Disiplin soruşturmasında hastalık iznindeki memurdan savunma alınabilir mi? hastanede yatan memurdan savunma alınır mı?
Memurlar hakkında yapılan disiplin soruşturmalarında idarelerce en fazla hata memurun savunmasının alınması kısmında yaşanmaktadır. Memurlarından savunma talep edildiğinde memurun sağlık izninde olması veya hastanede yatıyor olması savunma alınmasına engel teşkil etmeyeceği yönündeki danıştay kararı yazımız ekindedir. İlgili kararda hastalık izninde veya hastanede yatan memurun yazılı olarak veya vekil vasıtası ile savunmasını verebileceği hüküm altına alınmış olmakla birlikte , bu uygulamanın hastalığın durumuna göre farklılık göstereceği kanaatindeyiz.Geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle yoğun bakımla olan bir memur için ilgili kararın uygulanmasının mümkün olmadığı, ancak basit bir sebeple hastaneye yatan kişininde savunma vermesinin mümkün olduğu duruma göre değişebilecektir.
Bu nedenle hastalık nedeniyle izne ayrılan veya hastaneye yatan memurların savunmalarının alınması aşamasında hastalığın durumuna göre ek süre verilerek savunmanın sonraki tarihlere ertelenmesi daha uygun olacaktır.
657 SAYILI KANUNUN 130. MADDESİ GEREĞİNCE 7 GÜN İÇİNDE SAVUNMASININ İSTENİLMESİNE İLİŞKİN YAZININ TEBLİĞİ ÜZERİNE DAVACININ SAVUNMASINI YAZILI VEYA VEKİL VASITASI İLE YAPABİLMESİ OLANAĞI OLMASI KARŞISINDA, DAVACININ RAPORLU OLDUĞUNDAN VE SAVUNMA HAKKININ KULLANDIRILMADIĞINDAN BAHİSLE DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE DAİR MAHKEME KARARINDA HUKUKİ İSABET BULUNMADIĞI HK
KARAR METNİ
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): Milli Eğitim Bakanlığı
Karşı Taraf : ?
Vekili : Av. ?, Av. ?
İsteğin Özeti : Van İdare Mahkemesinin 9.10.2001 günlü, E:2001/145, K:2001/547 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : Deniz Levent
Düşüncesi : Davacının, Devlet memurluğundan çıkarma cezasının iptali istemiyle açtığı davada, Yüksek Disiplin Kurulunca 657 sayılı Yasanın 130. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak istenen savunma yazısın tebellüğ eden davacının, savunmasını yazılı yapabileceği gibi vekil vasıtası ile de yapma imkanı olduğu halde bu imkanını kullanmadığı anlaşılmış olup, daha önce aldığı disiplin cezalarına rağmen ısrarlı tutum ve davranışlarını sürdürülmesi nedeniyle hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle aksi yönde verilen idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Erkan Cantekin
Düşüncesi : Dava, öğretmen olan davacının 657 sayılı Yasanın 125/E-a maddesi uyarınca Devlet Memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 18.10.2000 tarih ve 2000/425 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu işleminin iptali yolunda Van İdare Mahkemesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulması talebine ilişkindir.
657 sayılı Yasanın 128/3 maddesinde memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosyanın memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca karara bağlanacağı, 129/2 maddesinde Hakkında Memurluktan çıkarma cezası istenen memurun, sicil dosyası hariç, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip olduğu, aynı yasanın 130 uncu maddesinde ise devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği, soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen tarihte savunmasını yapmayan memurun savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Yazılı bulunan madde metinlerinin birlikte değerlendirilmesinden yasanın 129/2 nci maddesinde hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memura tanınan haklar kullanılması veya kullanılma şekli talep edildiği takdirde idarece belirlenen zaman veya sürede kullanılabilecek haklardan olup, kullanılmasını zaruri veya mutlak kılan bir hüküm değildir.
Bakılan davada hakkında soruşturma açılan davacının soruşturmacı tarafından ifadesi alınmış olup, memurluktan çıkarma cezası teklifi ile rapor düzenlendiğinden Yüksek disiplin kurulunca savunması istenilmiştir. Davacı savunma talep tebligatından sonra hastahaneye yattığından savunmasını veremeyeceğini belirten dilekçe kocası tarafından gönderilmiş ise de; davacının savunmasını yazılı yapabileceği gibi vekil vasıtası ile de yapabilme imkanları mevcut olduğundan savunmasını kullanmak istemediği sonucuna varılmış olup, bu haliyle yüksek disiplin kurulu tarafından tesis edilen işlemi savunma hakkı kısıtlandığı gerekçesi ile iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı idare temyiz isteminin kabulüyle, yasal dayanaktan yoksun İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
? olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Yasa'nın 125/E-a maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Van İdare Mahkemesinin 9.10.2000 günlü, E:2001/145, K:2001/547 sayılı kararıyla;dosyanın incelenmesinden; öğretmen olarak görev yapmakta olan davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda kılık-kıyafete ilişkin kurallara ısrarla uymayacağı yolunda görüş belirtildiği, bu nedenle eyleminin 657 sayılı Yasa'nın 125/E-a maddesinde karşılığını bulduğu yolunda görüş belirtilerek ceza teklif edildiği, davacıdan 12.7.2000 tarih ve 689 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığı yazısı ile savunmasının istendiği, ancak bu yazıda 657 sayılı Yasa'nın yukarıda anılan 129. maddesinin ikinci fıkrası hükmünde sayılı hakları kullanıp kullanamayacağı yolunda herhangi bir bildirim yapılmadığı ve teklif edilen cezanın da belirtilmediği, savunma isteme yazısının davacıya tebliğ edildiği 9.8.2000 tarihinde davacının doğum nedeniyle ? Üniversitesi Araştırma Hastanesi Kadın Doğum servisine yatırıldığı, eşi tarafından savunma isteme yazısına verilen cevap niteliğinde ki yazıda davacının doğum nedeniyle hastaneye yatırıldığı, davacının durumunun savunma yapmaya uygun olmadığı ve bu hususun gözönünde bulundurulmasının belirtildiği, ancak davalı idarece bu hususla ilgili herhangi bir işlem yapılmaksızın dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı,bu durumda, 657 sayılı Yasa'nın 130. maddesinde yer alan Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez hükmü bakımından gerek davacıya gönderilen savunma isteme yazısında aynı Yasanın 129. maddesindeki haklarının bildirilmemiş olması, gerekse davacının rahatsızlığının eşi tarafından verilmiş olan 14.8.2000 tarihli yazıda belirtilmiş olmasına rağmen uygun bir zaman saptanarak bizzat veya vekil aracılığıyla savunma yapması için olanak tanınmayarak savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, 657 sayılı Yasa'nın 129/2. maddesinde yazılı hakları kullanıp kullanamayacağı konusunda ilgiliye bildirim yapma zorunluluğu bulunmadığını, kaldı ki davacının yazılı olarak savunmasını yazabilecek durumda olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanun'unun 129. maddesinde; Yüksek disiplin kurulları kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin sicil dosyasını ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkili olacağı, hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memurun, sicil dosyası hariç soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip olduğu, 130. maddesinde ise, Devlet memuru hakkında savunma alınmadan disiplin cezası verilemiyeceği, soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmayan memurun, savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağı kurala bağlanmış olup, belirtilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, Yasa'nın 129/2. maddesinde belirtilen ve hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memura tanınan haklar, kullanılması talep edildiği takdirde, idarece belirlenen zaman veya sürede kullanılabilecek haklardan olup sözüedilen maddenin bu hakların kullanılmasını zorunlu kılan bir hükmü içermediği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; öğretmen olarak görev yapan davacı hakkında uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları tesis edilmesine rağmen Kılık Kıyafet Yönetmeliğine uymadığı, görev mahallinde başı kapalı olarak bulunduğu, ideolojik amaçlarla kurumun huzur, sükun ve çalışma düzenini bozduğundan bahisle yapılan soruşturma sonucunda, müfettiş tarafından ifadesi alınarak Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasının teklif edildiği, bunun üzerine soruşturma dosyasının Yüksek Disiplin Kuruluna intikal ettiği, Yüksek Disiplin Kurulunun 12.7.2000 günlü yazısıyla davacının yukarıda belirtilen hususlarla ilgili olarak 657 sayılı Yasa'nın 130. maddesine göre 7 gün içinde savunmasını yapmasının istenildiği, bu yazının davacıya 9.8.2000 tarihinde görevli olduğu okulda tebliğ edildiği halde aynı gün sevk alarak 11.8.2000 tarihinde hastaneye yattığı, eşi tarafından Yüksek Disiplin Kuruluna verilen 14.8.2000 tarihli dilekçede, davacının hastaneye yattığı, sağlık durumunun savunma yapmaya uygun olmadığının belirtilmesi üzerine Yüksek Disiplin Kurulunun 18.10.2000 tarihli ve 425 sayılı işlemi ile ilgiliye isnat edilen fiilin sübut bulduğu ve süreklilik gösterdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle 657 sayılı Yasanın 125/E-a maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin teklifin kabulüne karar verilerek dava konusu işlemin tesis edildiği davacının ise mazeretini belgelediği halde Yüksek disiplin Kurulunca 657 sayılı Yasanın 129/2. maddesi gereğince kendisinin bizzat veya vekil aracılığıyla savunma yapmasına, tanık dinletmesine imkan tanınmadığı, anılan madde uyarınca savunma hakkını kullanmasına imkan verilmediğini öne sürerek işlemin iptali istemiyle bakılan davayı açtığı anlaşılmıştır.
Olayda, davacı tarafından, savunma isteme yazısının tebliği üzerine sağlık durumunun savunmaya elverişli olmadığını belirttiği halde 657 sayılı Yasa'nın 129. maddesinde yer alan haklar bildirilmeyerek kullanmasına imkan verilmediği ileri sürülmekte ise de, Yüksek Disiplin Kurulunca, 657 sayılı Yasa'nın 130. maddesinde belirtilen usule uygun olarak 7 gün içinde savunmasını vermesine ilişkin yazının davacıya tebliğ edilmek suretiyle anılan madde uyarınca yasal yükümlülüğün yerine etirildiği anlaşıldığından ve 657 sayılı Yasa'nın 129. maddesinde belirtilen haklar, talep edildiği takdirde idarece belirlenen zaman veya sürede kullanılabilecek haklardan olup, anılan maddenin bu hakların kullanılmasını zorunlu kılan bir hüküm niteliğinde bulunmaması karşısında, savunma istem yazısının tebliği üzerine savunmasını yazılı yapabileceği gibi vekil vasıtası ile de yapabilme imkanı olduğu halde bu imkanı kullanmayan davacının, yukarıda sözü edilen ısrarlı tutum ve davranışlarını sürdürmesi nedeniyle hukuka uygun olarak tesis edildiği kanaatine varılan dava konusu işlemin, savunma hakkı kısıtlandığından hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile iptaline ilişkin mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, Van İdare Mahkemesince verilen 9.10.2001 günlü, E:2001/145, K:2001/547 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 21.11.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.