Ceza Kovuşturması devam ederken yapılan disiplin soruşturmaları Disiplin Soruşturmasında Ceza Kovuşturmasının Etkisi

Bilindiği üzere 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada yürütülmesi” başlıklı 131 inci maddesinde, aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olmasının disiplin kovuşturmasını geciktiremeyeceği; memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması hallerinin ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Kanun maddesinden memur hakkında yapılacak ceza ve disiplin soruşturmalarının iki farklı soruşturma olduğu hüküm altına alınmış ve ceza kovuşturmasının sonucuna göre memurun ceza alıp almaması durumlarının memura disiplin cezası verilmesini engellemeyeceği açıklaması yapılmıştır.

Ancak bazı durumlarda mahkemelerce verilmiş olan kararlar disiplin soruşturmasında verilecek olan cezalara etki etmektedir.

Konuya ilişkin Danıştay tarafından çeşitli tarihlerde verilmiş olan kararlara baktığımızda  fiilin işlenmediği veya fiilin sanık memur tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen ceza mahkemesi beraat kararlannm bağlayıcı olarak kabul edildiği, görülmektedir.

Ancak diğer nedenlerle verilen beraat kararlarının  bağlayıcılığı konusunda farklı kararlara ulaşıldığı görülmektedir.

Süresi geçtikten sonra verilen soruşturma raporuna dayanarak işlem tesis edilir mi? Süresi geçtikten sonra verilen soruşturma raporuna dayanarak işlem tesis edilir mi?

Memurun İddia Edilen Suçu İşlemediği Yönündeki Mahkeme Kararının Disiplin Soruşturmasında Dikkate Alınması Gerektiği Hakkında Danıştay Kararı

“Bir kamu görevlisinin üzerine atılı disiplin suçu, aynı zamanda ceza yasasına göre de suç niteliği taşıyorsa ve ceza yasasına göre yapılan soruşturma veya yargılama sonucunda ilgili suçsuz görülmüşse, artık ilgilinin üzerine atılı suçu işlemediğinin kabulü zorunludur. Ceza yasasına göre yapılan soruşturma veya yargılama sonucu saptanamayan bir suçun, disiplin soruşturması dayanak alınıp, işlenmiş olduğunun kabulüne olanak yoktur.” (Danıştay 10. D. 12.11.1984 gün ve E. 1984/907, K. 1984/1860)

İlgili danıştay kararından da anlaşılacağı üzere yapılan ceza yargılaması sonucunda memurun işlediği iddia edilen suçun memur tarafından işlenmediği yönünde karar verilmiş ise memura disiplin soruşturmasında suçu işlediği gerekçesi ile disiplin cezası verilemeyecektir.

Memurun İddia Edilen Suçtan Delil Yetersizliği Nedeniyle Beraat Etmesi Halinde   Disiplin Soruşturmasının Mevcut Delillere Göre Yürütülmesi Hakkında  Danıştay Kararları

“Bir kamu görevlisinin üzerine atılı disiplin suçu, aynı zamanda ceza yasasına göre de suç niteliğinde ise ve ceza yargılaması sonucunda suçun unsurlarının oluşmaması ya da suçun o kişi tarafından işlenmediğinin saptanması gerekçesiyle ilgili beraat etmiş ise bu beraat kararının disiplin cezası verilmesindeki bağlayıcılığı tartışmasızdır. Ancak delil yetersizliği nedeniyle verilen bir beraat karan, disiplin cezası verilmesi konusunda mutlak anlamda bağlayıcı nitelikte değildir. Esasen ceza hukuku açısından da delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararı  tam aklanma  niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle davacının, delil yetersizliğinden beraat etmesi karşısında olayın, disiplin soruşturması sırasında toplanan deliller ve tanık ifadeleriyle irdelenmesi gerekmektedir.” ( Danıştay 10.D. 27.10.1987 gün ve E.1987/2015, K.1987/1721)

“Dava ve soruşturma dosyasının incelenmesinden, davacının alınan ilk ifadesinden para karşılığı sahte pasaport ve sahte vize ile yurtdışına çıkmak isteyenlerin pasaportlarına çıkış kaşesi vurduğunu, bu amaçla en son ...........  adlı şahısla para karşılığı üç kişinin sahte pasaportla yurtdışına çıkışını sağlama konusunda anlaştığını beyan ettiği, ancak aynı olay ve eylem nedeniyle yargılandığı ceza davasında delil yetersizliği gerekçesiyle aklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda gerek olayın oluş biçimi, gerekse davacının adli yargıda beraat etmiş olması ve davacının geçmiş hizmetleri ve sicilleri ile ilgili olarak davalı idarece olumsuz ve kötü olduğu yolunda bir iddia da bulunulmamış olması göz önünde bulundurularak bir alt ceza ile cezalandırılması gerekmektedir, îdare mahkemesince dava konusu       işlemin bu gerekçe ile iptal edilmesi gerekirken, davacının           eyleminin sübuta ermediği gerekçesiyle iptalinde hukuka uyarlık yoktur.” (Danıştay 8.12.1995 gün ve E.1994/2698, K.1995/1014)

“Ancak davacının işlediği resmi evrakta sahtecilik suçundan, iğfal kabiliyetini haiz olmaması nedeniyle Türk Ceza Kanunu açısından beraat etmiş olması, ilgilinin disiplin hukuku açısından sahtecilik suçunu işlemediğini göstermez. İlgilisi resmi evrakta sahtecilik suçunu işlemiş, ancak iğfal kabiliyetini haiz olmaması nedeniyle mahkum edilmemiştir. Ceza mahkemesinin beraat kararına  rağmen davacının disiplin hukuku bakımından resmi evrakta sahtecilik suçunu işlediğini ve 3817 sayılı Af Kanunundan yararlanamayacağını kabul etmek gerekmektedir.” (Danıştay 8. D. 14.12.1995 gün ve E.1993/374, K.1995/4392)

Yukarıda yer alan kararlardan da anlaşılacağı üzere ceza kovuşturmasında delil yetersizliği nedeniyle berat eden bir memura disiplin soruşturması neticesinde mevcut delillere göre disiplin cezası verilebilecektir.

Ancak uygulamada ceza kovuşturmasının uzun sürmesi nedeniyle idarelerin disiplin soruşturmalarında mahkeme kararını beklemeleri mümkün olmamakta ve çoğu zaman memurun disiplin soruşturması daha önce bitmekte ve memura mevcut delillere göre disiplin cezası verilmekte veya verilmemektedir.

Sonuç olarak disiplin soruşturması yapılırken mahkemece verilmiş bir karar varsa idarelerin bu kararları dikkate alması ,mahkemece verilen bir karar yoksa disiplin soruşturmasının mevcut delillere göre tamamlanması gerekmektedir.

Ancak şu hususunda unutulmaması gerekir ceza yargısında suç teşkil etmeyen bazı durumlar disiplin soruşturmasında ceza konusu olabilmektedir.Yukarıda örnek olarak verilen kararlarda hem ceza kovuşturmasında  hemde disiplin soruşturmasında suç teşkil edilen durumlar yer almaktadır.

Editör: TE Bilisim