İşçi olarak çalışılan süreler memurun yıllık izninde dikkate alınır mı?
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Yıllık izin" başlıklı 102 nci maddesinde, "Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (On yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir." hükmü yer almaktadır. Yıllık izinlerin kullanılması hakkında Maliye Bakanlığınca 62, 140 ve 154 seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğleri çıkarılmış olup 62 seri No'lu Tebliğin "Yıllık izinler" başlıklı (A) bölümünde, "657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 102 nci maddesinde "Devlet Memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti bir yıldan on yıla kadar (on yıl dahil) olanları için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir." denilmektedir. Bu hükme göre; maddede geçen "Hizmet müddetleri" deyimi; emeklilik hükümlerine tabi eylemli hizmet sürelerinin (18 yaşın üzerinde sigorta primi ödemeler suretiyle resmi ve özel sektörde geçen süreler dahil) toplamını ifade etmektedir. 657 sayılı Kanunun 102 inci maddesinde yer alan "hizmet" ibaresi ilk olarak mezkûr Tebliğ'de tanımlanmış, sonrasında 140 seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde "hizmet" ibaresi yeniden tanımlanmakla birlikte, söz konusu tanımlamaya ilişkin hüküm Danıştay 12. Dairesinin 26/11/1998 tarihli ve E:1995/11088, K:1998/2881 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Bunun üzerine, 154 seri No'lu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinde "hizmet" ibaresi tekrar tanımlanmış ve söz konusu tanım "Yıllık izin sürelerinin hesabında, hangi statüde olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında geçen hizmet süreleri ile kamu kurum ve kuruluşlarında geçmese dahi Devlet memurlarının kazanılmış hak aylıklarında değerlendirilen hizmet süreleri" şeklinde yapılmıştır.
Bu çerçevede, 657 sayılı Kanunun 102 nci maddesinde geçen "hizmet" ibaresini tanımlayan ve yürürlükte bulunan iki Tebliğ hükmü bulunmaktadır. 62 seri No'lu Tebliğde emeklilik hükümlerine tabi eylemli hizmet sürelerinin (18 yaşın üzerinde sigorta primi ödemeler suretiyle resmi ve özel sektörde geçen süreler dahil) toplamının yıllık izne esas hizmet süresinde dikkate alınacağı ifade edilmiş, 154 seri No'lu Tebliğde ise statü ayrımı yapılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında geçen tüm hizmet süreleri ile kamu kurumlarında geçmese dahi kazanılmış hak aylığında değerlendirilen hizmet sürelerinin yıllık izne esas hizmet süresinde dikkate alınacağı belirtilmiştir.
Bu iki Tebliğ hükmünde yer alan hizmet ibaresi tanımlarının birbirini bütünlemediği veya sonraki hükmün önceki hükmü açıklamadığı değerlendirilmekte, birbirinden farklı tanım yapıldığı görülmektedir. Örneğin, 62 seri No'lu Tebliğe göre özel sektörde geçen sigortalı hizmetlerin tümü hizmet ibaresinin kapsamına alınırken 154 seri No'lu Tebliğde özel sektördeki hizmetlerin sadece memurun kazanılmış hak aylığında değerlendirilen kısmı hizmet ibaresinin kapsamına dahil edilmektedir. Sonuç olarak, mezkûr Tebliğlerde yer alan iki tanım hükmü arasında çelişki bulunduğu değerlendirilmekte olup normlar 3 hiyerarşisinde aynı düzeyde yer alan ve birbiriyle çatışan iki hüküm arasında konuluş zamanları bakımından öncelik sonralık ilişkisi var ise, bunlardan sonraki tarihli hükmün, önceki tarihli hükmü ilga ettiğine ilişkin hukuk ilkesi göz önüne alındığında en son yayımlanan Tebliğ hükmüne göre işlem yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Öte yandan, memuriyete girmeden önce veya memuriyetten ayrılarak kamu veya özel sektörde geçen hizmetlerden hangilerinin memuriyet kazanılmış hak aylığında değerlendirileceğinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin (C) bendinde düzenlendiği yukarıdaki bölümde bahsedilmiş olup bunun dışında ise bazı geçici hükümlerle işçilikte ve sözleşmeli statüde geçen hizmetlerin de memuriyet kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesi sağlanmıştır. Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; 657 sayılı Kanunun 102 nci maddesinde yer alan "hizmet" ibaresinin tanımına ilişkin iki Tebliğ hükmü bulunmakla birlikte, en son yayımlanan 154 seri No'lu Tebliğ hükmüne göre işlem yapılmasının uygun olacağı, özel sektörde sosyal güvenlik sigorta primi ödenerek geçirilen sürelerin memuriyete atandıktan sonra yıllık izin hesabında dikkate alınamayacağı, kamu kurum ve kuruluşlarında hangi statüde olursa olsun geçirilen hizmet sürelerinin ise yıllık izne esas alınacak sürelerin hesabında dikkate alınacağı değerlendirilmektedir.