Bimer Cimere amirini şikayet eden memura disiplin cezası verilmesi hakkında anayasa mahkemesi kararı
Başvurucuyu cezalandıran idarenin ve müdahalenin hukuka uygunluğunu denetleyen derece mahkemelerinin gerekçeleri dikkatli bir şekilde ele alınmıştır. Buna göre anılan mercilerin başvuru konusu eylemin ne şekilde usulsüz müracaat ve şikâyet kapsamına girdiğini somut olarak ortaya koyamadığı değerlendirilmiştir. Bunun yanında başvuru konusu İddiaların yukanda anlatılan bağlamlarda amlan merciler tarafından ayrıntılı şekilde incelemeye özen gösterildiğinin düşünülmesini sağlayacak herhangi bir açıklamaya da rastlanmamıştır. Başvurunun bütün koşullan gözetildiğinde başvurucu hakkında disiplin cezası verilmesi ile Anayasa'nm 26. maddesinde konuna altında olan ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin daha ağır basan bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği gibi orantılı da olmadığı sonucuna varılmıştır.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
TÜRKAY TUFAN BAŞVURUSU
Başvuru Numarası Karar Tarihi
: Haşan Tahsin GÖKCAN : Muammer TOPAL
Selahaddin MEN’FEŞ
İrfan FİDAN
Muhterem İNCE
: Ali Erdem ŞAHİN
: Türkay TUFAN
L BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvurucu kamu görevlisi olan başvurucunun şikâyet dilekçesini usule aykırı olarak Başbakanlık İletişim Merkezine doğrudan iletmesi nedeniyle disiplin cezası ile cezalandınlmasınm ifâde özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucu» başvuruya konu olayların yaşandığı tarihte Çorum 11 Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde (Çorum 11 Müdürlüğü) şube müdürü olarak görev yapmaktadır.
3. Başvurucu eski görev yeri olan Aksaray İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğündeki (Aksaray 11 Müdürlüğü) bazı işlemleri nedeniyle hakkında yürütülen disiplin soruşturmasına ilişkin olarak Aksaray Valiliğine hitaben Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) bir dilekçe ile başvurmuştur. Başvurucunun dilekçesinin ilgili kısmı şöyledir.
"Aksaray Valiliği îl Gıda Taran ve Hayvancılık Müdürlüğünün... yazısalda tarafandan savunma istenmesi yönetici konumunda şube müdürü olduğumdan ... yönetici konumunda ayru olaydan sorumlu olacak olan il müdür yardımcısı M.Ö.’nün savunma isteme yetkisi bulunmamaktadır. Diğer yandan yönetici konumunda olan İl müdürü B.Z de aynı konuda sorumlu olacaktır. Tarttfma suç uyduran ilgililer hokkanda da suç uydurmak ve diğer İddialar için yasal işlemler İçin Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağım belirtmek isterim."
4. Anılan dilekçe Üzerine Aksaray 11 Müdürlüğünün başvurucunun usulsüz müracaat ve şikâyette bulunduğu ve bu durumun disiplin cezasını gerektirdiği belirtilen yazısı, gereği için Çorum h Müdürlüğüne gönderilmiştir. Söz konusu yazıda başvurucunun BÎMER'e gönderdiği dilekçede kullandığı "kendisi hakkında suç uydurulduğu" ifadesi İle kurumu şikâyet ettiği, "ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunacağı" ifadesiyle ise disiplin amirlerini tehdit ettiği belirtilmiştir.
5. Çorum Î1 Müdürlüğü, başvurucunun eylemleriyle müracaat ve şikâyet usullerine uymadığı ve taleplerini BİMER aracılığıyla ilettiği İddiasıyla başvurucu hakkında disiplin soruşturması başlatmıştır. Başvurucu savunmasında, İsnat edilen suçu işlemediğini ve BÎMER'e başvurusunun anayasal bir hak otan dilekçe hakkını kullanmaktan ibaret olduğunu ifade etmiştir.
6. Soruşturma neticesinde başvurucunun yönetmelikte belirtilen usullere dikkat etmeksizin BÎMER'e şikâyette bulunduğu, mevcut soruşturmada ise gizli ibareli savunma istem yazısı üzerine hazırladığı yazıyı Valilik kanalıyla t Müdürlüğüne ileterek soruşturmanın gizliliğini de ihlal ettiği belirtilerek başvurucunun 4/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (d) alt bendi uyarınca "zısu&üz mâracoar veya şikayette bulunmak" kapsamında uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
7. Başvurucu hakkında tesis edilen disiplin cezasının İptali talebiyle idare mahkemesine başvurmuştur. İlk derece mahkemesi, başvurucunun şikâyet dilekçesini kurumunu adayarak BİMER aracılığıyla Aksaray Valiliğine doğrudan göndermesinin mevzuata aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Anılan karar İstinaf kanun yolunda kesinleşmiştir.
8. Başvurucu, nihai karan 17/12/2018 tarihinde öğrendikten sonra 31/12/2018 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
9. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
İL DEĞERLENDİRME
10. Başvurucu; Aksaray’da yürütülen disiplin soruşturmasına konu edilen işlem tarihlerinde başka bir ilde görevli olduğunu, savunma yazısmm kendisine Çorum'da görevliyken iletildiğini, Aksaray 11 Müdürlüğü ile amir-memur ilişkisi bulunmadığından Aksaray Valiliğine hitaben BÎMER’e dilekçe ile başvurduğunu, bu itibarla anayasal bir hak olan dilekçe hakkını kullanması nedeniyle müdahale edilmesinin ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkım ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; mevcut başvuruda ifade özgürlüğüne bir müdahalenin bulunup bulunmadığı, bulunduğu düşünüldüğü takdirde müdahalenin meşru bir amacı olup olmadığı, şikâyete konu edilen işlemin belirtilen meşru amaç ile orantılı olup olmadığı, bu anlamda İdare ve derece mahkemeleri kararlarının İlgili ve yeterli gerekçeler içerip içermediği hususları değerlendirilirken ilgili ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri ile yargı İçtihatlarının dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formunda İleri sürdüğü iddiaları yinelemiştir.
11. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
12. İfade özgürlüğüne yönelik müdahalenin dayanağı olan 657 saydı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (d) alt bendinin kamınla şuurluma ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır. Müdahalenin kamu hizmetlerinin sürekliliğinin sağlanmasına yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve Anayasa'mn 26. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan tau düzeninin korunması meşru amacmı taşıdığı değerlendirilmiştir. İfade özgürlüğüne yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı olması gerekir (AYM, E2007/4, 0007/81,18/10/2007; Setir Coşkun [GK], B.No: 2014/12151,4/6/2015, §§ 53-55; Mehmet Ali Aydm [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 70-72). Bu itibarla müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğu yönünden inceleme yapılacaktır.
13. Somut olayda başvurucu, eski görev yeri olan Aksaray'da yürütülen bir soruşturma kapsamında savunmasının istenmesi üzerine Aksaray Valiliğine hitaben hazırladığı dilekçeyi BtMER’e göndermiştir. Başvurucunun anılan eylemi, usulsüz müracaat ve şikâyet kapsamında değerlendirilerek başvurucu disiplin cezası İle cezalandırılmıştır. Mahkeme, başvurucunun dilekçeyi kuruntunu atlayarak BİMER aracılığıyla Valiliğe gönderdiğinin sabit olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Anılan karar İstinaf yolunda kesinleşmiştir (bkz. §§ 3-7).
14. Anayasa Mahkemesi birçok kararında kamu görevlisinin anayasal ve yasal konumuna, tabi olduğu statü hukukunun getirdiği ödev ve sorumlulukların temel hak ve özgürlükler karşısındaki durumuna ve kamu görevlisine uygulanan disiplin cezalarının amaç ve kapsamına ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş ve kamu görevlisi hakkında disiplin cezası uygulayan idarenin ve bu tür müdahalelerin hukuka uygunluğunu denetleyen yargı mercilerinin -sübjektif yorumlardan kaçırtmaları için- yapmaları gerekenleri belirtmiştir. Bu itibarla yapılacak değerlendirmelerde somut olayın bağlam ve kapsamı, eylemde kamu görevlisi sıfatının ve kamusal imkânların kullanılma durumu, eylemin kamu kurumuna etkileri -süreklilik, etkinlik, verimlilik- ve uygulanan disiplin cezasının niteliği gözönünde bulundurulmalıdır (diğerleri arasından bkz. Lale Çahkoğlu, B. No: 2018/36354, 18/10/2022, §§ 30-34; Sinan Akbulut, B. No: 2019/1396, 2/11/2022, §§ 30-34; Serdar Topal, B. No: 2018/23179,16/11/2022, §§ 26-30).
15. Başvuru konusu soruşturma, başvurucunun eski görev yerinden mevcut görev yerine iletilen resmî yazı üzerine başlatılmıştır. Yazıda özetle başvurucunun hakkında suç uydurulduğu iddiasıyla kurumu BİMER'e şikâyet ettiği ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunacağından bahsederek disiplin amirlerini tehdit ettiği belirtilmiştir. Dolayısıyla eldeki başvuruda Öncelikle başvurucunun kullandığı ifadenin niteliği irdelenmelidir.
16. Başvurucu, BİMER’e gönderdiği şikâyet dilekçesinde soruşturmaya konu edilen İddiaların uydurma olduğunu ileri sürmüş ve ilgililer hakkında yasal yollara başvuracağım belirtmiştir. Başvurucu söz konusu iddiasını ise olay tarihinde Aksaray'da görevli olmadığına dayandırmıştır (bkz. § 10). Buna göre başvurucunun yasal yollara başvuracağım belirterek kamu gücünü kullananlara hukukun izin verdiği ölçüde iş ve işlem tesis edebileceklerini hatırlatmayı hedeflediği ve dahli olmayan bir konuda -başvurucunun kanaatine göre- karşılaşabilcceği olası bir disiplin cezasına karşı savunmasız kalmamayı amaçladığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte başvurucunun ilgililer hakkında adli yönden şikâyette bulunma hakkı haricinde icrai olarak -doğrudan sonuç doğurabilecek nitelikte- herhangi bir kamusal yetkisi de bulunmamaktadır. Dolayısıyla başvurucunun savcılığa suç duyurusunda bulunacağı şeklindeki ifadesinin soruşturmayı yürütenler açısından bir tehdit oluşturduğunu kabul etmek şu hâlde mümkün değildir (yasal bir hakkın kullanımına ilişkin ifadenin değerlendirildiği karar için bkz. Zeynep özbay Şaşan, B. No: 2018/17029, 16/6/2022, § 31).
17. Somut olayda incelenmesi gereken bir diğer mesele ise şikâyet dilekçesinin Aksaray 11 Müdürlüğüne iletilmesi gerekirken usulsüz bir şekilde -ilgili kurum atianarak- BİMER yoluyla Valilik makamına doğrudan iletildiği iddiasıdır. Başvurucu, BİMER'c başvurduğu tarihte Çorum 11 Müdürlüğünde görevli olup soruşturmayı yürüten Aksaray 11 Müdürlüğünün personel hiyerarşisine dâhil değildir. Diğer bir ifadeyle başvurucu ile Aksaray 11 Müdürlüğünde görev yapan personel arasında amir-mcmur ilişkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla başvurucudan çalışmadığı bir yerde uygulanan hiyerarşi temelli müracaat ve şikâyet usullerini takip etmesi beklenemez.
18. Bununla birlikte 12/1/1983 tarihli ve 17926 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Devlet Memurlarmm Şikayet ve Müracaatları Hakkında Yönetmelimin 5. maddesinde İse şikâyetlerin en yakın amirden başlanarak silsile yolu ile ve şikâyet edilen amirler atlanarak yapılacağı belirtilmektedir. Bu itibarla bir an için başvurucunun eski görev yerindeki hiyerarşiye dâhil olduğu kabul edilse dahi somut olaydaki şikâyetin amir pozisyonundaki kişilere -il müdürü ve il müdür yardımcısı- yöneldiği gözetildiğinde başvurucunun şikâyet ettiği amirleri atlayarak dilekçesini en yakın amirin bulunduğu valiliğe göndermesinin dilekçe hakkının usulsüz bir şekilde kullanımım teşkil edeceği şeklinde yorumlanmasmm anayasal hakkı daraltan aşın bîr yorum olduğu kabul edilmelidir.
19. Somut olaya konu müdahalenin gerekçelerinden birisi de soruşturulan olaydan bağımsız olarak başvurucunun mevcut soruşturmanın gizliliğini ihlal etmesi olarak gösterilmiştir. İdare amlan yorumunu ise savunma istem yazısının "gizli* ibareli olmasına karşın başvurucunun savunmasını Valilik üzerinden 11 Müdürlüğüne iletmesine dayandırmıştır. Soruşturmaya ilişkin belgelerin incelenmesinden İdarenin başvurucuya gönderdiği savunma istem yazısını "gizli ibaresiyle, geriye kalan çok sayıda evrakı İse herhangi bir ibare olmaksızın düzenlediği ve soruşturmayı bir bütün hâlinde gizlemeye gerek duymadığı görülmüştür. Bu durum ise kullanılan ifadelerin kurum içi disipline yönelik ciddi bir tehdit unsuru olarak değerlendirmediğine karine teşkil etmektedir (gizlilik yönünden benzer değerlendirmeler için bkz. Samet Çelikçapa, B.No: 2018/14878,26/5/2022, § 43).
20. Anayasa Mahkemesi çok sayıdaki kararında, ifade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahalelerin Anayasa'nm 26. maddesini ihlal edeceğini ifede etmiştir. İfade özgürlüğüne yapılan bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için kamu makamları tarafından ortaya konulan gerekçelerin İlgili ve yeterli olması gerekir (diğerleri arasından bkz. Bekir Coşkun, § 56; l'ansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, f 56; Kemal Kdıçdaro^u, B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Zübeyde Füsun Üstel ve diğerleri [GK], B. No: 2018/17635,26/7/2019, § 120).
21. Başvurucuyu cezalandıran idarenin ve müdahalenin hukuka uygunluğunu denetleyen derece mahkemelerinin gerekçeleri dikkatli bir şekilde ele alınmıştır. Buna göre anılan mercilerin başvuru konusu eylemin ne şekilde usulsüz müracaat ve şikâyet kapsamına girdiğini somut olarak ortaya koyamadığı değerlendirilmiştir. Bunun yanında başvuru konusu İddiaların yukanda anlatılan bağlamlarda amlan merciler tarafından ayrıntılı şekilde incelemeye özen gösterildiğinin düşünülmesini sağlayacak herhangi bir açıklamaya da rastlanmamıştır. Başvurunun bütün koşullan gözetildiğinde başvurucu hakkında disiplin cezası verilmesi ile Anayasa'nm 26. maddesinde konuna altında olan ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin daha ağır basan bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği gibi orantılı da olmadığı sonucuna varılmıştır.
22. Açıklanan gerekçelerle başvuruya konu demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmayan müdahale nedeniyle Anayasa’mn 26. maddesinde güvence altına alınan ifade Özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
III-GİDERİM
23. Başvurucu; ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvuruda tespit edilen bak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yemden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Afe/rnıet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60,66; Kadri Ems Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949,21/1/2021, §§ 93-100). Eski hâle getirme kuralı çerçevesinde ihlalin sonuçlarının bütünüyle ortadan kaldırılabilmesi için başvurucuya manevi zararları karşılığında net 18.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
IV. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin İddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’mn 26. maddesinde güvence altına alman ifâde özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün İhlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yemden yargılama yapılmak üzere Çorum İdare Mahkemesine (E.2017/362, K2018/36) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucuya net 18.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
E. 294,70 TL harç Ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
F. ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, Ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten Ödeme tarihine kadar geçen süre İçin yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir Örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 10/5/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi