Disiplin cezası zamanaşımında soruşturma onay tarihimi görevlendirme onay tarihimi dikkate alınır?
Disiplin soruşturmalarında disiplin amirinin disipline ilişkin suçu öğrenme tarihinden itibaren suçun türüne göre 1 ve 6 aylık süreler içinde soruşturma başlatması gerekmektedir. Disiplin soruşturmasına başlanma tarihinin soruşturma onayının disiplin amirince verildiği tarihmi yoksa soruşturma onayının muhakiklere tebliğ edildiği tarihmi olarak alınması gerektiği hususunda Danıştay başkanlığı kararı yazımız ekindedir.
İlgili kararda "İdare Mahkemesi kararında; soruşturmacı görevlendirme yazısının yazıldığı 18.11.2013 tarihinin idarece "fiilin işlendiğinin öğrenildiği tarih" olarak kabul edilmesi gerektiği ve soruşturma raporunda belirtilen tarihinin de soruşturmaya başlama tarihi olarak esas alınması gerektiği ifade edilmiş ise de; davacı tarafından "http://........................................................................ com" adlı haber sitesinde 9.10.2013 tarihinde yayınlanan Diyanette neler oluyor?" başlıklı yazının davalı idarece öğrenilmesi üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığının 30.10.2013 tarih ve 4546 sayılı yazısıyla 30.10.2013 tarihinde disiplin soruşturma sürecine başlanılması karşısında kanunda öngörülen bir aylık soruşturma zamanaşımı süresinin geçirilmesi söz konusu olmadığından, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu disiplin cezasının soruşturma zamanaşımı süresi geçirildikten sonra tesis edildiği gerekçesiyle iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır." yönünde karar verilmiştir.
T.C DANIŞTAY 5.Daire Esas: 2016/10216 Karar: 2016 / 5148 Karar Tarihi: 27.10.2016
ÖZET: İdare Mahkemesi kararında; soruşturmacı görevlendirme yazısının yazıldığı 18.11.2013 tarihinin idarece "fiilin işlendiğinin öğrenildiği tarih" olarak kabul edilmesi gerektiği ve soruşturma raporunda belirtilen tarihinin de soruşturmaya başlama tarihi olarak esas alınması gerektiği ifade edilmiş ise de; davacı tarafından "http://........................................................................ com" adlı haber sitesinde 9.10.2013 tarihinde yayınlanan Diyanette neler oluyor?" başlıklı yazının davalı idarece öğrenilmesi üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığının 30.10.2013 tarih ve 4546 sayılı yazısıyla 30.10.2013 tarihinde disiplin soruşturma sürecine başlanılması karşısında kanunda öngörülen bir aylık soruşturma zamanaşımı süresinin geçirilmesi söz konusu olmadığından, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu disiplin cezasının soruşturma zamanaşımı süresi geçirildikten sonra tesis edildiği gerekçesiyle iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
(657 S. K. m. 125, 127)
İstemin Özeti: İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 29.4.2015 tarih ve E:2014/2302, K:2015/1068 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi . Düşüncesi: 657 sayılı Kanunun 127 nci maddesinde düzenlenen ve ilgililer bakımından güvence niteliği taşıyan zamanaşımı süreleri, kamu düzenine ilişkin olmaları nedeniyle disiplin soruşturmasını açmaya yetkili amirlerce uyulması zorunlu olan süreler olduğundan, anılan maddede öngörülmüş olan bir aylık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra yapılan disiplin soruşturması esas alınarak verilen disiplin cezaları hukuka aykırı olacaktır.
Bakılan davada, davacının "Diyanette neler oluyor?" başlıklı yazısının "http:// com" adlı haber sitesinde 9.10.2013 tarihinde yayınlandığı, 6.2.2014 tarih ve 1145-663.07-08 sayılı soruşturma raporunda; davacının disiplin hukukuna aykırı fiilinin idare tarafından öğrenilme tarihine yer verilmediği, soruşturmaya başlama tarihinin ise 20.12.2013 olarak belirtildiği görülmektedir.
Davacıya isnat edilen fiilin, davalı idarenin yetkili birimlerince, yazının yayınlandığı günde öğrenildiğinin kabul edilmesi mümkün değil ise de, en geç muhakkik görevlendirme yazısının yazıldığı 18.11.2013 tarihinde idarece fiilin işlendiğinin öğrenildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, davalı idarece, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 127/1-a maddesi hükmü gereğince, davacının disiplin hukukuna aykırı eyleminin öğrenildiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde ve en geç 18.12.2013 tarihine kadar disiplin soruşturmasına başlanılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra başlatılan soruşturma sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:
Dava; davacının, İstanbul İli, Bahçelievler İlçesinde .. Kuran Kursu Öğreticisi olarak görev yaptığı dönemde, "Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek" suçunu işlediğinden bahisle, 657 sayılı Kanunun 125 inci maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (l) alt bendi uyarınca "bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası" ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul Valiliği İl Disiplin Kurulunun 23.7.2014 tarih ve 211 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 29.4.2015 tarih ve E:2014/2302, K:2015/1068 sayılı kararıyla; soruşturma konusunu davacı tarafından kaleme alınan "Diyanette Neler Oluyor?" başlıklı yazının oluşturduğu, bu yazının günü "....................." adlı sitede yayınlandığı, davacının disiplin konusu eyleminin idare tarafından öğrenilme tarihi açıkça belirtilmemiş ise de, en geç soruşturmacı görevlendirme yazısının yazıldığı tarihinde idarece eylemin öğrenildiğinin kabulü gerektiği, buna karşılık 1145-663.07-08 sayılı soruşturma raporunda soruşturmaya başlama tarihinin 20.12.2013 olarak belirtildiği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 127/1-a maddesi hükmü gereğince eylemin öğrenildiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde soruşturmaya başlanmaması nedeniyle disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı, soruşturma zamanaşımı süresi geçtikten sonra tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Zamanaşımı" başlıklı 127 nci maddesinde,
"Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına, (...) başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar." hükmü yer almıştır.
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi, kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme de sahiptirler. Bu bakımdan, disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatta belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konuyla ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.
İlgililer bakımından güvence niteliği taşıyan zamanaşımı süreleri, kamu düzenine ilişkin olmaları nedeniyle disiplin soruşturmasını/kovuşturmasını açmaya yetkili amirlerce uyulması zorunlu olan süreler olduğundan, bu süreler geçirildikten sonra yapılan disiplin soruşturması/kovuşturması esas alınarak verilen disiplin cezaları hukuka aykırı olacaktır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükmü değerlendirildiğinde, fiilin işlenildiğinin öğrenilmesinden itibaren bir ay içerisinde disiplin soruşturmasına başlanılmadığı takdirde disiplin cezasının verilemeyeceği açık olup, uyuşmazlık disiplin soruşturmasına hangi tarihten itibaren başlanıldığının kabul edilmesi gerektiği noktasında doğmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul İli, Bahçelievler İlçesinde Kuran Kursu Öğreticisi olarak görev yapan davacının, Antalya'da rock müzikle uğraşan bir Din görevlisinin durumu hakkında yazdı ğı "Diyanette neler oluyor?" başlıklı yazısının 9.10.2013 tarihinde "http:// com" adlı haber sitesinde
yayınladığı, davacının söz konusu yazısında, "Diyanet İşleri Başkanlığına yönelik infial oluşmasına sebebiyet verecek maksadını aşan ifadeler kullandığı, ayrıca tesettür, kadın erkek sorunu, evlilik, nikah ve musiki gibi çeşitli konularda toplum arasında yanlış yorumlanabilecek, tartışma ve tepkilere sebep olabilecek ifadeler kullandığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının bu gibi hususlardaki tutumu hakkında yorumlarda bulunduğu" iddialarının mahallinde araştırılması ve gerektiğinde soruşturma yapılmasının Diyanet İşleri Başkanlığının 30.10.2013 tarih ve 4546 sayılı yazılarıyla uygun görüldüğü, muhakkik olarak Başmüfettiş .. ve Müfettiş Yardımcısı .................................................................................................................
18.11.2013 tarihinde görevlendirildiği, soruşturma sonucu muhakkikler tarafından düzenlenen 6.2.2014 tarihli soruşturma raporunda; davacının, içinde iş arkadaşlarının da bulunduğu meslektaşlarıyla amirlerinin de bulunduğu Diyanet İşleri Başkanlığı teşkilatını elinde herhangi bir delil olmadan hakaret içeren, aşağılayıcı, onur kırıcı ve itibarsızlaştırıcı ifadelerle itham etmek suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-ı maddesi uyarınca "Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek" suçunu işlediğinden bahisle "iki yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası" ile cezalandırılması yönünde teklif getirildiği, teklif üzerine İstanbul Valiliği İl Disiplin Kurulunun 23.7.2014 tarih ve 2014/211 sayılı kararıyla davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-l maddesi uyarınca
"bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası" ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararında; soruşturmacı görevlendirme yazısının yazıldığı 18.11.2013 tarihinin idarece "fiilin işlendiğinin öğrenildiği tarih" olarak kabul edilmesi gerektiği ve soruşturma raporunda belirtilen
tarihinin de soruşturmaya başlama tarihi olarak esas alınması gerektiği ifade edilmiş ise de; davacı tarafından "http://........................................................................ com" adlı haber sitesinde 9.10.2013 tarihinde yayınlanan Diyanette neler oluyor?" başlıklı yazının davalı idarece öğrenilmesi üzerine, Diyanet İşleri Başkanlığının
30.10.2013 tarih ve 4546 sayılı yazısıyla 30.10.2013 tarihinde disiplin soruşturma sürecine başlanılması karşısında kanunda öngörülen bir aylık soruşturma zamanaşımı süresinin geçirilmesi söz konusu olmadığından, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu disiplin cezasının soruşturma zamanaşımı süresi geçirildikten sonra tesis edildiği gerekçesiyle iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 29.4.2015 tarih ve E:2014/2302, K:2015/1068 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun geçici 8 inci maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Yasayla değişik 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27.10.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Davalı idarece temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisine uymadığından, Mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum, (hh)