Devlet Büyüklerine Kötü Söz Söyleyen Kişi Memurluktan Atılır mı? cumhurbaşkanı başbakan gibi görevlilere küfür eden memur memurluktan atılırmı

Bilindiği üzere devlet memurlarına uygulanacak olan disiplin cezalarına ilişkin mevzuat düzenlemelerine 657 sayılı kanunun 125. maddesinde yer verilmiş olup ilgili maddede hangi suça karşılık hangi cezanın verilebileceği anlatılmıştır.İlgili maddelere baktığımızda devlet memuru olarak görev yapanların işyerinde görev yapan iş arkadaşları ile amirlerine,vatandaşlara veya diğer kişilere karşı sergilemiş oldukları olumsuz davranışlara karşı olayın ağırlığına ve duruma göre çeşitli cezalar öngörülmüştür.Mevzuat maddesinde yer alan cezalara baktığımızda örnek olarak verebileceğimiz cezalar aşağıda sayılmıştır.

-Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak fiiline karşılık uyarma cezası 

- Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak, Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak fiillerine karşılık kınama cezası

- Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek ,Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak fiillerine  karşılık aylıktan kesme cezası

-Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek fiiline karşılık kademe ilerlemesinin durdurulması cezası

- Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak fiiline karşılık memuriyetten çıkarılma cezası öngörülmüştür.

Yaşanan bir olayda başbakanının konvoyunun geçişi esnasında başbakana küfür eden kişi hakkında açılan disiplin soruşturması neticesinde ilgili kişinin başbakana karşı kullanmış olduğu küfür içeren sözlerden dolayı devlet memurluğundan çıkarılmasına karar verilmiştir.Verilen cezaya karşılık açılan dava sonucunda danıştay başkanlığınca verilen karar da  "disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, “ölçülülük ilkesi” olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.“Elverişlilik ilkesi”, öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “zorunluluk ilkesi” öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve “orantılılık ilkesi” ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir" şeklindeki gerekçe ile başbakana karşı kötü söz söylediği yapılan soruşturma sonucunda anlaşılan kişiye verilen devlet memurluğundan çıkarılma cezasının yapılan eyleme karşı orantısız bir ceza olması gerekçesi ile verilen cezayı iptal etmiştir.

İlgili karar yazımız ekinde yer almaktadır.  

Danıştay 12. Daire Başkanlığı  2016/8859 E.  ,  2017/321 K. "İçtihat Metni"

Dosyanın incelenmesinden; beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan davacının, Başbakan'a yumurta atarak, küfür içeren sözlerle hakaret ettiğinden bahisle başlatılan soruşturma sonucunda Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. ............

...........

Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen Hukuk Devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstünlüğü kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan Devlettir. 

Kanun koyucu hukuk devletinde kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla hizmeti sunan kamu görevlileri için disiplin düzenlemeleri içeren kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebilir. Ancak disipline konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, “ölçülülük ilkesi” olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik, zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır. 

“Elverişlilik ilkesi”, öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “zorunluluk ilkesi” öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve “orantılılık ilkesi” ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir.

Soruşturma kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının Başbakan'ın konvoyu geçerken "............. şeklinde bağırdığı hususunun sübuta erdiği anlaşılmakla birlikte, davacının eyleminin memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket olarak nitelendirilmesi suretiyle 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin (E) bendinin (g) alt bendinde yer alan fiil kapsamında görülerek meslekten çıkarılmasının ölçülülük ilkesine aykırılık oluşturacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Bu duruma göre, davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.


 

Bu yazının tüm hakları Mevzuatinyeri.com’a aittir. 5856 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 36. maddesi uyarınca alıntılanamaz. Aktif link verilmek suretiyle paylaşılabilir.

Kuruma ait aracı amirin bilgisi dışında şahsi işinde kullanan memura verilen ceza Kuruma ait aracı amirin bilgisi dışında şahsi işinde kullanan memura verilen ceza

Diğer güncel makalelerimizden haberdar olmak için Facebook Grubumuza üye Olabilirsiniz

Editör: TE Bilisim