Ön inceleme başlıklı 5.maddesinde ".....Ön inceleme, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabilir. İnceleme yapacakların, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun içerisinden belirlenmesi esastır. İşin özelliğine göre bu merci, anılan incelemenin başka bir kamu kurum veya kuruluşunun elemanlarıyla yaptırılmasını da ilgili kuruluştan isteyebilir. Bu isteğin yerine getirilmesi, ilgili kuruluşun takdirine bağlıdır..." hükmü yer almaktadır.İlgili hükümden de anlaşılacağı üzere hakkında soruşturma yapılacak kişinin üstü veya denetim elemanları aracılığı ile soruşturmanın yapılması hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde Ön inceleme yapacak olanların görevlendirilmesinde belli kıstaslar varken  Disiplin Soruşturmasında görevlendirilecek olanların vasıflarının ne olacağı kanun hükmünden çıkarılamamaktadır. Burada Danıştay Başkanlığınca verilen kararlara bakmamız gerekecektir.

Danıştay 2. Dairesince verilen 09.04.1993 tarih ve 1993/239 nolu kararda"Memur hakkında soruşturmayı yapacak olan soruşturmacının memurla eş düzeyde veya üst düzeyde bir görevde bulunması gerektiği ve memurun maiyetinde bulunan kişinin o memur hakkında soruşturma yapamayacağı" yönünde karar verilmiştir.

Danıştay 12. Dairesince verilen 07.10.2005 tarih ve 2005/3130 karar no 2005/3061 esas nolu kararda" Ticaret Meslek ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacı hakkında İlköğretim müfettişlerince düzenlenen rapora istinaden ceza verilemeyeceği"yönünde karar verilmiştir.

Danıştay 2. Dairesince verilen 21.03.1979 tarih ve 1979/277 Esas No 1979/728 Karar nolu kararda "Memur hakkında ilk soruşturmanın ,sanığın memuriyet görevinin daha üstünde veya eşit düzeyde bulunan memura yaptırılması gerektiği " yönünde karar verilmiştir.

Danıştay 2. Dairesince verilen  ve 1985/785 Esas No 1987/2006 Karar nolu kararda"Soruşturmacının sanık memurla aynı veya üst derecede olması gerektiği"yönünde karar verilmiştir.

İlgili mahkeme kararlarından da anlaşılacağı üzere Soruşturmacının hakkında soruşturma yapılanın üstü veya dengi konumunda olması gerektiği Danıştay tarafından farklı zamanlarla verilen kararlarla tasdik edilmiştir.

Konuyu örneklerle açıklamamız gerekirse bir şef hakkında en az şef düzeyinde olan veya üstü konumda bulunan şube müdürünce soruşturma yapılabilecektir.İl müdür yardımcısı hakkında en az bir il müdür yardımcısı veya il müdürü soruşturma yapabilecektir.

Ancak uygulamada en fazla yapılan hata komisyon marifetiyle yapılan soruşturmalarda ortaya çıkmaktadır.Örneğin bir şube müdürü hakkında komisyon marifetiyle yapılan soruşturmada İl müdürü başkanlığında ,şube müdürü ve şef den oluşan komisyon marifetiyle soruşturma yapılması doğrumu dur?Komisyonun başkanının şube müdürünün üstü olması yeterlimi dir?Yoksa tüm komisyon üyeleri hakkında soruşturma yapılanın dengi veya üstü olmak zorundadır.İşte aşağıda yayınlamış olduğumuz karar da Komisyondaki tüm üyelerin hakkında  soruşturma  yapılanın en az dengi olması gerektiği ve soruşturma yapılan konuda gerekli bilgi ve birikime sahip olması gerektiği yönünde karar verilmiştir.

T.C. D A N I Ş T A Y Onikinci Daire Esas No : 2010/5479 Karar No : 2013/6665

Özeti: Davacının dengi veya üstü konumunda bir idari göreve sahip bulunmayan ve başka bir kurumda muhasebe şefi olarak görevli kişinin muhakkikliğinde, anılan unvanın uzmanlığını gerektiren soruşturma konusu bulunmadığı halde yürütülen disiplin soruşturmasının bu yönüyle hukuka aykırı olduğu, davacı hakkında soruşturma ya da inceleme yapma yetkisine sahip bulunmayan " muhasebe şefi unvanlı " soruşturmacının katılımı ile hazırlanan soruşturma raporuna dayalı olarak tesis edilen dava konusu disiplin cezası ile cezalandırma işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan(Davacı) : … Karşı Taraf (Davalı) : Döşemealtı Kaymakamlığı

 İstemin Özeti : Antalya 3. İdare Mahkemesince verilen 24/12/2009 tarih ve E:2009/832; K:2009/1412 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi : Kenan Tosun Düşüncesi : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü: Dava; Antalya İli, Merkez Döşemealtı İlçesi, … Lisesi müdürü olan davacının yangına karşı önlem planı hazırlamadığından bahisle 1702 sayılı Kanun'un 20/1 maddesi uyarınca ihtar cezasıyla tecziyesine ilişkin 13.03.2009 tarih ve 1187 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; davacının müdürü olduğu okulda yangına karşı önlem planı hazırlanmadığının sabit olduğu, buna göre vazifesinin ifasında kusurlu olan davacının eylemine uygun disiplin cezasıyla tecziyesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun'un 20. maddesinin 1. bendinde; "Talimatname ve emirler mucibince yapılması lâzım olan vazifelerin ifasında kusur etmek" eyleminin tespiti halinde memurun ihtar cezası ile cezalandırılacağı kurala bağlanmıştır.

5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 31. maddesinin (Ç) bendinde; ''Kaymakamlar, dördüncü maddenin son fıkrasında belirtilen daire ve müesseseler dışında kalan bütün Devlet daire ve müessese ve işletmelerini ve özel işyerlerini, özel idare, belediye ve köy idareleriyle bunlara bağlı tekmil müesseseleri denetler ve teftiş ederler. Bu teftiş ve denetlemeyi bizzat veya idare şube başkanları veya validen talep edeceği Bakanlık veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlük müfettişleri vasıtasiyle ortaokul veya bu dereceli öğretim müesseselerini de bizzat veya ilgili müfettişleri marifetiyle denetler." hükmü öngörülmüştür.

Dava dosyasının incelenmesinden, Antalya … Lisesi Müdürü olarak görev yapan davacının, yangına karşı önlem planı hazırlamadığı hususları ile ilgili olarak Döşemealtı Kaymakamlığının 19.12.2008 gün ve 1525 -1526 sayılı soruşturma emri ile muhakkik olarak görevlendirilen …Lisesi Müdürü … ve Malmüdürlüğü Muhasebe Şefi … tarafından yürütülen disiplin soruşturması neticesinde okulun genel temizliğinin yeterli ve düzenli olarak yapılmadığı, okulun yangın talimatnamesinin denetim esnasında bulunmadığı, okul aile birliği kararı alınmadan mal ve hizmet alımı yapıldığı, mal ve hizmet alımları taşınır işlem fişi olmadan gerçekleştirildiği ve Malmüdürlüğüne eksik fiş teslim edildiği hususları sabit bulunarak her bir eylem için 1702 sayılı Yasanın 20/1 maddesine aykırılıktan ayrı ayrı ihtar cezası uygulanması teklifinde bulunulduğu, yangına karşı önlem planı hazırlanmadığından bahisle verilen ihtar cezasının iptali için görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda disiplin soruşturmasını yapacak kişilerin kimler olacağı konusunda açık hüküm olmamakla beraber soruşturmacının soruşturulan kişinin üstü, bu mümkün değilse dengi statüsünde olan muhakkikçe yürütülmesi gerektiği yargısal içtihatlarla kabul edilmiştir. Öte yandan, disiplin soruşturmalarında iddia konusu suçların sübuta erip ermediği hususunda soruşturulanların görev yaptığı kurumun yapısı, mevzuatı, yürütülen hizmetin niteliği dikkate alınarak sonuca ulaşılacağından soruşturmacının kurumun sözü edilen özelliklerini bilmesi, bir başka deyişle o kurumda görev yapmasının kamu hizmetinin en iyi şekilde yürütülmesi ilkesine de uygun düşeceği tabiidir. Olayda, disiplin soruşturmasını davacının dengi olarak kabulü gereken "Lise Müdürü" ile birlikte Döşemealtı Malmüdürlüğünde Muhasebe Şefi olarak görev yapan "…"ın muhakkik sıfatıyla birlikte yaptığı görüldüğünden davacının dengi veya üstü konumunda bir idari göreve sahip bulunmadığı ve başka bir kurumda muhasebe şefi olarak görevli kişinin muhakkikliğinde ve anılan unvanın uzmanlığını gerektiren soruşturma konusu bulunmadığı halde yürütülen disiplin soruşturması bu yönüyle hukuka aykırı bulunduğundan, davacı hakkında soruşturma ya da inceleme yapma yetkisine sahip bulunmayan " muhasebe şefi unvanlı" soruşturmacının katılımı ile hazırlanan soruşturma raporuna dayalı olarak tesis edilen dava konusu disiplin cezası ile cezalandırma işleminde hukuka uyarlık, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/09/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

İdari Dava Daireleri Kararları 12. Daire D a n ışt a y De r g is i Y ı l : 2 0 1 3 S a y ı : 1 3 4 sayfa  353

Editör: TE Bilisim