Disiplin Cezasında Bir Alt Ceza Verilmesi 

Bilindiği üzere Devlet Memurları kanununun 125 maddesinde yer alan hükme göre disiplin amirlerince disiplin cezası verme işlemlerinde memurun geçmiş hizmetlerinin olumlu olması,başarılı olması ve sicilinin düzgün olması gibi durumların varlığında memurlara verilecek olan ceza bir alt ceza olarak uygulanabilmektedir.Ancak idarelerce bir alt ceza uygulaması yapılırken yapılan yanlışlardan biri kademe ilerlemesi cezası öngörülen bir suç için geçmişteki memurun olumlu çalışmaları nedeniyle bir alt ceza olan aylıktan kesme cezası verilmesinde yaşanmaktadır.Yazımız ekinde yayımladığımız Danıştay Kararında  "657 sayılı Yasa'da öngörülen koşulların varlığı halinde bir derece hafif ceza verme yetkisinin asıl cezayı vermeye yetkili disiplin kurulu veya disiplin amirine ait olması karşısında, doğrudan kıdem indirilmesi cezasını verme yetkisi bulunmayan Vali tarafından alt ceza uygulanmak suretiyle 1 günlük maaş kesim cezası ile cezalandırmaya ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde yetki unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı " gerekçesi ile Vali tarafından uygulanan bir alt ceza işlemi iptal edilmiştir.

Geçmişteki Olumlu Çalışmalarından Dolayı Memura Bir Alt Disiplin Cezası Verilmesi Danıştay Karar

T.C. D A N I Ş T A Y Onikinci Daire Esas No : 2008/8257 Karar No : 2011/1110

Özeti : 657 sayılı Yasada öngörülen koşulların varlığı halinde bir derece hafif cezayı verme yetkisinin asıl cezayı vermeye yetkili disiplin kurulu veya disiplin amirine ait bulunduğu hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : İstanbul Valiliği Karşı Taraf : … Vekili : Av. … İsteğin Özeti : İstanbul 1. İdare Mahkemesinin 16.10.2008 günlü, E:2008/278, K:2008/1512 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: Sevcan Gülşen Düşüncesi : İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : Gül Filiz Ercan Aslantaş Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Adli makamlarca yapılan soruşturma aşamasında dinleme ve takibe dayanılarak disiplin soruşturması açılabilir mi? Adli makamlarca yapılan soruşturma aşamasında dinleme ve takibe dayanılarak disiplin soruşturması açılabilir mi?

TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü: Dava, öğretmen olan davacının 1702 sayılı Kanunun 22. maddesi gereğince 1 günlük maaş kesim cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali, işlem nedeniyle maaştan yapılan kesintinin, kesinti tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminen ödenmesi istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 1. İdare Mahkemesinin, 16.10.2008 günlü, E:2008/278, K:2008/1512 sayılı kararıyla, davacının yaptığı sınavlarda, sınav başlamadan yaptığı duyuruda sağa sola bakan öğrencilere çarpı işareti koyacağını, çarpı işaretli olanlardan da sınav notlarından (10) puan düşeceği yönündeki söylemi üzerine çarpı işareti konulan sınav kağıtlarından 10 puan düşürülmesi eyleminde, davacının bir öğrencisi aleyhine veya lehine bitaraflıktan uzaklaşarak, taraflı olarak not takdir ettiği yönünde hiçbir somut bilgi ve belge olmaksızın tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline,maaşından yapılan kesintinin kesinti tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı idare, İdare Mahkemesi kararının hukuk ve usule aykırı olduğunu öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/3. maddesinde,geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve iyi veya çok iyi derecede sicil alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanının uygulanabileceği öngörülmüş, 126. maddesinde ise uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde valiler tarafından verileceği, Devlet memurluğundan çıkarma cezasının amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verileceği, disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi bulunmadığı, cezayı kabul veya reddedeceği, ret halinde atamaya yetkili amirlerin 15 gün içinde başka bir disiplin cezası vermekte serbest oldukları ve özel kanunların disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullarla ilgili hükümlerinin saklı olduğu hükümleri yer almaktadır. Bu bağlamda disiplin kurullarının ayrı bir ceza tayinine yetkisi olmadığı açık olmakla birlikte, soruşturmacı tarafından kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının teklif edildiği hallerde, yetkili disiplin kurullarınca eylemin sabit görülmesi buna karşılık bir derece hafif ceza uygulanması gerektiği yönünde kanaate ulaşılması durumunda, disiplin kurullarının bu yetkilerini kendilerinin kullanacağı, verecekleri kararların ise Yasa'da belirtilen makamlar tarafından onaylanacağı kuşkusuzdur. Dosyanın incelenmesinden; davacının yapılan soruşturma sonucunda 1702 sayılı Yasa'nın 23. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kıdem indirilmesi cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, İstanbul Valiliği İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu'nun 4.12.2007 gün ve 123 sayılı kararı ile bir alt ceza uygulanmak üzere bu teklif reddedilmekle birlikte, davacının geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları ile sicillerinin olumlu olduğu göz önüne alınarak, 657 sayılı Yasa'nın 126. maddesi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Valilik makamına gönderildiği ve Valilik makamı tarafından davacının bir derece hafif ceza olarak 1702 sayılı 389 Kanunun 22. maddesi gereğince 1 günlük maaş kesim cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 657 sayılı Yasa'da öngörülen koşulların varlığı halinde bir derece hafif ceza verme yetkisinin asıl cezayı vermeye yetkili disiplin kurulu veya disiplin amirine ait olması karşısında, doğrudan kıdem indirilmesi cezasını verme yetkisi bulunmayan Vali tarafından alt ceza uygulanmak suretiyle 1 günlük maaş kesim cezası ile cezalandırmaya ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde yetki unsuru yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesinin, işin esasına ilişkin olarak somut bilgi belge olmaksızın tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı yolundaki gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de, karar yukarıda belirtilen gerekçe ile sonucu itibariyle yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle, İstanbul 1. İdare Mahkemesince verilen 16.10.2008 günlü, E:2008/278, K:2008/1512 sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 15.3.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Editör: TE Bilisim