Adli makamlarca yapılan soruşturma aşamasında dinleme ve takibe dayanılarak disiplin soruşturması açılabilir mi?

Adliyede zabıt katibi olarak yapan personel hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununu 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılma cezası verilmiştir.

İlgili söz konusu cezanın iptali istemiyle dava açmıştır. Davayı temyizen inceleyen Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2021/1706 E.  ,  2022/5641 K. sayılı kararında; dli makamlarca yapılan soruşturma aşamasında dinleme ve takip sonucu elde edilen konuşmalara dayanılarak iddanamede davacıya yorum yoluyla yüklenen eylemlerin, ayrı bir araştırma yapılmadan, doğrudan disiplin soruşturmasında esas alındığı ve adli yargı aşamasında alınan ifade ve tapeler dışında evrak üzerinden bir araştırma yapılmadığı da dikkate alındığında, davacının kusurlu olduğu iddia edilen tutum ve davranışları nedeniyle bir soruşturmacı tayin edilerek disiplin hukukunda belirlenen usullere uygun olarak soruşturma yapılması, soruşturma sonucu yapılan teklifte gözetilmek suretiyle disiplin yönünden davacı hakkında bir işlem tesis edilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin yapılan işlemin hukuka aykırılık teşkil ettiğine hükmetmiştir.       

"İçtihat Metni"

T.C.

D A N I Ş T A Y

ONİKİNCİ DAİRE

Esas No : 2021/1706

Karar No : 2022/5641

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: … Adliyesinde zabıt katibi olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununu 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılmasına ilişkin Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun … tarih ve … karar numaralı işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının üzerine atılı suçlar ile ilgili yapılan ceza yargılaması sonucunda ... Ağır Ceza Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; davacının disiplin soruşturmasına da konu olan fiillerden beraat ettiği, dolayısıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca ''memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde'' bulunmak şeklinde tanımlanan eylemin sübut bulmadığı açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği; öte yandan, Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, yapılan yargılama ile hukuka aykırılığı saptanan işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği; bununla birlikte, davacının açıkta geçirdiği süre içerisinde sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı biçimde herhangi bir gelir getirici çalışmasının bulunması halinde, elde ettiği kazancın davacıya ödenecek tutardan düşülmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, davacının Devlet memurluğundan çıkarıldığı tarihten itibaren mahrum kaldığı parasal haklarının, dava tarihi olan 28/05/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonrası hazırlanan raporda davacının sübut bulan eylemleri gereği tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, ceza yargılamasında verilen kararın bu davada bağlayıcılığının bulunmadığı, her iki yargılamanın birbirinden bağımsız şekilde gerçekleştirileceği, işlem hukuka ve mevzuata uygun olduğundan kararın bozulması gerketiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

… Adliyesinde zabıt katibi olarak görev yapmakta olan davacının, görevli bulunduğu icra müdürlüğünde çalışan bazı memurlar ile birlikte hareket ederek ihale ve icralık olan taşınır ve taşınmazlar ile ilgili bilgileri üçüncü kişilere ileterek para istediği ve rüşvet aldığı gerekçesiyle Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık ve Organize Suçlar Soruşturma Bürosunun … soruşturma numaralı dosyasında yapılan soruşturma sonucunda, davacı hakkında … sayılı iddianame ile; suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, zincirleme şekilde rüşvet almak ve zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırmak suçundan kovuşturmaya başlandığı, bu durumun davacının çalıştığı kuruma bildirilmesi üzerine … İcra Hakimliği'nin … tarih ve … sayılı oluru ile disiplin soruşturmasına başlandığı, muhakkik tarafından düzenlenen 07/01/2018 tarihli soruşturma raporu ile davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendinin (ı) alt bendi uyarınca aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması teklif edilmesine karşın, disiplin amiri tarafından davacının eylemlerinin, aynı Kanunun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi kapsamına girdiğinden bahisle getirilen teklif uyarınca Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu Kararıyla, iddianamede belirtilen eylemler ile davacının ''memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak'' fiilini gerçekleştirdiği sabit olduğundan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca "Devlet memurluğundan çıkarma cezası" ile cezalandırılması üzerine, bu işlemin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu' nun "Disiplin amiri ve disiplin cezaları" başlıklı 124. maddesinin ikinci fıkrasında, “Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125 inci maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir." hükmüne yer verilmiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde, “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili, Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

12 ay ceza almak memuriyete engel midir? 12 ay ceza almak memuriyete engel midir?

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi, soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da zorunludur. İsnad olunan olayla ilgili olarak soruşturma emri verilmesi, bağımsız, üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda, olayın değerlendirilerek soruşturmacının kanaat ve teklifinin belirtilmesi, raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olması, ayrıca yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek ilgili kamu görevlisinin savunmasının alınması ve savunmasının istenilmesine ilişkin yazının, ilgilinin koruma altına alınan savunma hakkını kullanmasını mümkün kılabilecek nitelikte olması gerektiği; başka bir deyişle, söz konusu yazıda; ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaların, eylem veya eylemlerinin, kişi, yer ve zaman gibi hususlara da yer verilerek belirtilmesi gerektiği, bu iddiaların dayandığı delillerin ve iddianın dayandığı maddi olay ve olguların hukuki nitelendirmesinin (eylem veya eylemlerin hangi cezayı gerektirdiğine yer verilmese bile, hukuk aleminde öngörülen hangi fiil veya hal olarak nitelendirildiğinin) belirtilmesi gerektiği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi, hukuki güvenliğin de bir gereğidir.

Öte yandan, disiplin hukuku ile ceza hukuku soruşturma ve yargılama usulleri, verilen cezanın niteliği, bu cezanın doğurduğu sonuçlar ve etkileri ile ceza ve suçların tanımı ve konuluş amaçları birbirinden farklı nitelikte olduğundan, disiplin suçuna konu fiile ilişkin maddi olayın açıklığa kavuşturulması, disiplin hukuku yönünden suçun vasfının araştırılarak, disiplin cezasına konu fiilin sübuta erip ermediğinin incelenmesi ve disiplin soruşturması kapsamında olayla ilgili olarak tanık ifadelerine başvurulması gerekmektedir.

Bu çerçevede; 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde öngörülen fiil nedeniyle ilgili memurun cezalandırılabilmesi için, disiplin hukuku ilkelerine göre yüz kızartıcı bir eyleminin olması, bu eylemin net bir şekilde tespit edilmesi ve eylemin işlendiğinin sabit olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, disiplin hukukunun, ceza yargılamasından bağımsız olması ilkesi uyarınca, anılan madde hükmü nedeniyle disiplin hükümleri yönünden cezalandırma işlemi tesis edilebilmesi için, aynı eylemler nedeniyle mahkumiyete ilişkin bir ceza mahkemesi kararının bulunması gerekmemektedir.

Dosyanın incelenmesinden; ................................. İcra Müdürlüğünde çalışan birtakım personel hakkında başlatılan adli soruşturma sonucu düzenlenen iddianame ile davacıya suç isnadında bulunulması üzerine durumun davacının çalıştığı kuruma bildirildiği, bu bildirim üzerine yasal süreler içerisinde davacı hakkında disiplin soruşturması açıldığı, ancak disiplin suçuna yönelik olarak adli soruşturmadan bağımsız bir biçimde disiplin soruşturması yapılması gerekirken; davacının disiplin cezasına konu edilen eylemlerinin, dinleme ve takip sonucu ulaşılan konuşma içeriklerinin yorumu yoluyla suç isnadında bulunulan iddianameden alınmak suretiyle belirlendiği, adli soruşturma aşamasında elde edilen ifadelere ek olarak eylemler net olarak belirtilmeden ifade alınması dışında ayrı bir araştırma ve delil tespiti yapılmadığı, davacının iddianamedeki eylemleri sabit görülerek disiplin amiri tarafından getirilen teklif üzerine Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun 01/03/2018 tarih ve 67 sayılı işlemi ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununu 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, her ne kadar adli soruşturma aşamasında alınan tanık ifadelerinin dava dosyasına eklendiği ve disiplin soruşturması aşamasında ifade alındığı görülmüş ise de; disiplin hukuku ile ceza hukuku soruşturma ve yargılama usulleri, verilen cezanın niteliği, bu cezanın doğurduğu sonuçlar ve etkileri ile ceza ve suçların tanımı ve konuluş amaçları birbirinden farklı özellik gösterdiğinden; adli makamlarca yapılan soruşturma aşamasında dinleme ve takip sonucu elde edilen konuşmalara dayanılarak iddanamede davacıya yorum yoluyla yüklenen eylemlerin, ayrı bir araştırma yapılmadan, doğrudan disiplin soruşturmasında esas alındığı ve adli yargı aşamasında alınan ifade ve tapeler dışında evrak üzerinden bir araştırma yapılmadığı da dikkate alındığında, davacının kusurlu olduğu iddia edilen tutum ve davranışları nedeniyle bir soruşturmacı tayin edilerek disiplin hukukunda belirlenen usullere uygun olarak soruşturma yapılması, soruşturma sonucu yapılan teklifte gözetilmek suretiyle disiplin yönünden davacı hakkında bir işlem tesis edilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeksizin davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Bu itibarla, İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de; sözü edilen husus, bu karara yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin 24/09/2020 tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda BELİRTİLEN GEREKÇE İLE ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. 2577 sayılı Kanun'un 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 21/11/2022 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Editör: Haber Merkezi