Tutanak düzenlenme tarihi disiplin suçunun öğrenme tarihi kabul edilebilir mi?
Disiplin soruşturması açılan personel hakkında İl Milli Eğitim Müdürlüğü denetmenlerince tutanak tutulduğu, idarenin soruşturma konusu fiili bu tarihte öğrendiği ve disiplin soruşturması zamanaşımının bu tarihten itibaren başladığı hakkında.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2015/2534
Karar No: 2019/816
İSTEMİN KONUSU :............................................ 1. İdare Mahkemesinin 16/12/2014 tarih ve E:2013/1325, K:2014/2267 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Dava, .......................... ili, Merkez ilçesi, ..... İlköğretim okulunda müdür yetkili öğretmen olarak görev yaptığı döneme ilişkin olarak hakkında soruşturma başlatılan davacının, 4357 sayılı Kanun'un 7/b maddesi uyarınca üç günlük maaş kesim cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 27/05/2013 tarihli ve 771 sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yapılan kesintinin yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......................................... 1. İdare Mahkemesince verilen 16/12/2014 tarih ve E:2013/1325, K:2014/2267 kararda; dava konusu olayla ilgili gerçekleştirilen soruşturma sonucunda düzenlenen soruşturma raporunda, davacı ve diğer öğretmenlerin ifadelerinden anlaşıldığı üzere sınıf defterlerinin doldurulmadığının anlaşıldığı, bu bağlamda değerlendirildiğinde davacının üzerine atılı fiilin gerçekleştiği dosyada bulunan ifade tutanakları ve dosya münderecatıyla sabit olduğundan, fiiline uygun tesis edilen disiplin cezası işleminde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, vazifesini yapmadığı hususunun subuta ermediği, başka bir okula ataması yapıldığından sınıf defterlerini tutanakla teslim edemediği, okuldan ayrıldıktan bir hafta sonra denetimin yapıldığı, hakkında 4357 sayılı Kanuna göre değil de, 1702 sayılı Kanuna göre ceza verilebileceği, cezanın alt sınırdan verilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacı müdür yetkili öğretmen olduğundan okul müdürünün görev, yetki ve sorumluluğuna haiz olduğu, 4. sınıflarda etkin bir şekilde ders işlenmediğinin ve sınıf defterlerinin doldurulmadığının açık olduğu, 657 sayılı Kanun kapsamına giren kurumlardan olan Milli Eğitim Bakanlığında çalışan memurların disiplin hukukuna ilişkin konularda, hem 657 sayılı Kanun'a, hem de 1702 ve 4357 sayılı Kanun'un disiplin hükümlerine tabi olduğundan, davanın reddi yolundaki kararın hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ NERGİS ALTUNOK'UN DÜŞÜNCESİ: Dava konusu işlemin hangi Kanuna göre tesis edildiğinin belli olmadığı, idarece 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 4357 sayılı Kanun ve 1702 sayılı Kanun uyarınca ceza verildiğinin belirtildiği, idare iradesini açıkça ortaya koymadığından bu haliyle işlemin hukuki denetime açık olmadığı ayrıca soruşturma zamanaşımı süresi geçtikten sonra verilmiş olan soruşturma oluruna dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının ..................... ili, Merkez ilçesi , ..... ilköğretim okulunda müdür yetkili öğretmen olarak görev yaptığı dönemde, 16.10.2012 tarihinde İl Milli Eğitim Denetmenliğince rehberlik ve denetim amacıyla okula gidildiğinde, görev yapan dört ücretli öğretmenin sınıf defterlerini doldurmadığı tespit edildiğinden tutanak tutulup, disiplin soruşturması başlatıldığı, soruşturma sonucu düzenlenen 01.03.2013 tarih ve 663.07/24 sayılı rapor ile getirilen teklif üzerine davacının 4357 sayılı Kanun'un 7/b maddesi uyarınca üç günlük maaş kesim cezası ile cezalandırılması üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "zamanaşımı" başlıklı 127. maddesinde,
"Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına, (...) başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar." hükmüne yer verilmiştir.
Disiplin cezaları kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.
Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatta belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.
Yukarıda açık metnine yer verilen aylıktan kesme cezalarında bir ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağını ifade eden mevzuat hükmü karşısında, belirtilen sürenin geçirilmesinden sonra disiplin soruşturmasına başlanamayacağı açıktır.
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik'in 19/a maddesinde; disiplin amirlerinin memurların uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memurluktan çıkarma cezalarından biriyle cezalandırılması gereken disipline aykırı davranışlarını öğrendikleri tarihten itibaren kanunen belli süreler içinde disiplin soruşturmasını başlatarak ve gerekli cezayı uygulayarak, disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğramasını önlemek zorunda oldukları belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Olayda; davacı hakkında soruşturma açılmasına konu tutanağın 16.10.2012 tarihinde ...................... İl Milli Eğitim Müdürlüğü denetmenlerince bizzat tutulmuş olduğu, idarenin soruşturma konusu fiili bu tarihte öğrenmesine rağmen Valiliğin disiplin soruşturması olurunu 19.11.2012 tarihinde verdiği görülmektedir.
Bu durumda; en geç 16.11.2012 tarihine kadar usulüne uygun bir soruşturmacı tayin edilerek soruşturmaya başlanılması gerekirken disiplin soruşturma zamanaşımı geçirildikten sonra 19.11.2012 tarihinde verilen soruşturma onayı ile yapılan disiplin soruşturması sonucunda verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,