Memura disiplin cezası ile birlikte yer değişikliği yapılabilir mi?
Bilindiği üzere kamu kurumlarınca yürütülen soruşturmalar neticesinde bazen ilgili memura disiplin cezası verilip bazı durumlarda disiplin cezası ile birlikte memurun görev yeri de değiştirilmektedir.İdarelerce yapılan bu görev değişiklikleri 657 sayılı kanunun 76. maddesinde yer alan hükümler doğrultusunda yapılmaktadır.İlgili maddeye göre idareye tanınmış olan memuru naklen atama yetkisi sınırsız bir yetki olmayıp bu yetkinin kullanılması mahkeme kararları ile belli kıstaslara bağlanmıştır.
Buna göre mahkeme kararlarında yerleşmiş olan yargısal içtihatlar doğrultusunda idareler aşağıda başlıklar halinde sayılan durumları gözetmek zorundadır.
-İdare memurun naklen atama işlemini gerçekleştirirken yapılan atamayı kamu yararı çerçevesinde yapmalı
-Yine yapılan atamanın hizmet gereksinimi çerçevesinde yapılması gerekmektedir.
İlgili durumların varlığını kanıtlayamayan idarelerin yapmış olduğu resen atamalar daha sonra memurlarca açılan davalar sonucunda iptal edilmektedir.Aşağıda yayınlamış olduğumuz mahkeme kararında da idarelerin resen memur atamalarına ilişkin örnek bir karar verilmiştir.İlgili karara göre disiplin soruşturması neticesinde disiplin cezası alan memurun görev yeri değişikliğine karşı yapmış olduğu itiraz kabul edilmemiş ve idarenin memurun yer değişikliği yönünde vermiş olduğu karar onanmıştır.
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2016/1851 E. , / K.
TÜRK MİLLETİ ADINA
............... 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76. maddesinin 1. fıkrasında "Kurumlar, görev ve ünvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler." hükmüne yer verilmiştir.
Bu madde ile memurların naklen atanmaları konusunda İdareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, 01.03.2006 tarihinde davalı İdareye bağlı Alt Yapı Yatırımları Genel Müdürlüğünde göreve başladığı, tekniker olarak görev yapan davacı ve bir kısım personel hakkında "Adapazarı -Karasu Limanları ve Sanayi Tesisleri Demiryolu Bağlantısı Altyapı İnşaatı" işinin ihale ve yapım sürecinde bir takım usulsüzlükler yaptıkları, kamu zararına neden oldukları iddiasıyla soruşturma başlatıldığı, yapılan inceleme ve araştırma sonucu düzenlenen 01.02.2013 tarih ve 311 sayılı soruşturma raporuna istinaden görev yaptığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünden II.Bölge Müdürlüğü emrine aynı unvanla atanması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu atama işleminin dayanağı olan soruşturma raporunda; proje değişikliği konusunda 18.10.2011 tarihinde oluşturulan heyette yapı denetim görevlisi olarak görev yapan davacının, yeterli araştırma ve incelemeleri yapmadan söz konusu proje değişikliğine onay verdiği, jet grout yöntemiyle yapılan ilave imalatlarda denetim ve kontrol görevini tam olarak yerine getirmeyerek ilave imalatlara meşruiyet kazandırdığı, yeni birim fiyatların Genel Müdürlükçe incelenmesi ve onaylanması aşamasında, kaynakların verimli kullanılması ilkesi gözetilmeksizin hukuka aykırı bir şekilde yeni birim fiyat oluşturulması nedeniyle kamu zararına sebebiyet verdiği, 5 nolu hakediş ile mevzuata aykırı olarak sözleşme bedeli üzerinde imalat yapılmasına müsaade ettiği tespitleri yapılarak görevinden alınması ve başka bir birimde görevlendirilmesi teklifi getirildiği, ayrıca davacı hakkında kamu zararına sebebiyet verdiğinden bahisle soruşturma izni verildiği, soruşturma iznine yapılan itirazın Danıştay Birinci Dairesi'nin E:2015/355; K:2015/558 sayılı kararı ile reddedildiği görülmektedir.
Öte yandan; Mahkemece davacının 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/B-a maddesi uyarınca "kınama" cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin Mahkemelerinin 21/10/2015 gün ve E:2014/1862, K:2015/1489 sayılı karar ile iptal edildiği belirtilmiş isede, söz konusu iptal kararına yapılan itiraz üzerine, Bölge İdare Mahkemesi 1. Kurulunun 09.04.2015 tarih ve E:2016/586, K:2016/1159 sayılı kararı ile iptal kararı bozularak davanın reddine hükmedildiği görülmüştür.
Davacının, soruşturma raporu ile sübuta eren eylemlerinin, görevden alınmasını gerektirecek nitelik ve ağırlıkta olduğu anlaşıldığından, idari yönden getirilen teklif uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık, işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.