İşyerinde kavga eden memurlara verilecek ceza 

Memurların gerek iş arkadaşlarına gerekse amirlerine veya maiyetinde çalışanlara fiili tecavüzde bulması vurması darp etmesi disiplin hukuku açısından suç teşkil etmektedir. Ancak bazı durumlarda idareler kavganın iki tarafıda fiili tecavüzde bulunmuş olsa bile kavgayı başlatan veya ilk fiili tecavüzde bulunana daha ağır ceza uygulama yolunu seçmektedirler. Konuya ilişkin bir danıştay kararında kavga darp olayı kimin tarafından başlatılmış olmasının bir önemi olmadığı iki tarafta bir birine vurmuşsa darp etmişse aynı cezayı alması gerektiği yönünde karar vermiştir.

Karar metninde yer alan ifade "kavganın sebebi veya kimin başlattığı olmayıp kamu görevlisi sıfatını taşıyan iki kişinin birbirleriyle her ne sebeple olursa olsun veya kim başlatırsa başlatsın kavgaya karışıp karışmadıkları hususu olduğu, davacının ve ...nin kavga ederek birbirlerini darp ettikleri konusunda bir tereddüt bulunmadığı, adı geçen kişilerin eylemleri nedeniyle memur disiplin hukukunu bozarak kamu hizmetinde aksamalara sebebiyet verdikleri," şeklindedir.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2011/8909 E.  ,  / K. "İçtihat Metni"

T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2011/8909 Karar No : 2015/5313

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :

Vekili :

Karşı Taraf (Davacı) :

Vekili :

İstemin Özeti : ... İdare Mahkemesince verilen ... tarihli ve E:...; K:... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi :

Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

İşlendiği zaman yürürlükte olmayan bir hükme dayanarak disiplin cezası verilemez İşlendiği zaman yürürlükte olmayan bir hükme dayanarak disiplin cezası verilemez

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:

Dava; ...davacı tarafından, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılması gerekse de, bir alt ceza uygulanarak kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına, ancak 1. derecenin 4. kademesinde bulunduğundan anılan cezanın, brüt aylığının 1/4'ünün kesilmesi olarak uygulanmasına ilişkin 20.05.2010 tarihli ve 23 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; olayda karşılıklı bir kavganın mevcut olduğu açık olmakla birlikte, 18.02.2010 tarihli ve 6/1 sayılı soruşturma raporunda, davacı ile ... arasında çıkan kavganın asıl sebebinin ne olduğunu ve kavgayı kimin başlattığını ortaya koymanın mümkün olmadığının belirtildiği, buna rağmen, ...'nin üzerine atılı fiilin sabit görülmeyip davacının üzerine atılı fiilin sabit görülmesinin nedeninin açıklanmadığı, kimin başlattığı ve neden olduğu belirlenemeyen bir kavgada, kavgaya karışanlardan birine hafif bir ceza verilirken diğerine ağır bir ceza verilmesinin suçta ve cezada orantılılık ilkesine aykırı olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendinde; "Amirlerine ve maiyetindekilere fiili tecavüzde bulunmak" fiili Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmış, aynı maddenin üçüncü fıkrasında; geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanının uygulanabileceği, beşinci fıkrasında ise; öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4'ünün veya 1/2'sinin kesileceği, tekerrüründe görevlerine son verileceği hükme bağlanmıştır.

Dosyanın incelenmesinden; ... davacı ile...i'nde geçici görevli bulunan ... arasında 09.01.2009 tarihinde meydana gelen kavga olayı nedeniyle haklarında soruşturma açıldığı, aynı zamanda olayın adli makamlara intikal ettiği, yapılan soruşturma sonucunda hazırlanan 18.02.2010 tarihli ve 6/1 sayılı raporda getirilen teklif doğrultusunda, 20.05.2010 tarih ve 23 sayılı Bakanlık Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile davacının; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendi uyarınca devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılması gerekse de, bir alt ceza uygulanarak kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılması, ancak 1. derecenin 4. kademesinde bulunduğundan brüt aylığının 1/4'ünün kesilmesi olarak uygulanması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bakılan olayda, davacı ile ... arasında meydana gelen kavga olayının adli makamlara intikal ettiği, adı geçenlerin basit yaralama suçundan dolayı ... Sulh Ceza Mahkemesi'nde yargılandıkları, yapılan yargılama sonucunda anılan Mahkemenin ... tarihli ve E:..., K:....sayılı kararı ile davacının ve ...'nin eylemleri sabit görülerek kasten yaralama suçundan dolayı ayrı ayrı adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği ve haklarında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, böylelikle davacının üzerine atılı fiilin mahkeme kararı ile sübuta erdiği, bununla birlikte, dava konusu olayda asıl değerlendirilmesi gereken hususun, kavganın sebebi veya kimin başlattığı olmayıp kamu görevlisi sıfatını taşıyan iki kişinin birbirleriyle her ne sebeple olursa olsun veya kim başlatırsa başlatsın kavgaya karışıp karışmadıkları hususu olduğu, davacının ve ...nin kavga ederek birbirlerini darp ettikleri konusunda bir tereddüt bulunmadığı, adı geçen kişilerin eylemleri nedeniyle memur disiplin hukukunu bozarak kamu hizmetinde aksamalara sebebiyet verdikleri, öte yandan, davacıya ağır ceza verilirken, ...'ye hafif bir ceza verilmesinin ise dava konusu işlemi sakatlamayacağı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Editör: TE Bilisim