İdari hizmet sözleşmesine dayanılarak, öte yandan usulüne uygun bir soruşturma yapılmadan disiplin cezası verilemeyeceği hakkında.

T.C.

DANIŞTAY Onikinci Daire

Esas No: 2011/6656

Adli makamlarca yapılan soruşturma aşamasında dinleme ve takibe dayanılarak disiplin soruşturması açılabilir mi? Adli makamlarca yapılan soruşturma aşamasında dinleme ve takibe dayanılarak disiplin soruşturması açılabilir mi?

Karar No : 2015/672

İstemin Özeti: Bursa 1. İdare Mahkemesince verilen 07/04/2011 tarihli ve E:2010/941; K:2011/323 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hâkimi: Ahmet Bilgen

Düşüncesi: İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

İdare Mahkemesince, davacının yazılıkaya adlı oyunun 28.01.2010 tarihli provasında yaptığı fiilin yalnızca çalışma masası dışında ayrı bir sandalyede oturmak olduğu, davacıya bu fiilinin haricinde başkaca herhangi bir eyleminde isnat edilmediği anlaşıldığından, fiilin idari hizmet sözleşmesinde tanımını bulan 'prova süresince provanın ciddiyetini ve akışını bozacak davranışlarda bulunmak' suçunu oluşturmadığı sonucuna varılarak, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline ve işlem nedeniyle yapılan kesintinin idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa 31.07.1970 tarihli 1327 ve sayılı Kanun’un 90.maddesi ile eklenen Ek Geçici 12. maddesinde, Devlet Tiyatro, Opera ve Balesinin özel kanunlarına göre, stajyer, uzman memur, uygulatıcı uzman memur, sanatkar olarak çalışan personeli hakkında, bu Kanun esasları çerçevesinde hazırlanacak kendi özel kanunları yürürlüğe girinceye kadar, 10.06.1949 tarihli ve 5441 sayılı Kanun’un, 14.07.1970 tarihli ve 1309 sayılı Kanun’un, 14.07.1970 tarihli ve 1310 sayılı Kanun ile bu kanunlarda atıf yapılan kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı belirtilmiş, aynı maddenin (D) bendinde, Devlet Tiyatro, Opera ve Balesinin (A) bendinde tespit edilen personeli dışında kalan personeli hakkında Devlet Memurları Kanunu’nun (1327 sayılı Kanun’un 90’ıncı maddesiyle eklenen Ek Geçici 20’nci maddesi hariç) bütün hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış, (A) bendinin kapsamı içinde ise, stajyerler, sahne uygulatıcıları (uzman memurlar), sanat uygulatıcıları (uygulatıcı uzman memurlar) ve sanatkar memurlar yer almıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun anılan hükmü uyarınca, davalı idarede “Devlet Tiyatroları Sanatçısı” olarak görev yapan davacı hakkında 5441 sayılı Devlet Tiyatrosu Kuruluşu Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

5441 sayılı Devlet Tiyatrosu Kuruluşu Hakkında Kanun’un 1. maddesinde; Ankara'da Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı tüzel kişiliği haiz,’’Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü”nün kurulduğu hükmü yer almış, söz konusu Kanun’un 3/B maddesinde; Devlet Tiyatrolarının disiplin işlerine bakmak üzere başrejisör, hukuk müşaviri, özlük işleri müdürü, Devlet Tiyatrosu personelinin kendi aralarından gizli oyla seçeceği bir sanatkardan mürekkep “Disiplin Kurulu”nun var olduğu ve Genel Müdür veya yardımcılarından birinin bu kurulun başkanı olduğu, Disiplin  Kurulu’nun salt çoğunlukla toplanacağı ve bu toplantıda bulunanların salt çoğunluğu ile karar vereceği hükümlerine yer verilmiş, aynı Kanunun 5/A maddesinde; Kurumda görev yapan aktör ve aktrislerin Devlet Tiyatroları Sanatkar memurları oldukları, 5/C maddesinin 3. fıkrasında; Devlet, Tiyatroları sanatkar memurlarının sanat ve yönetim kurulu kararı üzerine Genel Müdürle aralarında yapılacak bir yıl süreli idari st5zleşmelerle göreve alınacakları, yapılacak idari sözleşmelere bu maddede belirtilen hizmet özelliklerinin de yazılacağı, bu görevlilerin sözleşmelerinin sonunda hizmete devamları da aynı usule tabi olduğu, 4. fıkrasında; mali hakları ve özellikleri bu kanun içinde kalmak ve Devlet memuru niteliklerine halel gelmemek üzere sanatkar memurların hizmete alınma, hizmete devamı şekilleri ile sair özellik ve yükümlülüklerinin idari sözleşmelerinde belirtileceği hükümlerine yer verilmiş, yine anılan 5441 sayılı Kanun’un 19. maddesinde ise, sanatkarların sözleşme prim, tedavi, ayrılış ve ölüm tazminatı, askerlik, izin, yaz tatili aylarında Devlet Tiyatrosu dışında kendi hesaplarına çalışma, yolluk, inceleme seyahati ve disiplin işleriyle yabancı sanatkar ve trup getirme ve Tiyatronun iç ve yönetim işlerinin bir tüzükle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, davacı ile davalı idare arasında 5441 sayılı Kanun’un 5/C maddesinin 3. fıkrası uyarınca uyuşmazlığa konu eylemin gerçekleştiği belirtilen 2010 yılı için imzalanan idari sözleşmenin 4. maddesinde; ilgilinin ( davacının ) görevinde 5441 ve 1310 sayılı Kanun’lar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili maddeleri ile sözleşme hükümlerine ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün mevcut veya çıkarılacak olan tüzük, kararname, yönetmelik, yönerge, genelge, karar ve duyurularına tam olarak uymak zorunda olduğu, aksi takdirde sözleşmenin disiplin hükümlerinin uygulanacağı hükmüne yer verilmiş, söz konusu sözleşmenin “Disiplin Hükümleri” başlıklı 53. maddesinde; sanatçılara uygulanacak olan disiplin cezaları ve her bir cezayı gerektirecek fiil ve davranışlar belirtilmiş olup, aynı maddenin "kınama" başlıklı 2. fıkrasının (g) bendinde, "prova süresince provanın ciddiyetini ve akışını bozacak davranışlarda bulunmak" fiili düzenlenmiş aylıktan kesme başlıklı 3. fıkrasında ise, belirtilen cezanın sanatçının aylığının 1 gün ila 3 ay arasında kesinti yapılması şeklinde uygulanacağı belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Bursa Devlet Tiyatroları Müdürlüğünde sanatçı olarak görev yapan davacının, 'Yazılıkaya' adlı oyunda 'Ömer' rolünü oynaması için 21.01.2010 tarihinde görevlendirildiği, söz konusu oyunun 28.01.2010 tarihli provasında, çalışma masasının dışında ayrı bir sandalyeye oturduğu, davacının bu fiili nedeniyle 'prova süresince provanın ciddiyetini ve akışını bozacak davranışlarda bulunmak' suçunu işlediği ve bu fiilinin 26-27.01.2010 tarihlerinde tekrar etmesi nedeniyle sanatçı idari hizmet sözleşmesini 4., 53/2-(g), 53/3 ve 58. maddeleri ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun tekerrür hükümleri uygulanarak 02.04.2010 tarihli ve 2010/3 sayılı dava konusu işlemle brüt 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı, davacı tarafından söz konusu cezaya karşı yapılan itirazın da 18.05.2010 tarihli ve 60-3208 sayılı yazıyla bildirilen disiplin kurulu kararıyla reddedilmesi üzerine bu işlemlerin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

 Bakılan olayda, anılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, davacının özlük ve disiplin işleri yönünden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili hükümlerine tabi olmadığı ve çalışmakta olduğu davalı kurumun kuruluş kanunu olan 5441 sayılı Kanun hükümleri kapsamında görev yaptığı, söz konusu 5441 sayılı Kanun’un 19.maddesinde ise sanatkarların disipline ilişkin işlerinin bir “Tüzük” ile belirleneceğine ilişkin emredici bir yasa hükmüne yer verildiği, davalı idare tarafından yine aynı Kanun’un 5/C maddesinin 3. fıkrası uyarınca sanatçılar ile imzalanan idari hizmet sözleşmesine disiplin hükümleri konulmak suretiyle sanatçıların disiplin işlerinin sözleşme hükümlerine tabi kılındığı ve böylelikle davacı ile imzalanan idari sözleşmenin belirtilen disiplin hükümleri yönünden 5441 sayılı Kanun’un 19. maddesi hükmüne aykırılık taşıdığı görülmekle birlikte; ayrıca, davacının üzerine atılı disiplin suçun edeniyle tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması yapılmaksızın işlem tesis edildiği görülmektedir.

Bu duruma göre, davacı hakkında 5441 sayılı Kanun’un anılan 19. maddesine uygun olarak yürürlüğe konulmuş bir tüzük uyarınca ve usulüne uygun bir soruşturma yapılıp ilgilinin leh ve aleyhindeki tüm delillerin toplanıp soruşturma raporu düzenlenerek işlem tesis edilmesi gerekirken, idari hizmet sözleşmesine dayanılarak ve usulüne uygun bir soruşturma yapılmadan tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararının gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de, karar sonucu itibarıyla yerindedir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile idare mahkemesince verilen kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile sonucu itibarıyla onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 25/02/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



 

Editör: TE Bilisim