Doçent unvanı alanlar kadroya atanmadan özlük haklarını alabilir mi?
doçent kadrosuna atanamamakla birlikte, doçent unvanını almış olan personelin sadece anılan unvanı almış olmasından dolayı doçent kadrosunda bulunan personele uygulanan ek göstergeden ve diğer mali haklardan yararlanmasının mümkün olmayacağı değerlendirilmektedir.
ÖZET: Akademik kadroya atanmadan bu kadroya ait ek gösterge, makam tazminatı ödemelerinden yararlanılamayacağı hk. (07/06/2011-9733)
Akademik kadroya atanmamakla birlikte “doçent” unvanına sahip olduklarını belirterek, doçent unvanını aldıkları tarihten itibaren ek gösterge, makam tazminatı ve yoksun kaldıkları maaş ile tüm mali haklarının hesaplanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep ettikleri ilgide kayıtlı dilekçeleri ve ekleri incelenmiştir. Bilindiği üzere, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Yükseköğretim kurumları ve üst kuruluşları başlıklı 130 uncu maddesinde; “….., öğretim elemanlarının görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme, üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri, yükseköğretime giriş, devam ve alınacak harçlar, Devletin yapacağı yardımlar ile ilgili ilkeler, disiplin ve ceza işleri, mali işler özlük hakları, öğretim elemanlarının uyacakları koşullar, üniversitelerarası ihtiyaçlara göre öğretim elemanlarının görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi, Yükseköğretim kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı mali kaynakların kullanılması kanunla düzenlenir” hükmü yer almaktadır.
2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 20 nci maddesinde ise; “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.” 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 24 ve 25 inci maddelerinde; doçentliğe yükseltilme ve doçentliğe atanma usul ve ilkeleri ayrı ayrı düzenlenmiş, anılan 24 üncü maddeye göre doçentliğe yükselme için yapılacak sınav ve bilimsel yeterlilik için jüri incelemesinin koşulları açıklanmıştır. Doçentliğe atama başlıklı 25 inci maddesinde ise açık doçentlik kadrosuna başvuran adayların durumlarının üç kişilik jüri tarafından inceleneceği ve Üniversite Yönetim Kurulunun da görüşü alındıktan sonra Rektör tarafından atamasının yapılacağı belirtilmiştir.
Ayrıca, 4/11/1981 tarih ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda yer alan öğretim elemanları tanımına giren personeli sınıflandırmak, aylıklarını ve ek göstergelerini düzenlemek, derece yükseltilmesi ve kademe ilerlemesinin şekil ve şartları ile, sosyal haklardan yararlanma, ek ders ücreti, üniversite, idari görev ve geliştirme ödeneklerinin miktarını tespit etmek, emekli ve yabancı öğretim elemanlarının sözleşmeli olarak çalıştırılma usul ve esaslarını belirlemek amacıyla çıkarılan 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 5 inci maddesinde; “Üniversite öğretim elamanlarının aylıklarının hesaplanmasında, Devlet memurlarının aylıklarına esas olan gösterge tablosu ve katsayı dikkate alınır. Aylıkların hesabında ayrıca, bu Kanuna ekli ek gösterge cetvelinde unvan ve derecelere göre belirlenen ek gösterge rakamları dikkate alınır.” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 25/03/2008 tarihli ve 26827 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararında; “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile kamu personel rejimimize kazandırılan kadro kavramı, devlet örgüt yapısının oluşturulmasında, kamu hizmet ve faaliyetleri ile bunu yürütecek kamu işgücünün planlanmasında kullanılan hukuksal bir araçtır. Başka bir anlatımla kadro, memurun çalıştığı belli bir görev yerini ifade etmekte, memurun yapacağı iş, onun kadrosu ile ilişkili bulunmaktadır. 657 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinde ise, kadrosuz memur çalıştırılamayacağının hükme bağlandığı, ek göstergeden yararlanabilmek için cetvellerde karşılığı gösterilen kadroların birine atanmış ve bu görevi fiilen ifa ediyor olma şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği, ayrıca 147'nci maddesinde de aylığın hizmetlerin karşılığında kadroya dayanılarak ay itibarıyla ödenen parayı ifade ettiği belirtilmiştir.
Bu itibarla anılan hükümler dikkate alınmaksızın 657 sayılı Kanuna ekli (I) sayılı ek gösterge cetveli tek dayanak alınmak suretiyle ek göstergenin unvana göre uygulanması gerektiği sonucuna varmak mümkün değildir. Kadro ve bunun karşılığı ödenen parayı ifade eden aylığın ve bunun bir parçasını oluşturan ek göstergenin, başka bir anlatımla memurun parasal haklarını düzenleyen kuralların, yorum yoluyla kapsamlarının genişletilmesi veya boşluklarının doldurulması mümkün değildir. 657 sayılı Kanunun 43 üncü maddesi, ek gösterge konusunda bu Kanuna ekli (I) ve (II) sayılı cetvellere atıf yaptığından, ilgililere uygulanacak ek göstergenin tespitinde söz konusu cetvellerin yanında 43 üncü maddede yer alan düzenlemelerin de (unvana ilişkin görevdekadroda bulunma koşulunun da) göz önünde bulundurulması gerekmektedir.” denilmek suretiyle; Devlet memurlarının fiilen görev yapmakta oldukları kadro unvanları için ek gösterge öngörülmesi halinde bundan yararlanacakları, kadro unvanında herhangi bir değişiklik olmadığı sürece mezuniyet diplomasında yer alan unvan, başka bir anlatımla tahsil durumu dikkate alınarak ek gösterge uygulamasından yararlanamayacakları sonucuna varılmıştır.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, doçent kadrosuna atanamamakla birlikte, doçent unvanını almış olan personelin sadece anılan unvanı almış olmasından dolayı doçent kadrosunda bulunan personele uygulanan ek göstergeden ve diğer mali haklardan yararlanmasının mümkün olmayacağı değerlendirilmektedir.