İhalede eksik tahsil edilen damga vergisi belediye için kamu zararı teşkil eder mi?

Sayıştay 8. Diaresi,  damga vergisinin mahiyeti itibariyle genel bütçe gelirleri arasında yer alan bir gelir unsuru olduğu, bu verginin tahsil edilmemesinin belediye açısından bir kamu zararı oluşturmadığına, belediyenin damga vergisinin tahsil edilmesi yönündeki mükellefiyetini/sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle oluşan damga vergisi alacağının takip ve tahsilinin sağlanması için konunun Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmesi gerektiği yönünde karar verdi.

Kamu İdaresi Türü Belediyeler ve Bağlı İdareler
Yılı 2019
Dairesi 8
Dosya No 49510
Tutanak No 53358
Tutanak Tarihi 25.1.2023
Kararın Konusu Sorumluluk ve Yargılama Usulleri ile İlgili Kararlar


Azami hadden damga vergisine tabi tutulan sözleşmenin bedelinin artırılması halinde damga vergisi Azami hadden damga vergisine tabi tutulan sözleşmenin bedelinin artırılması halinde damga vergisi

Damga vergisinin eksik tahsil edilmesi

3- 35 sayılı İlamın 3 üncü maddesiyle; Belediyeye ait taşınmazın … İnş. Taah. Otomotiv, Enerji, Hayvancılık Tic. ve San. A.Ş. adına yıllık … TL bedelle ihale edilen kiralama işleminde sözleşmeden ve ihale kararından tahsil edilmesi gereken damga vergisinin eksik tahsil edilmesi hususu ile ilgili olarak, damga vergisinin mahiyeti itibariyle genel bütçe gelirleri arasında yer alan bir gelir unsuru olduğu, bu verginin tahsil edilmemesinin belediye açısından bir kamu zararı oluşturmadığı ifade edilmiş, belediyenin damga vergisinin tahsil edilmesi yönündeki mükellefiyetini/sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle oluşan … TL tutarındaki damga vergisi alacağının takip ve tahsilinin sağlanması için konunun Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmesine karar verilmiştir.



Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden sonra,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Temyize konu Daire Kararında, belediyenin damga vergisinin tahsil edilmesi yönündeki mükellefiyetini/sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle oluşan … TL tutarındaki damga vergisi alacağının takip ve tahsilinin sağlanması için konunun Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmesine karar verildiği görülmektedir.

6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun “Daireler” başlıklı 23 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde;

“Daireler;

a) Hesap mahkemesi olarak sorumluların hesap ve işlemlerine ilişkin düzenlenen yargılamaya esas raporlarda yer alan kamu zararına ilişkin hususları hükme bağlar.”,

“Hüküm ve tutanaklar” başlıklı 50 inci maddesinde;

“(1) Daireler tarafından yapılan hesap yargılaması sonucunda; hesap ve işlemlerin yasal düzenlemelere uygunluğuna veya kamu zararının sorumlulardan tazminine hükmedilir. Bu hükümler dışında, gerekli görülen hususların ilgili mercilere bildirilmesine karar verilebilir.

…”

Denilmek suretiyle Sayıştay Dairelerince hesap yargılaması sonucunda verilebilecek hükümlerin “hesap ve işlemlerin yasal düzenlemelere uygunluğu” ve “kamu zararının sorumlulardan tazmini” olduğu ve bu hükümlerin dışında “gerekli görülen hususların ilgili mercilere bildirilmesine” karar verilebileceği ifade edilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, Sayıştay Dairelerince sadece yargılamaya esas raporlarda yer alan kamu zararına ilişkin hususlar hükme bağlanmakta olup, temyize konu olayda karar; “belediyenin damga vergisinin tahsil edilmesi yönündeki mükellefiyetini/sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle oluşan … TL tutarındaki damga vergisi alacağının takip ve tahsilinin sağlanması için konunun Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmesine karar verilmiştir.” şeklindedir.

Diğer taraftan, 6085 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde atıfta bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yerine 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Dava şartları” başlıklı 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.

Bir davada hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı her türlü duraksamadan uzaktır. Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının mahkeme tarafından taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir.

Dava açmaktaki hukuki yarar hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca açılacak davanın ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan söz edilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa hukuki yarardan söz edilemez.

Temyize konu Daire Kararında herhangi bir kişinin sorumluluğuna ve herhangi bir miktarın tazminine hükmedilmemiş, vergi alacağının takip ve tahsili için konunun Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilmesine karar verilmiştir.

Bu itibarla, dilekçiler adına herhangi bir tazmin hükmü verilmediğinden ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca hukuki yarar bulunmadığından (menfaat yokluğundan), yukarıda adı geçen dilekçe sahibinin 35 sayılı İlamın 3 üncü maddesine ilişkin temyiz talebi üzerine Kurulumuzca YAPILACAK İŞLEM OLMADIĞINA, oy birliğiyle,

Karar verildiği 25.01.2023 tarih ve 53358 sayılı tutanakta yazılı olmakla işbu ilam tanzim kılındı.

Editör: Haber Merkezi