Memur Disiplin Cezası Zamanaşımı
2 Yıllık Zaman Aşımı Geçtikten Sonra Disiplin Cezası Verilemez
Bilindiği üzere 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Zamanaşımı" başlıklı 127. maddesinin son fıkrasında; disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı hükmüne yer verilmiştir. Zamanaşımı süresi geçtikten sonra verilmiş olan bir disiplin cezası Danıştay Başkanlığınca iptal edilmiştir.
ÖZETİ: Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde itfaiye eri olarak görev yapan davacının, 2 yıllık disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğradıktan sonra devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Danıştay 12. Dairesinin 23.02.2007 tarihli ve E:2004/4330, K:2007/772 sayılı Kararı.
İstemin Özeti : Ankara 7. İdare Mahkemesince verilen 8.6.2004 günlü, E:2003/1386,K: 2004/1498 sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi hükmü uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi M.Ö.T.'in Düşüncesi : Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkındaki Yönetmeliğin 8/3. maddesinde; büyükşehir belediyelerinde çalışan memurlar hakkında D. memurluğundan çıkarma cezası verme yetkisinin Büyükşehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kuruluna ait olduğunun kurala bağlanmış olması nedeniyle,Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun davacı hakkında "D. memurluğundan çıkarma" cezası verme kararında yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı,ancak; disiplin ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle,işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararı sonucu itibarıyle yerinde olduğundan,gerekçesinin zamanaşımı yönünden değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Y.U.'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için,2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından,istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince davacının fiili 5525 sayılı Yasa kapsamında görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
Dava, davacının 657 sayılı Kanunun 125/E-g maddesi hükmü uyarınca "D. memurluğundan çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara Büyükşehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kurulu'nun 31.7.2003 günlü ve 6 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Ankara 7. İdare Mahkemesinin 8.6.2004 günlü, E:2003/1386,K: 2004/1498 sayılı kararıyla; 657 sayılı D. Memurları Kanununun 126. maddesinde "D. memurluğundan çıkarma" cezasının memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verileceği,Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkındaki Yönetmeliğin 4/d maddesinde de,yerel yönetimlerin Yüksek Disiplin Kurulu'nun İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu olduğu hükümlerinin yer aldığı,Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı' nda itfaiye eri olarak görev yapan davacının 9-16.4.2003 tarihleri arasında göreve gelmediği,Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 6.2.2003 tarih ve E:2000/242, K:2001/13 sayılı kararı ile "piyasaya sahte döviz sürmek" suçundan hüküm giydiği, davalı idarece devlet memurluğuna girişte 657 sayılı Kanunda aranılan koşulları yitirdiğinden, aynı Kanunun 125/E-g maddesi uyarınca "D. memurluğundan çıkarma" cezası ile cezalandırılarak davacıya tebliğ edildiğinin savunulduğu,ancak; dava konusu işlemin disiplin cezası olarak tesis edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda; davacının çalıştığı birimin Yüksek Disiplin Kurulu olan İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu' nca verilmesi gereken kararda yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir. Davalı idare; Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkındaki Yönetmeliğin 8/2. maddesinde,sayılan kurumlarda görevli memurların D. memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklifinin İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nca görüşüleceği,Büyükşehir belediyelerinde çalışan memurlar hakkında D. memurluğundan çıkarma cezasını verme yetkisinin Büyükşehir Belediyesine ait olduğu, aynı Yönetmeliğin 4-V/D maddesinde de, Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun Büyükşehir Belediye Encümenince teşekkül edeceği hükmüne yer verildiği,dolayısıyla Ankara Büyükşehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kurulu'nun "D. memurluğundan çıkarma" cezası vermesinde yetki yönünden hukuka aykırılık bulunmadığını ileri sürülmekte ve İdare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı D. Memurları Kanununun "Zamanaşımı" başlıklı 127. maddesinin son fıkrasında; disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı hükmüne yer verilmiştir. 657 sayılı Kanunun 134. maddesi hükmüne göre hazırlanan ve 24.10.1982 günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkındaki Yönetmeliğin "Mahalli İdarelerin Yüksek Disiplin Kurulu" başlıklı 4/V-D maddesinde de; mahalli idarelerin Yüksek Disiplin Kurulu'nun İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu olduğu,ancak; büyük şehir belediye başkanlıklarında bu kurulların "Büyükşehir Belediye Encümeni"nden teşekkül edeceği,8/3. maddesinde ise; büyükşehir belediyelerinde çalışan memurlar hakkında D. memurluğundan çıkarma cezası verme yetkisinin Büyükşehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kuruluna ait olduğu kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Ankara Büyükşehir Belediyesinde itfaiye eri olarak görev yapan davacının Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 6.2.2001 günlü ve E:2000/242,K:2001/13 sayılı kararı ile,"piyasaya sahte dolar sürmek" suçundan TCK'nun 316/3. maddesi uyarınca 3 yıl hapis ve 91.260.000.- lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına,bu cezanın indirim hükümleri uygulanarak neticede davacının 1.232.010.000.- lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve tecile yer olmadığına karar verildiği,davacının çalıştığı davalı idareye durumun bildirilmesi üzerine açılan soruşturma sonucu düzenlenen raporda getirilen teklif dikkate alınarak Ankara Büyükşehir Belediyesi Yüksek Disiplin Kurulu'nun 31.7.2003 günlü ve 6 sayılı kararı ile,657 sayılı Kanunun 125/E-g maddesi hükmü uyarınca "D. memurluğundan çıkarma" cezası ile cezalandırıldığı, temyize konu davanın da bu işlemin iptali istemi ile açıldığı anlaşılmaktadır. Olayda, davacının "D. memurluğundan çıkarma" cezası ile cezalandırılmasına neden olan "piyasaya sahte dolar sürmek" suçunun işlenme tarihinin 2000 yılı A.ayı olması dikkate alınarak bu tarihten itibaren iki yıl içerisinde disiplin cezasının verilmesi gerekirken,bu süre geçirildikten çok sonra,31.7.2003 günlü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile verilen disiplin cezasında,ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı açıktır.
Bu durumda,disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğradıktan sonra verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığından, yukarıda yer verilen kurallar uyarınca büyükşehir belediyelerinde "D. memurluğundan çıkarma" cezası vermeye yetkili olan Büyükşehir Belediye Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun kararında yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamakta ise de; karar sonucu itibariyle yerindedir. 657 sayılı D. Memurları Kanununun 48. maddesinde yer verilen koşulları kaybeden davacı hakkında davalı idarenin, 657 sayılı Kanunun 98/b maddesi hükmüne göre bir değerlendirme yapabilme yetkisi de bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle,davalı idarenin temyiz isteminin reddine Ankara 7. İdare Mahkemesinin 8.6.2004 günlü,E:2003/1386,K: 2004/1498 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile sonucu itibariyle onanmasına, davalı idarece yapılan temyiz giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 23.02.2007 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.