Disiplin soruşturmasında tanık ifadesine göre disiplin cezası verilmesi
Disiplin cezası verilirken bazı durumlarda ifadesine başvurulan tanık ifadeleri soruşturmada en önemli delil olmakta hakkında soruşturma yürütülen memura ceza verilmesi veya verilmemesi tanık ifadelerine bağlı kalmaktadır.Disiplin soruşturmasında ifadesine başvurulan tanıkların verdiği ifadelerde kesinlik kazanmayan soyut ifadelere yer verilmiş olması ve bu ifadelere göre ceza verilmiş olması durumunda ise ilgili cezalar iptal edilmektedir.Sadece ifadeye dayanılarak verilecek olan disiplin cezalarında tanıklardan alınacak olan ifadelerde dikkat edilmesi gereken hususlarla alakalı daha önceki yıllarda verilmiş olan danıştay kararlarına bu yazımızda yer verdik.
T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2018/565 Karar No : 2019/3157
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : … İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:…. sayılı kararında, Danıştay Onikinci Dairesinin 07/04/2016 tarihli ve E:2012/9702, K:2016/2000 sayılı bozma kararına uyularak; soruşturma raporu ve eklerinin incelenmesinden, davacıya isnat edilen fiillerin davacının yokluğunda cereyan ettiği, soruşturma dosyasında bulunan tüm tanık ifadelerinin soyut ve sübjektif değerlendirmelerden ibaret olduğu, davacıya atfedilen hiçbir somut suçlama bulunmadığının görüldüğü, bu durumda davacının, üzerine atılı “Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak fiilini işlediği hususunun sübuta ermediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Harçlar Kanun'u 13/j bendi uyarınca harçtan muaf olunmasına karşın Mahkemece harcın davalı idareye yüklenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, davacının klinik şefi olarak birimin birinci derece amiri olduğu, klinik sekreterinin klinik şefinin talimatına aykırı hareket edemeyeceği, sekreterin davacının talimatı ile kartvizitini verdiği, Mahkemece her ne kadar soruşturma dosyasında bulunan tüm tanık ifadelerinin soyut ve sübjektif olduğu belirtilmiş ise de, tanık ifadelerinin somut beyenlardan ibaret olduğu, soruşturma raporu ile davacı hakkında ileri sürülen fiillerin sübuta erdiği, işlemin mevzuata uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ .... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4 maddesi uyarınca, İdare Mahkemesi kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde yeniden verilecek kararlara karşı yapılacak temyiz başvurularının İdare Mahkemesince bozma esaslarına uyulmuş olup olmadığı yönünden incelenmesi mümkündür.
Olayda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2…. İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:…. sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2013/4023 Karar No : 2016/4455
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; ... İli, ...İlçesi, ...İlköğretim Okulu'nda Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(ı) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 'nın 03.01.2011 gün ve 410/... sayılı işleminin, iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, 30/04/2010 tarihinde davacı ile aynı okulda müdür yardımcısı olarak görev yapan ... arasındaki tartışma sırasında davacının, ...'ye "sen benim muhatabım değilsin. Bana vuracak mısın? Hadi vur." sözlerini söylediği tanık ifadelerinden anlaşılmakla, hizmet içinde Devlet Memurunun güven ve itibarını sarsacak nitelikteki 657 sayılı Kanun'un 125/C-(ı) maddesi kapsamında kalan eylemi nedeniyle tesis edilen dava konusu 1/30 oranında aylıktan kesme cezasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(ı) maddesinde "Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" fiili, aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; ... İli, ...İlçesi, ...İlköğretim Okulu'nda müdür yardımcısı olarak görev yapan davacı ile aynı okulda müdür yardımcısı olarak görev yapan .... arasında 30/04/2010 tarihinde yaşandığı iddia edilen bir kısım olaylar hakkında soruşturma açıldığı, bu kapsamda davacıya isnat edilen fiiller arasında yer alan "sen benim muhatabım değilsin. Bana vuracak mısın? Hadi vur" demek suretiyle olayları başka tarafa çekmeye çalışarak Ş.B.'yi tahrik etmeye çalıştığı iddiasının sübuta erdiği kanaatiyle davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(ı) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasının 22/11/2010 gün ve 410/... sayılı soruşturma raporu ile önerilmesi üzerine dava konusu 1/30 oranında aylıktan kesme cezasına ilişkin işlemin tesis edildiği, bu işlemin iptali istemiyle de bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için, disipline aykırı eylem veya işlemlerin sübut bulup bulmadığının, usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında, kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylem nedeniyle, eylemine uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir. Ayrıca, takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunması disiplin hukuku ilkelerinden olup, bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Uyuşmazlığa konu olayda, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile soruşturma raporu kapsamında alınan ifadeler incelendiğinde, davacı ile aynı okulda müdür yardımcısı olarak görev yapan .... arasında 30/04/2010 tarihinde müfettişler odasında gerçekleşen olayla ilgili olarak ...'nin davacıya "ben sana haddini bildirmeyi bilirim, sen kim oluyorsun lan" gibi sözler sarf ettiği bunun üzerine davacının da ...'ye "sen benim muhatabım değilsin. Bana vuracak mısın? Hadi vur." dediğini ve davacının bu sözleriyle ...'yi tahrik etmeye çalıştığından bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(ı) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasına ilişkin işlem tesis edilmiş ise de; bu eylemin, kanunda tanımı yapılan, Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte ve ağırlıkta bir eylem olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davacının fiilleri ile verilen ceza arasında uygunluk ve adil bir denge bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(ı) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 04/10/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2012/5030 Karar No : 2015/6918
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, ... İli, ... Yurt Müdürlüğünde, yurt yönetim memuru olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-ı maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 'nün 06.07.2011 tarih ve 903.08.02 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesince, davacının yurt müdürü S.T.'nın gıyabında, "pezevenk, şerefsiz, godoş" v.b. gibi hakaret içeren sözler söylediği hususunun soruşturma kapsamında alınan ifadelerden açıkça anlaşıldığı ve davacının sübuta eren bu fiilinin alıntısı yapılan yasa maddesi kapsamında devlet memurunun itibar ve güven duygusunu zedelediği şeklinde değerlendirilerek 1/8 oranında aylıktan kesim cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Kanun'un 125/C-ı maddesinde, "Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak," fiilinin 1/30 - 1/8 oranında aylıktan kesme cezasını gerektirdiği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, yurt müdürü S.T.'nın gıyabında şaibe içeren suçlamalarda bulunarak hakaret içeren sözler sarf ettiğinden bahisle hakkında açılan soruşturma sonucunda düzenlenen rapor ile davacının yurt müdürüne gıyabında sinkaflı küfür ettiği hususunun sübuta erdiği ve bu durumun devlet memurunun itibar ve güven duygusunu zedelediği gerekçesiyle dava konusu işlem ile 1/8 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılması üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mesleki yaşam ve görevlerinde görülen olumsuzluklara karşı uygulanan ve kimi zaman iyileştirici ve kimi zaman bir takım zorlayıcı yaptırımları olan cezalar olup, amacı kamu görevlilerinin düzenli ve verimli çalışmalarını sağlamaktır.
Ayrıca, disiplin cezasını gerektiren eylem bakımından, olaya karışan kamu görevlisinin olaydaki fonksiyonuna, başka bir ifadeyle hangi eylem veya hareketinin disiplin suçuna vücut verdiğine ilişkin bir tespit bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla, mevzuatta öngörülen disiplin cezasının verilebilmesi için tahdidi olarak sayılan fiillerden birinin veya birkaçının gerçekleştirildiğinin somut bir biçimde tespit edilmesi, disiplin cezasına neden olan fiile tanık olanların ifadelerine başvurulması, bu şartlar altında ihlal edilen bir disiplin hükmü var ise, bu hükümden ötürü ceza verilebilmesi mümkün olabilecektir.
Olayda, dosyada yer alan tüm bilgi ve belgelerin bir arada değerlendirilmesi sonucunda, yürütülen soruşturma kapsamında, davacının bahsedilen fiilleri işlediğine veya davranışları sergilediğine dair her hangi bir somut delil bulunmadığı, zira söz konusu söz veya fiile şahit olan kişinin yer ve zaman belirtmeyen ifadeleri ile yetinildiği, bahsi geçen birden fazla olayların yaşandığı yerlerdeki şahit olan diğer kişiler var ise onların ifadesine başvurulmadığı, isnat edilen her bir fiil için ayrı ayrı araştırma yapılarak işlem tesisi yoluna gidilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının yurt müdürü S.T.'nın gıyabında, "pezevenk, şerefsiz, godoş " v.b. gibi hakaret içeren sözler söylediği hususunun somut olarak ortaya koymayan eksik soruşturmaya dayalı olarak davacının aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık olmadığından, işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 16/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2012/3969 Karar No : 2015/6590
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : ... Havalimanı Başmüdürlüğünde koruma ve güvenlik görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) alt bendi uyarınca uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 30.05.2011 tarihli ve 4963 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada; olaya tanık tüm kişilerin ifadeleri alınarak olayın bütün yönleriyle açıklığa kavuşturulması gerekirken, olayın ne şekilde gerçekleştiği ve davacıya isnat edilen fiilin ne şekilde sübut bulduğu açıkça ortaya konulmaksızın, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda ... İdare Mahkemesince verilen ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 08/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2012/2030 Karar No : 2015/6218
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, ... İli, ... Lisesi Müdür Başyardımcısı iken ... İlköğretim Okuluna öğretmen olarak atanan davacının, fen lisesi görevinde bulunduğu sırada hakkında isnat olunan eylemlere yönelik olarak gerçekleştirilen soruşturma sonucunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-d maddesi uyarınca 1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 09/10/2001 gün ve 2001/46 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesince, davacı hakkında, okulun ihtiyacı olan LPG tüpleri ihalesi yapılıp bittikten sonra müteahhit lehine yenileme girişiminde bulunduğu, okul müdür vekili olan kişi hakkında öğretmenlerin ve kurum dışındaki kişilerin yanında küçük düşürücü sözler söylediği, müdür vekili ile uyumlu çalışamadığı, okuldaki öğretmen ve memurlarla sorunlar yaşadığı, öğretmenlerin yanında güvenini yitirdiği iddialarıyla soruşturma açıldığı, soruşturma sonucunda düzenlenen soruşturma raporu ve eki ifade tutanaklarının tetkiki sonucunda, davacıya isnat edilen anılan eylemlerin sübuta erdiği, sübuta eren davacı eylemlerinin karşılığında uygulanan disiplin hükmü ve sonucunda davacının tevhiden 1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziyesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu' nun 125/D-d maddesinde, "Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hakaretler yapmak" fiilinin kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektireceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında hazırlanan 11.07.2001 gün ve 410/39 sayılı soruşturma raporunda, davacının okula sanayi tüpü alınmasına ilişkin ihalenin feshedilmesi girişiminde bulunması ve aynı ihaleye katılan müteahhitlerden birisi lehine ve kurum zararına yol açacak şekilde faaliyet göstermesi nedenleriyle bu fiillerin karşılığında ayrı ayrı 657 sayılı Kanun'un 125/C-ı maddesi uyarınca, ilçe milli eğitim müdürüne karşı alaycı hitaplarda bulunduğu, okul müdür vekiline küçük düşürücü sözler söylediği gerekçesiyle 657 sayılı Kanun'un 125/D-d maddesi uyarınca, arkadaşını veya maiyetini başkası yanında tahkir etmesi nedeniyle 1702 sayılı Kanun'un 22/6. maddesi uyarınca, imza yetkisi olmadığı halde kendi sevklerini imzalaması nedeniyle ise 1702 sayılı Kanun'un 20/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasının gerektiği ancak işlediği tüm fiiller nedeniyle tevhiden 657 sayılı Kanun'un 125/D-d maddesi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği ve getirilen bu teklif doğrultusunda davacıya isnat olunan fiillerin sübuta erdiğinden söz edilerek davacının İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu'nun 09.10.2001 gün ve 2001/46 sayılı kararı ile bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine görülmekte olan davanın anıldığı anlaşılmaktadır.
Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mesleki yaşam ve görevlerinde görülen olumsuzluklara karşı uygulanan ve kimi zaman iyileştirici ve kimi zaman bir takım zorlayıcı yaptırımları olan cezalar olup, amacı kamu görevlilerinin düzenli ve verimli çalışmalarını sağlamakdır.
Ayrıca, disiplin cezasını gerektiren eylem bakımından, olaya karışan kamu görevlisinin olaydaki fonksiyonuna, başka bir ifadeyle hangi eylem veya hareketinin disiplin suçuna vücut verdiğine ilişkin bir tespit bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla, mevzuatta öngörülen disiplin cezasının verilebilmesi için tahdidi olarak sayılan fiillerden birinin veya birkaçının gerçekleştirildiğinin somut bir biçimde tespit edilmesi, disiplin cezasına neden olan fiile tanık olanların ifadelerine başvurulması, bu şartlar altında ihlal edilen bir disiplin hükmü var ise, bu hükümden ötürü ceza verilebilmesi mümkün olabilecektir.
Bakılan davada, davacıya tevhiden verilen disiplin cezasına dayanak alınan en ağır cezayı gerektiren 657 sayılı Kanun'un 125/D-d maddesindeki "Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hakaretler yapmak" fiili isnat edilerek işlem tesisinde, müdür vekili olduğu günden bu güne uyumsuz ve huzursuz edici tavırlar sergilediği, kendisine herhangi bir şey için milli eğitime gidiyor bilgisi verildiğinde "Git git o bostan korkuluğu hiçbir şey bilmez" şeklinde alaylı hitaplarda bulunduğu iddiası ile ilgili olarak yapılan soruşturma çerçevesinde alınan ifadelerde müdür vekili A.B. için, "Beceriksiz, yönetmeliği bilmez, anyayı konyayı görecek, bilmem ne yaptığımın karısı, anasını sinkaf ettiğimin kadını", "Bu kadına destek vermeyin, bu kadın beceriksiz, bir şey yapamaz, yaptığı işleri eline yüzüne bulaştırır", "Bilmem ne yaptığımın kadını", "Bu kadın hiçbir şey bilmiyor, zaten tepeden inme buraya geldi, işlerini hep başkalarına yaptırıyor", "Bu okulu yönetecek çapta değil, beceriksiz, çapsız" vb. sözler söylediği, ilçe milli eğitim müdürünü kastederek "Git git o bostan korkuluğu hiçbir şey bilmez" şeklinde alaylı hitaplarda bulunduğu yönünde ifadeler olduğu görülmektedir.
Olayda, yürütülen soruşturma kapsamında, davacının bahsedilen fiilleri işlediğine veya davranışları sergilediğine dair yer ve zaman belirten her hangi bir somut delil bulunmadığı, bahsi geçen birden fazla olayların yaşandığı yerlerdeki şahit olan kişilerin ifadesine başvurulmadığı, zira söz veya fiile şahit olan kişinin yer ve zaman belirtmeyen ifadeleri ile yetinildiği, bahsi geçen birden fazla olayların yaşandığı yerlerdeki şahit olan diğer kişiler var ise onların ifadesine başvurulmadığı, isnat edilen her bir fiil için ayrı ayrı araştırma yapılarak işlem tesisi yoluna gidilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının 657 sayılı Kanun'un 125/D-d maddesinde yer verilen fiile karşılık gelen her bir eylemi gerçekleştirdiği hususunun somut olarak ortaya koymayan eksik soruşturmaya dayalı olarak tesis edilen davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık olmadığından, işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 26/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2011/9753 Karar No : 2015/6220
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının, .... Verem Savaş Dispanserinde görev yaptığı sırada hastaları görmeden ve kimlik ve belgeler üzerinde gerekli kontrolü yapmadan reçete yazdığından bahisle yapılan soruşturma sonrası 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C/a. maddesi uyarınca 1/8 oranında aylıktan kesme verilmesi yolundaki 04.03.2010 tarihli ve 73352 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesince, mevzuat hükümleri ile dava dosyasındaki bilgi, belgeler ve soruşturma raporu ve ekleri birlikte değerlendirildiğinde, .. Verem Savaş Dispanserinde hekim olarak görev yaptığı sırada, hastaları görmeden, hastaların kimlik ve raporlarında gerekli kontrolleri yapmadan reçete yazdıkları tespit edilen davacının işlediği fiile karşılık olarak verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı vekilince ileri sürülen iddialar, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesi sonrası yerinde görülmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-a maddesinde, kasıtlı olarak, verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak fiilinin aylıktan kesim cezası ile cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, ...Verem Savaş Dispanserinde görev yaptığı sırada hastaları görmeden ve kimlik ve belgeler üzerinde gerekli kontrolü yapmadan reçete yazıldığından bahisle aralarında davacınında bulunduğu bazı personel hakkında yapılan soruşturma sonrası hazırlanan 09.02.2010 gün ve 114/01 sayılı soruşturma raporunda, tanık olarak dinlenilen bazı hasta ve hasta yakınların davacının görev yaptığı dispansere ilaç yazdırmak için hiç gitmedikleri halde davacı tarafından bu kişilere ilaç yazıldığının anlaşılması üzerine davacı hakkında 657 sayılı Kanun'un 125/C/a. maddesi uyarınca "aylıktan kesme" cezası verilmesinin teklifi üzerine davacıdan alınan savunma sonrası dava konusu işlemin tesis edildiği, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının, hasta yakınları tarafından ibraz edilen ilaç kullanım raporuna aykırı şekilde ilaç yazdığı yönünde bir tespitin bulunmadığı, ilaç kullanım raporunun usulsüz olarak düzenlendiği hususunun ilk bakışta anlaşılması mümkün olmayıp, ancak kapsamlı bir araştırmayı gerektirdiği, öte yandan İzmir Valiliğinin 13.07.1998 ve 12.11.2002 tarihli talimat yazılarında, sürekli hastalığı olan ve bunu kurul raporuyla belgeleyen hastalara kolaylık gösterilmesi ve sağlık kuruluşuna gelemeyecek olanların kurul raporunda belirtilen ilaçları yakınları aracılığıyla yazdırabilecekleri yönünde uygulama yapılmasının istenildiği dikkate alındığında, davacının ilaç kullanım raporunun usulsüz olduğunu bilebilecek durumda olmaması ve kurum talimatları doğrultusunda hareket etmesi karşısında, davacıya isnat edilen eylemin sübuta ermediği sonucuna ulaşıldığından, 1/8 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde ve bu işleme karşı açılan davayı reddeden mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesinin kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No: 2002/5920 Karar No: 2005/4029
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, … Belediye Başkanlığı'nda Zabıta Başkomiseri olarak görev yapan davacının "1/8 oranında aylıktan kesme" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının çalıştığı Belediye'de Zabıta Müdür Yardımcısı olarak görev yapan bir kişinin davacının kendisi hakkında asılsız ve küçük düşürücü dedikodular yaydığı yolunda verdiği şikayet dilekçesi üzerine yapılan soruşturma sonucunda, iddia edilen fiillerin sübuta erdiği kanaatiyle Zabıta Disiplin Yönetmeliği'nin 5/e maddesi hükmü uyarınca "sınıf indirilmesi" cezası ile cezalandırılmasının önerildiği bu teklifi değerlendiren Disiplin Kurulunun olaya 657 sayılı Kanunun uygulanması gerektiğinden bahisle teklifi reddettiği, Disiplin Kurulu kararının altına "Başkan takdiriyle 1/8 oranında aylıktan kesme cezası uygun görülmüştür." şerhi düşülerek dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı; Disiplin Kurulunca önerilen cezanın reddedilmesi üzerine atamaya yetkili amirce 15 gün içinde başka bir disiplin cezası verilmesi mümkün ise de; Disiplin Kurulu kararının altına Belediye Başkanınca dipnot şeklinde düşülen yazı ile verilen cezanın hangi Yasa kuralı uyarınca tesis edildiği ve davacının hangi eylemi ve fiili nedeniyle bu cezanın verildiği belirtilmediğinden işlemde hukuka ve usule uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, Disiplin Kurulu kararı ile davacının işlediği fiilin karşılığı olarak "sınıf indirilmesi" cezası ile cezalandırılamayacağının anlaşılması üzerine Başkanın yetkisini kullanarak davacıyı cezalandırdığını, cezanın dayanağı olan fiilin tutanakta açık bir şekilde gösterildiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 126. maddesinde; Devlet memurluğundan çıkarma cezasının amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verileceği, disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkilerinin bulunmadığı, cezayı kabul veya reddedeceği, ret halinde atamaya yetkili amirlerin 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbest olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; … Belediye Başkanlığı'nda Zabıta Müdür Yardımcısı olarak görev yapan … 5.4.2001 tarihinde verdiği dilekçede, davacının özel hayatı ile ilgili olarak asılsız ithamlarda bulunarak kişiliğini rencide ettiğini bildirmesi üzerine yapılan soruşturma sonucunda; davacının asılsız bir şekilde Zabıta Komiser Yardımcısı olarak görev yapan … hakkında iddialar ortaya atarak zabıta memuruna uymayan tutum ve davranışlarda bulunduğu kanaatiyle Zabıta Disiplin Yönetmeliği'nin 5/e maddesi hükmü uyarınca "sınıf indirilmesi" cezası ile cezalandırılması teklifinde bulunulduğu, teklifi görüşen Disiplin Kurulunca davacıya 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun disiplin cezalarına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle teklifin reddedildiği, Disiplin Kurulu kararının altına Belediye Başkanı tarafından "1/8 oranında aylıktan kesme cezası uygun görülmüştür." notu yazılarak davacının bu işlem ile cezalandırıldığı, davacının işlediği iddia edilen haksız ithamlarda bulunarak dedikodu yaptığı yönünde şikayetçinin tanık olarak gösterdiği iki kişi dışında ifadelerine başvurulan ve davacının görev yaptığı yerde çalışan altı kişinin davacının işlediği iddia edilen fiili gerçekleştirdiği yönünde bir beyanlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda Zabıta Disiplin Yönetmeliği'nin 5/e maddesi hükmü uyarınca cezalandırılması yönünde getirilen teklifin davacıya 657 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle Disiplin Kurulunca reddi üzerine yukarıda yer verilen kural uyarınca Belediye Başkanınca yapılacak değerlendirmeye göre fiilin sübuta erdiğinin anlaşılması durumunda disiplin cezası ile cezalandırılabileceği tartışmasızdır. Nitekim, teklifin Disiplin Kurulunca reddi üzerine Belediye Başkanı da bu yetkisini kullanarak dava konusu disiplin cezasını vermiştir. Dava konusu işlemde uygulanan Yasa kuralının gösterilmemesinin işlemi hukuken sakatlamayacağı ortadadır. Ancak; davacının isnat edilen fiili işlediğinin şikayetçinin tanık olarak gösterdiği iki kişi dışında soruşturma sırasında ifadesine başvurulan altı kişiden hiçbirisince kabul edilmemesi nedeniyle sübuta ermediği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, davacının disiplin suçu sayılabilecek bir eylemde bulunduğunun objektif bir şekilde ortaya konulamamış olması nedeniyle tesis olunan işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, davacı hakkında getirilen teklifin reddine dair Disiplin Kurulu kararının altına Belediye Başkanınca düşülen yazıda cezanın hangi yasa kuralı uyarınca verildiği hususunun ve davacının eyleminin gösterilmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamakta ise de; karar sonucu itibariyle yerindedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile sonucu itibariyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 16.11.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.