3628 Sayılı Kanununa Göre Soruşturması Yapılacak Suçlar 

Kamu görevlileri hakkında yapılan soruşturmaların idari yönü oldukça uzun sürdüğünden, özelliği olan, diğer bir ifadeyle uzun süre beklemeye tahammülü bulunmayan ve dolayısıyla adli mercilerin çok kısa sürede el koyması geren bir kısım suçlar için idarenin işlemleri yok denecek düzeyde tutularak 3628 sayılı Kanunda özel soruşturma usulleri ihdas edilmiştir. Buna paralel bir düzenlemeyi 4483 sayılı Kanunda da görmek mümkündür.

Anayasanın    71.    maddesinde    kamu    hizmetine girenlerin  mal  bildiriminde  bulunmaları ve bu  bildirimlerin tekrarlanma sürelerinin kanunla düzenleneceği; yasama ve yürütme    organlarında   görev   alanların   bundan  istisna edilemeyeceği belirtilmiştir. Anayasanın   bu   hükmüne  dayanılarak yasama ve yürütme  organlarında görev alanlar dahil kamu hizmetinde bulunanların  mal  bildiriminde  bulunmaları,  bu bildirimlerin tekrarlanma   süreleri  ve  bu   konuya  ilişkin  birtakım diğer hususlar, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu ile düzenlenmiştir.

Kanunun    amacını    düzenleyen  1’inci   maddesinde, kanunda  sayılan   suçlardan  dolayı  kamu  görevlileri  ve suç ortakları hakkında takip  ve muhakeme usulünün düzenlendiği belirtilmekte, “soruşturma” başlıklı  17’nci  maddesinde  de bu maddede  sayılan suçlardan veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 4483 sayılı kanunun uygulanmayacağı öngörülmektedir.

3628 sayılı Kanun ile Cumhuriyet Savcısının kamu davası açmadan önce sanığın bağlı olduğu idari merciden izin alma mecburiyeti ortadan kaldırılmıştır. Oysa 4483 sayılı Kanun hükümlerine göre Cumhuriyet Savcısının kamu davası açmadan önce sanığın bağlı olduğu idari merciden izin alması şarttır. Buradan hareketle 3628 sayılı Kanuna tabi suçların, 4483 sayılı Kanuna tabi suçlara göre daha çabuk soruşturularak neticelendirilmesi amaçlanmıştır diyebiliriz.

3628 sayılı kanun bir anlamda CMK gibi usul kanunudur.

3628 SAYILI KANUN KAPSAMINA GİREN MEMURLAR :

3628 sayılı Kanunun 17. maddesinin birinci fıkrası :

“Bu Kanunda ve 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve  satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz.” hükmünü içermektedir.

Bu hükme göre 3628 sayılı Kanunun, 04.12.1999 tarihinden itibaren 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna tabi Devlet memurlar için uygulanacaktır.

3628 sayılı Kanunun Devlet memurları hakkında uygulanabilmesi için iki unsur bulunmaktadır :

1 – 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında   Kanuna tabi olmak.

2 – İşlenilen suçun 3628 sayılı Kanununda belirtilen suçlardan olması.

3628 SAYILI KANUN KAPSAMINA GİRMEYEN MEMURLAR :

3628 sayılı Kanunun 17. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası :

"Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamaz. Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır." hükmünü içermektedir.

Buna göre;

a) Yasama organı mensupları, hakim ve savcılar, üniversite öğretim üyeleri ile diğer personel, adli görevi olan memurlar, kamu iktisadi kuruluşlarının mensupları, dini görevleri nedeniyle işledikleri suçlar dolayısıyla din görevlileri,

b) Müşteşarlar, kaymakamlar ve valiler,

3628 sayılı kanun kapsamı dışında tutulmuşlardır.

3628 SAYILI KANUNA TABİ SUÇLAR :

 3628 sayılı Kanunda yer alan suçları şu şekilde sıralayabiliriz :

1 –   Gerekli şart ve zamanlarda mal bildiriminde bulunmamak

2 –   Mal bildirimlerinin gizliliği prensibine uymamak

3 –   Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak

4 –   Haksız mal edinmek

5 –   Haksız edinilen malın kaçırılması veya gizlenmesi

6 –   Soruşturmaya yetkili kişi veya mercilerce istenen bilgileri verme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi

 (5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun İlgili Hükümleriyle Düzenlenmiş Olup 3628 Sayılı Kanuna Göre Soruşturulacak suçlar) :

7 –   Basit ve nitelikli zimmet, kullanma zimmeti

8 –   Denetim görevini ihmal ederek zimmete sebebiyet vermek

9 –   İrtikap ( Cebri irtikap, ikna suretiyle irtikap)

10 – Rüşvet (Basit ve nitelikli rüşvet)

11 – İhaleye fesat karıştırmak

12 – Edimin ifasına fesat karıştırmak

13 – Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk

14 – Görevi sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık

Yukarıda 15 madde olarak sıralanan suçları ana hatlarıyla açıklayacak olursak:

1 - Gerekli Şart Ve Zamanlarda Mal Bildiriminde Bulunmamak :

3628 sayılı Kanunun 6. ve 7. maddelerine göre

1 – Göreve yeni başlama halinde bildirim süresi :

a) Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle,

b) Bakanlar Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde,

c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde,

d) Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde,

e) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde,

Mal bildiriminin verilmesi zorunludur.

(a) Bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz.

2 – Görevin devamı sırasında bildirim süresi :

a) Bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç şubat ayı sonuna kadar bildirimlerini yenilerler.

b) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,

3 – Görevin sona ermesi halinde bildirim süresi :

Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,

Yapılmalıdır.

2 - Mal Bildirimlerinin Gizliliği Prensibine Uymamak :

3628 sayılı Kanunun 9. maddesi :

“Mal bildirimleri, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla bildirimde bulunanın özel dosyasında saklanır. Bildirimlerin içeriği hakkında, 20 nci madde hükmü dışında hiçbir şekilde açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. Ayrıca mal bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında bulunulamaz. Ancak, Kamu Görevlileri Etik Kurulu mal bildirimlerini gerektiğinde inceleme yetkisine sahiptir. Mal bildirimlerindeki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar (bankalar ve özel finans kurumları dahil) talep edilen bilgileri en geç otuz gün içinde Kurula vermekle yükümlüdürler.” hükmünü içermektedir.

3628 sayılı Kanunun 20. maddesi :

 “Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve bu Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez.”  hükmünü içermektedir.

3 - Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunmak :

3628 sayılı Kanunun 12. maddesi :

“Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe aykırı bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” hükmünü içermektedir.

3628 sayılı Kanunun 15. maddesi :

“Bu Kanunun 11 ve 12 nci maddeler hükümleri ile cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 13 üncü madde hükmüne göre cezalandırılanlara müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur.” hükmünü içermektedir.

4 - Haksız Mal Edinmek :

Haksız mal edinme 3628 sayılı Kanunun 4. maddesinde “Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.

Haksız mal edinme Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmeliğin 2. Maddesinde ise “Mevzuata veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar, bu Yönetmeliğin uygulanmasında haksız mal edinme sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.

3628 sayılı Kanunun 13. maddesi :

“Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir.” hükmünü içermektedir.

Haksız  mal edinildiğinin tespiti halinde bunların Hazine adına zoralımına hükmolunabilir. Hüküm mahkeme kararı vasıtasıyla verilir.

5 - Haksız Edinilen Malın Kaçırılması Veya Gizlenmesi :

3628 sayılı Kanunun 13. maddesi :

“Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir.” hükmünü içermektedir.

3628 sayılı Kanunun 15. maddesi :

“Bu Kanunun 11 ve 12 nci maddeler hükümleri ile cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 13 üncü madde hükmüne göre cezalandırılanlara müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur.” hükmünü içermektedir.

6 - Soruşturmaya Yetkili Kişi Veya Mercilerce İstenen Bilgileri Verme Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi :

3628 sayılı Kanunun 20. maddesi :

“Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi ve bu Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranan kişiler hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez.” hükmünü içermektedir.

3628 sayılı Kanunun 9. maddesi :

“…Ancak, Kamu Görevlileri Etik Kurulu mal bildirimlerini gerektiğinde inceleme yetkisine sahiptir. Mal bildirimlerindeki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve kuruluşlar (bankalar ve özel finans kurumları dahil) talep edilen bilgileri en geç otuz gün içinde Kurula vermekle yükümlüdürler.” hükmünü içermektedir.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun İlgili Hükümleriyle Düzenlenmiş Olup 3628 Sayılı Kanuna Göre Soruşturulacak suçlar aşağıda belirtilmiştir :

7 - Basit ve nitelikli zimmet, kullanma zimmeti :

 Basit (Adi) Zimmet Suçunun Tanımı Ve Unsurları :

(5237 sayılı TCK 247. Madde :Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.)

Unsurları :

1 – Suçu işleyen kamu görevlisi olmalıdır

2 – Zimmetin konusu taşınır veya taşınmaz mallar olmalıdır

3 – Suçun maddi unsuru suç konusu olan malın üzerinde malik tarafından yapılacak    tasarruflarla, mal edinme amacı dışında kullanma, başkasına kullandırma tüketme, satma veya verme şeklinde gerçekleşmelidir.

4 – Suç icrai veya ihmali davranışlarla gerçekleştirilebilir.

5 – Zimmete geçirilen şey kamu görevlisine görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu bir mal olmalıdır.

6 – Zimmet suçunun manevi unsuru kasttır. Burada özel kast aranmaz. Failde zimmete geçirme bilinç ve iradesi bulunması gerekir.

7 – Zimmete geçirilen para veya şeylerin Devlete veya özel kişilere ait olması suçun oluşması bakımından önemli değildir. Bu suçta para veya şeylerin kamu görevlisinin eli altında  görevi gereği bulunması yeterlidir.

İhtilasen (Nitelikli) Zimmet Suçunun Tanımı Ve Unsurları :

(5237 sayılı TCK 247. Madde :Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.)

Unsurları :

Basit zimmet ile ihtilasen zimmet suçunun unsurları aynıdır. Aradaki fark zimmet suçunun hile veya aldatıcı, yanıltıcı kasıtlı eylemlerle işlenmiş olmasıdır. Ayrıca ihtilasen zimmet suçunun manevi unsuru ise özel kasttır.

  8 - Denetim Görevini İhmal Ederek Zimmete Sebebiyet Vermek   Suçunun Tanımı Ve Unsurları :

(5237 sayılı TCK ,Madde 251- Zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.

Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine imkan sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.)

Unsurları :

1 – Suçun maddi unsuru, basit zimmet suçunu işleyen memurun işlemlerini denetim ile görevli   kamu   görevlilerinin, denetim   görevini   ihmal   etmeleridir.(Çünkü, failin başvuracağı hileli aldatıcı yöntemler, denetimle görevli olanların   suç   fiilini tespitini imkansız kılacağından, bu kişilerin görevini ihmal ettiklerinden bahsedilmesi de imkansız   olacaktır.)

2 – Suçun faili denetim görevini üstlenmiş olan kamu görevlisidir

3 – Suçun manevi unsuru ihmal kastıdır.

9 - İrtikap Suçunun Tanımı Ve Unsurları :

(5237 sayılı TCK , Madde 250- Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.)

Yukarıdaki maddede, görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak veya görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak eylemleri esas alınmak suretiyle “icbar suretiyle (cebri) irtikap” ve “ ikna yoluyla irtikap” tanımları yapılmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere irtikap görevi kötüye kullanmanın özel bir biçimidir.

 İcbar, kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak kendine veya bir başkasına menfaat sağlama konusunda mağduru zorlama, mecbur tutma halidir. Zorlamadan kasıt, manevi zorlamadır. (Zorlama maddi olursa gasp suçu söz konusu olur.)          

Kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması rüşvet suçunu oluşturacaktır. Buna karşılık kamu görevlisinin, görevinin gereklerine uygun davranmak amacıyla kişilerden menfaat temin etmesi durumunda ise, rüşvet suçu değil kural olarak icbar suretiyle irtikap suçu oluşacaktır. Ancak kişinin menfaat sağlama yönünde icbar edildiğine ilişkin somut dayanak noktalarının bulunmaması halinde, fiili görevi kötüye kullanma olarak değerlendirmek gerekebilecektir.

Menfaat sağlama veya vaat etme kamu kurumu yararına yapıldıysa irtikap değil görevi kötüye kullanma suçu oluşur.

Mağdurun kendisinde meydana gelen baskı veya korkunun bir neticesi olarak kamu görevlisine menfaat sağlaması veya vaatte bulunması durumunda icbar suretiyle irtikap suçu söz konusu olacaktır.

Cebri İrtikap Suçunun Unsurları :

1 – Suçu işleyen kamu görevlisi olmalıdır.

2 – Görevin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmış olmalıdır.

3 – Mağdur üzerinde baskı veya korku oluşması gerekir.

4 – Mağdurun sağlanan bu menfaatin yasal olmadığını bilmesi, ancak bu menfaati sağlamaz ise daha ağır bir sonucun meydana gelmesinden çekinmesi gerekir.

5 – Bu suçun oluşması için menfaat vaadinde bulunulması dahi yeterlidir.

6 – Kamu görevlisinin zorlama yoluyla kendisine veya başkasına haksız olarak para veya sair çıkarları sağlaması veya vaat alması irtikap suçunun maddi unsurudur.

7 – Suçun manevi unsuru genel kasıttır.

8 – İcbar suretiyle irtikap suçunun meydana gelmesinde, icbar aracının suçun asli failinin görevine girmesi gerekir.

9 – Suçun oluşumu bakımından icbarın belirli bir şiddete ulaşması ve mağdurun iradesini tamamen değiştirecek nitelikte olması gerekir.

Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimsenin ikna edilmesinde ise ikna (kandırma) suretiyle irtikap söz konusudur.

İkna unsuru, kişiye, kanunen ödemek zorunda olmadığı bir parayı veya vermek durumunda bulunmadığı bir şeyi ödemek veya vermek mecburiyetinde olduğuna inandırmakla gerçekleşir.

İkna (Kandırma) Suretiyle İrtikap Suçunun Unsurları :

1 – Suçu işleyen kamu görevlisi olmalıdır.

Disiplin kurulları kademe ilerlemesinin ne kadar durdurulacağını belirleyebilir mi? Disiplin kurulları kademe ilerlemesinin ne kadar durdurulacağını belirleyebilir mi?

2 – Görevin sağladığı güven kötüye kullanılmış olmalıdır.

3 – Mağdur kanunen ödemek zorunda olmadığı bir parayı veya vermek durumunda  

     bulunmadığı bir şeyi ödemek veya vermek mecburiyetinde olduğuna ikna edilmelidir.

4 – Suçun oluşumu için iknanın aldatma mahiyetinde olması gerekir.

5 – Suçun oluşumu için, memurun sağladığı çıkarın haksız olduğunu mağdurun bilmemesi gerekir.

6 – Kamu görevlisinin ikna yoluyla kendisine veya başkasına haksız olarak para veya sair çıkarları sağlaması veya vaat alması irtikap suçunun maddi unsurudur.

7 – Suçun manevi unsuru genel kasıttır.

  Kamu görevlisinin zorlayıcı yada kandırıcı hareketi olmadan mağdurun hatasından menfaat sağlaması veya mağdurun vaatte bulunmasını sağlaması hali hatadan istifade yoluyla irtikap suçunu oluşturmaktadır.

Hatadan İstifade Suretiyle İrtikap Suçunun Unsurları :

1 – Suçu işleyen kamu görevlisi olmalıdır.

2 – Hatanın kamu görevlisinin filine bağlı olmaksızın meydana gelmesi gerekir.

3 – Kamu görevlisinin mağdurun hatasından yararlanarak menfaat sağlaması veya mağdurun vaatte bulunmasını sağlaması gerekir.

4 – Kamu görevlisinin mağdurun hatasını fark etmeli ancak mağdurdaki hata halini ortadan kaldıracak bir şey yapmamalıdır.

5 – Kamu görevlisinin mağdurun hatasından yararlanmak yoluyla kendisine veya başkasına haksız olarak para veya sair çıkarları   sağlaması veya vaat alması irtikap suçunun maddi  unsurudur.

6 – Suçun manevi unsuru genel kasıttır.

10 - Rüşvet Suçunun Tanımı Ve Unsurları :

5237 sayılı TCK nın 252. maddesinin 3. fıkrasında rüşvet “ bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır.” şeklinde tanımlanmıştır.

Rüşvet suçu çok failli bir uç olup, bir tarafta rüşvet veren diğer tarafta rüşvet alan kamu görevlisi yer almaktadır. Rüşvet veren ve alan aynı amacın gerçekleşmesini hedeflemektedir. Bu itibarla rüşvet veren ve alan açısından rüşvet suçu tek bir suçtur. 5237 sayılı TCK nın 252. maddesinin 1. fıkrasında “Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.” hükmü yer almaktadır.

Rüşvet suçu, menfaatin kamu görevlisi tarafından temin edildiği anda tamamlanmış olur. Ancak, izlenen suç siyaseti gereği olarak, rüşvet suçunun kamu görevlisi ile iş sahibi arasında belli bir işin yapılması veya yapılmaması amacına yönelik menfaat teminini ön gören bir anlaşmanın yapılması durumunda dahi rüşvet suçu tamamlanmış gibi cezaya hükmedilecektir. Anlaşmadan vazgeçilmesi suçun oluşumunu engellemez.

5237 sayılı yeni TCK ile rüşvet suçunun uygulama alanı genişletilmiştir. 5237 sayılı TCK nın 252. maddesinin 4. fıkrasındaki “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, kooperatifler ya da halka açık anonim şirketlerle hukuki ilişki tesisinde veya tesis edilmiş hukuki ilişkinin devamı sürecinde, bu tüzel kişiler adına hareket eden kişilere görevinin gereklerine aykırı olarak yarar sağlanması halinde de” hükmü ile rüşvet suçuna ilişkin hükümlerin uygulanması öngörülmüştür.

5237 sayılı TCK da yer alan düzenlemeyi dikkate alarak rüşveti; “kamu görevlisinin zımni yada sarih zorlama veya aldatma şeklinde bir davranışı olmaksızın, kanunen yapmaya zorunlu olduğu bir işi yapmaması, yapmamaya mecbur olduğu bir işi, yapması veya geç yapması karşılığında, bir kimseden haksız yarar almasını sağlayan anlaşma” olarak tanımlayabiliriz.

Rüşvet alan da veren de suçun failidir, suçun mağduru devlettir.

Rüşvet Suçunun Unsurları :

1 – Rüşvet alan veya almaya teşebbüs eden bir kamu görevlisi olmalıdır.

2 – Bir tarafta rüşvet veren diğer tarafta rüşvet alan kamu görevlisi olmalıdır.

3 – Rüşvet alan ve veren arasında bir anlaşma olmalıdır.

4 – Rüşveti alan yada almaya teşebbüs eden kamu görevlisi kanunen yapmaya zorunlu olduğu bir işi yapmaması, yapmamaya mecbur olduğu bir işi, yapması veya geç yapması  karşılığında haksız bir yarar sağlamalıdır. ( Kamu görevlisi yapması gereken bir işi yapmak için bir yarar sağlarsa bu durumda rüşvet suçu oluşmaz.)

5 – Rüşvetin konusu maddi veya maddi çıkarla bağlantılı manevi menfaatlerdir. Salt manevi menfaatler rüşvet suçunun konusunu oluşturmaz. ( Örneğin, bir din görevlisinin cennete koyma vaadi karşılığında yarar sağlaması halinde rüşvet suçu oluşmaz.)

6 – Rüşvet suçunun oluşabilmesi için yarar sağlanması veya yarar vaadi (anlaşma) yeterlidir.

7 – Para veya çıkarın yapılması gereken veya yapılmaması gereken işin karşılığını oluşturacak oranda olması gerekir.

8 – Rüşvet suçunun oluşabilmesi için amaçlanan şeyin kamu görevlisinin görevine giren bir iş  olması gerekir.

9 – Yarar karşılığı yasaya aykırı iş yapmak kastı rüşvet suçunun manevi unsurudur. Genel kast yeterlidir, özel kast aranmaz.

12 - Edimin İfasına Fesat Karıştırmak Suçunun Tanımı Ve Unsurları :

5237 sayılı TCK nın 236. maddesi ;

“(1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

(2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması halinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır:

a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi.

b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi.

c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi.

d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi.

e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.

 (3) Edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.”

Edimin İfasına Fesat Karıştırmak Suçunun Unsurları :

1 - Kamu kurum veya kuruluşlarınca yapılan ihaleler sonucu taahhüt altına girilen bir edim      olmalıdır

2 – Suçun maddi unsuru taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştırmaktır. (Hangi hareketlerin edimin ifasına fesat karıştırma niteliğinde olduğu yukarıda belirtilen TCK maddenin (2) numaralı fıkrasında belirtilmiştir.)

3 – Suçun manevi unsuru kasttır. Fail bilerek ve isteyerek eylemini gerçekleştirmiş olmalıdır. Failde “cürüm kastı”nın yanı sıra “özel kastın” da aranması gerekecektir.

4 – Edime fesat karıştırma eylem yada eylemlerinin “hileli” bir biçimde yapılması gerekir.

5 – Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için, kurum veya kuruluşun herhangi bir zarar görmesi gerekmemektedir.

6 – Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için, faillerin bir menfaat temin etmiş olmaları şart değildir.

13 - Devlet Sırlarına Karşı Suçlar Ve Casusluk  Suçunun  Tanımı Ve Unsurları:

5237 sayılı TCK nın ilgili maddeleri :

Devletin güvenliğine ilişkin belgeler

Madde 326- (1) Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan, hileyle alan veya çalan kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Yukarıdaki yazılı fiiller, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuş ise müebbet hapis cezası verilir.

 Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme

 Madde 327- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa müebbet hapis cezası verilir.

Siyasal veya askerî casusluk

Madde 328. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil;

a) Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmişse,

b) Savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokmuşsa,

Fail, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama

Madde 329- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa, faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. 

(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise birinci fıkrada yazılı olan halde, faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı hallerden birinin varlığı halinde ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

Gizli kalması gereken bilgileri açıklama

Madde 330- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye müebbet hapis cezası verilir.

(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.

Uluslararası casusluk

Madde 331- (1) Yabancı bir devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, diğer bir yabancı devlet lehine siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden vatandaşa veya bunu Türkiye'de temin etmiş bulunan yabancıya bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.

Askerî yasak bölgelere girme

Madde 332- (1) Devletin askerî yararı gereği girilmesi yasaklanmış olan yerlere, gizlice veya hile ile girenlere iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

 Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik

 Madde 333- (1) Görevi dolayısıyla öğrendiği ve Devletin güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları veya sınai yenilikleri kendisinin veya başkasının yararına kullanan veya kullanılmasını sağlayan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiil, Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenir veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye sokacak olursa, faile müebbet hapis cezası verilir.

 (3) Türkiye Devleti tarafından yabancı bir memlekette Devlete ait belirli bir işi görmek için görevlendirilen kimse, bu görevi sadakatle yerine getirmediği ve bu fiilden dolayı zarar meydana gelebildiği takdirde faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

(4) Bu maddede tanımlanan suçların işleneceğini haber alıp da bunları zamanında yetkililere ihbar etmeyenlere, suç teşebbüs derecesinde kalmış olsa bile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.

Yasaklanan bilgileri temin

Madde 334- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil, Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.

Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini

Madde 335- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin eden kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis cezası verilir. 

(2) Fiil, Türkiye ile savaş halinde bulunan bir devletin yararına işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.

Yasaklanan bilgileri açıklama

Madde 336- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî  hareketlerini tehlikeye sokmuş ise faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.

(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise, birinci fıkrada yazılı olan halde faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı halde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

Yasaklanan bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklama

Madde 337- (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.

Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi

Madde 338- (1) Bu bölümde tanımlanan suçların işlenmesi, ilgili kişilerin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmaları sonucu mümkün olmuş veya kolaylaşmış ise, taksirle davranan faile altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, taksirle davranan faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma

Madde 339- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri veya yetkili makamların açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken hususları elde etmeye yarayan ve elde bulundurulması için kabul edilebilir bir neden gösterilemeyen belgelerle veya bu nitelikteki herhangi bir şeyle yakalanan kimseye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Fiil, savaş zamanında işlenirse faile üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.

Devlet Sırlarına Karşı Suçlar Ve Casusluk Suçunun Unsurları :

1 – Suçun maddi unsuru devlet sırlarının ele geçirilmesi ve casusluktur.

2 – Suçun manevi unsuru ise kasıt ve taksir olabilir.

14 – Görevi sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık:

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili maddeleri :

MADDE 4 – (4) Bu Kanunda tanımlanan suçların, kaçakçılık fiillerini önlemek, izlemek, araştırmak ve soruşturmakla görevli kişiler tarafından veya meslek ve sanatın sağladığı kolaylıklardan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Editör: TE Bilisim