Taksirle İşlenen Suçların Memuriyete Etkisi

Taksirle işlenen suçlardan dolayı ceza alan kişilerin memur olmak istemleri halinde veya memurken taksirle işlenen suçtan ceza alan memur hakkında nasıl bir işlem yapılacağı hususunu kısaca mevzuat hükümleri ile açıklamaya çalışalım.

Bilindiği üzere Devlet Memurları Kanununun 48 . maddesinde Devlet Memuru olarak atanacak olanlarda aranan şartlar başlıklar halinde sayılmıştır.İlgili maddeye göre memurların işlemiş oldukları suçlardan dolayı almış oldukları bazı cezalar  memuriyete engel teşkil ederken bazıları ise memuriyete engel teşkil etmemektedir.İlgili kanun maddesinde sayılan suçlardan biriside taksirle işlenen suçlardır.Bu yazımızla taksirle işlenen suçların memuriyete engel teşkil edip etmeyeceğini açıklamaya çalışacağız.

Taksirle işlenen suçların tanımı 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununun 22. maddesinde yapılmıştır.Buna göre “taksir; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir”.

Kanun maddesinde yer alan tanıma göre taksir dikkatsizlik, tedbirsizlik, meslekte acemilik veya düzene, buyruklara ve talimata uyulmadığından dolayı  istemeyerek gerçekleştirilen suç demektir.Türk Ceza Kanununda yer alan taksirli suçlara aşağıda başlıklar halinde verilen suçlar örnek gösterilebilir.

– Taksirle öldürme ( m.85),
– Taksirle yaralama ( m.89),
– Taksirli iflas (m. 162),
– Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması (m.171),

– Atom enerjisi ile taksirle patlamaya sebebiyet verme (m.173/2),

– Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma (m. 180),

– Çevrenin taksirle kirletilmesi (m. 182),

Sözleşmeli personele yeni bir unvan daha eklendi "İdari Gözetim Personeli” Sözleşmeli personele yeni bir unvan daha eklendi "İdari Gözetim Personeli”

– Zehirli madde katma suçunun taksirle işlenmesi (m.185/2),

– Çocuğun soy bağını değiştirme suçunun taksirle işlenmesi (m.231/2),

– Taksirle askeri tesislerin tahribine neden olmak (m.307/3),

– Savaş zamanında yükümlülükleri taksirle yerine getirmeme ( m. 322/2),

– Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri taksirle açıklama (m. 329/3),

– Yasaklanan bilgileri taksirle açıklama (m. 336/3) ve

– Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi (m.338)

Yukarıda başlıklar halinde saymış olduğumuz suçlar kişinin dikkatsizlik,tedbirsizlik v.b nedenlerle işlemiş olduğu suçlar olup bu suçları işleyen kişiler işlenen suçun sonucunda meydana çıkan durumu istememektedirler.Ancak işlenen fiil sonucunda meydana gelen durum sebebiyle duruma göre ceza alabilmektedirler.

Devlet Memurları kanununda yer alan düzenlemeye göre ise takirle işlenen suçlardan dolayı alınan cezaların memuriyete girişte veya memur iken işlenmiş ise memuriyetten çıkarılma da her hangi bir etkisinin olmadığıdır. Yani, taksirli suçlardan dolayı bir yıldan fazla bir hapis cezası alınmış olsa dahi memur olunabilmektedir.

Memur İken Taksirli Suçtan Ceza Alan Memurun Durumu

Memur iken taksirli suçtan dolayı ceza alanların durumuna gelince  böyle bir suç işleyen memur da cezasını çektikten sonra memuriyetine geri dönebilecektir. Zira DMK 48/A–5 nolu alt bentte kasten işlenen suçtan bahsedildiğinden taksirle işlenen suçlar memuriyete engel olmamaktadır. Taksirli bir suçtan dolayı hüküm giymiş olan kişi hakkında, cezaevinde bulunduğu sürede, DMK 137 maddeye göre işlem tesis edilerek, infazın bittiği tarihten sonra göreve dönebilmesi sağlanır.

Konuya ilişkin olarak daha önceki yıllarda verilen Danıştay Kararlarında da ilgili durumlara açıklık getirilmiştir.

Danıştay 12.Dairesinin  11.10.1999 tarih  ve E.1997/3319, K.1999/1785 nolu kararında “Taksirli suçtan dolayı hükmedilmiş cezanın infaz edilmesinden sonra, hükümlünün aynı göreve iade edilmesi gerektiği ” yönünde karar verilmiştir.

Yine Devlet personel Başkanlığınca verilen bir görüşte (12/10/2016-6078)” işlemiş olduğu suçun 657 sayılı Kanunun 48/A-5 inci maddesinde sayılan nitelikli suçlar kapsamında sayılmaması ve almış olduğu cezanın 1 yıldan az olması sebebiyle, ilgilinin, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle hapis cezasının infazı süresince memuriyetinin askıda olduğu, ancak söz konusu cezanın infaz edilmesinden sonra tekrar göreve başlatılması gerektiği mütalaa edilmektedir.” şeklinde görüş verilmiştir.

İlgili Danıştay Kararı ile Devlet Personel Başkanlığı görüşünden de anlaşılacağı memur iken  taksirli suçtan dolayı cezaevine giren memurun memurluğu sona ermemekte cezanın çekilmesi süresince memurluk askıda kalmakta ceza çekildikten sonra ise memur tekrardan görevine dönebilmektedir.

Taksirli Suçtan Dolayı Ceza Alan Memurun Özlük ve İzin Hakları

Memur iken taksirli suçtan dolayı hapse giren memurun maaş alıp alamayacağı ve varsa hapiste yattığı dönemlerde izin kullanıp kullanamayacağı hususu  Danıştay 1.Dairesinin  13.01.2004 tarih ve  E.2003/170, K.2004/3 nolu kararı ile açıklığa kavuşturulmuştur.İlgili karar da “Devlet memurlarının  hükümlü bulundukları Devlet memurluğuna engel nitelik taşımayan hapis cezalarının infazı süresince, göreve devamsızlıkları nedeniyle memuriyetlerine son verilemeyeceği, bu kişilerin sözü edilen cezalarının infazı süresince hastalık ve yıllık izin kullanamayacakları ve bununla bağlantılı olarak maaş alamayacaklarına karar vermiştir.

İlgili kararda da yer aldığı üzere taksirli suçtan dolayı hapis cezası alan memurlara hapiste bulundukları süre boyunca maaş ödenmesi mümkün değildir.Ayrıca memurun hapiste yatmış olduğu dönemlerde yıllık izin ile hastalık izni kullanması mümkün değildir.

Editör: TE Bilisim