KDK, ön inceleme sonucunun müştekiye verilmemesini hak ihlali saymadı
Başvuran, suç işlendiği iddiasıyla idareye yaptığı şikayet üzerine açılan soruşturmada verilen ön inceleme kararının bir örneğinin tarafına iletilmesi talebiyle KDK'na başvurdu. İlgilinin başvurusunu inceleyen KDK, ön inceleme kararının bir örneğinin ilgiliye iletilmemesinin hak ihlali olmadığına karar vererek yapılan başvuruyu reddetti.
T.C.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
(OMBUDSMANLIK)
SAYI :2022/16654-S.22.25514
BAŞVURU NO :2022/9476
KARAR TARİHİ :21/12/2022
RET KARARI
BAŞVURAN :
BAŞVURUYA KONU İDARE : ........................................................................
BAŞVURUNUN KONUSU : Başvuran, suç işlendiği iddiasıyla idareye yaptığı şikayet üzerine açılan soruşturmada verilen ön inceleme kararının bir örneğinin tarafına iletilmesini talep etmektedir.
BAŞVURU TARİHİ : 04/07/2022
I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ
Başvuran,.................................................... Üniversitesi Tıp Fakültesi Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Üniversite öğretim üyeliği kadrosuna atanmış olduğu tarih itibarıyla öğretim üyesi kadrosuna ilişkin başvuru koşullarını sağlamadığını, Tiran Üniversitesinden almış olduğu Tıp Fakültesi diploma denkliğinin ve tıpta uzmanlığının tescilinin olmamasına rağmen Üniversitede görev yapmak suretiyle suç işlediğini iddia ederek idareye başvuruda bulunduğunu, adı geçen hakkında açılan soruşturmada verilen ön inceleme kararına ilişkin 16.08.2021 tarihli ve......................sayılı yazı ve eklerinin tarafına gönderilmesini talep ettiğini, ancak idarenin 03/06/2022 tarihli cevabi yazısında özetle “Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen dosya kapsamındaki bilgi-belgelerin gönderilmesinin anılan Başsavcılığın yetkisinde olduğu” ifade edilerek talebinin reddedildiğini belirterek, şikâyete konu bilgi edinme başvurusunun yanıtlanmasını talep etmektedir.
İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI
Kurumumuzun 04.08.2022 tarih ve sayılı yazısı ile ..........................................................................Üniversitesi Rektörlüğü’nden bilgi ve belge talebinde bulunulmuştur. Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Hukuk Müşavirliği’nden alınan cevabi yazıda özetle:
Başvuranın vaki şikayetine ilişkin olarak, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53/c maddesi gereğince Üniversite Rektörlük Makamınca başlatılan ön inceleme (ilk soruşturma) neticesinde; Üniversite Tıp Fakültesi Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden olup soruşturulan Üniversite öğretim üyeliği kadrosuna atanmış olduğu tarih itibarıyla öğretim üyesi kadrosuna ilişkin başvuru koşullarını sağlamadığı, Tiran Üniversitesinden almış olduğu Tıp Fakültesi diplomasının denkliğinin ve tıpta uzmanlığının tescilinin olmamasına rağmen Üniversitede görev yapmak suretiyle suç işlediği iddiasını teşkil ettiği,
Soruşturma konusu eylemin, soruşturulanın 2547 sayılı Kanun’un 53/c maddesine tabi olmadan öncesine ait olduğu, bu sebeple soruşturulanın Üniversitede göreve başlamadan önce işlediği iddia olunan bir eylem için 2547 sayılı Kanun’un 53/c hükümleri doğrultusunda hakkında ön inceleme yapılamayacağı hususu değerlendirilerek Üniversitenin yetkili kurul kararına istinaden soruşturma dosyasının 16.08.2021 tarihli yazılarıyla Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve halihazırda anılan Başsavcılık Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosunun 2021/16048 soruşturma numaralı dosyası üzerinden işlem gördüğü,
Diğer taraftan; hakkında yürütülen soruşturmalar neticesine göre; Üniversite kadrosuna atanmış olduğu tarih itibarıyla öğretim üyesi kadrosuna ilişkin başvuru koşullarını sağlamaması, Tiran Üniversitesinden almış olduğu Tıp Fakültesi diplomasının ve yine tıpta uzmanlığının tescilinin olmaması nedeniyle 657 sayılı Kanunun 98. maddesinin B fıkrası gereğince 16.08.2021 tarihinden itibaren görevi ile ilişiğinin kesilmesinin Rektörlük Makamı Personel Daire Başkanlığının 18.08.2021 tarihli yazısına ekli ayrılış kararnamesi ile uygun görüldüğü, hakkında adli sürecin halihazırda devam etmekte olduğu ve işlem dosyasının da adli makama teslim edildiği bilgisinin başvuranla paylaşıldığı,
Başvuranın talep etmekte olduğu belgeler işlem dosyası kapsamında yer aldığından istem hakkında karar verme yetkisinin muhatap adli makamlar olduğunun değerlendirildiği, hususları bildirilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesi: “(1) Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye ’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. (2) Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu gecikmeksizin, dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir. (3) Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. ”,
6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun “Kurumun görevi” başlıklı 5 inci maddesi “(1)
Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu;
“Amaç, Kapsam ve Tanımlar” başlıklı birinci bölümünde yer alan “Amaç” başlıklı 1 inci maddesi; “Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.”,
“Bilgi Edinme Hakkı” başlıklı 4 üncü maddesi; “Herkes bilgi edinme hakkına sahiptir... ”
“Bilgi verme yükümlülüğü” başlıklı 5 inci maddesi “Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idarî ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler... ”
“Adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler” başlıklı 20 nci maddesi
“Açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde;
Suç işlenmesine yol açacak,
Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek, Nitelikteki bilgi veya belgeler, bu Kanun kapsamı dışındadır.
4.4.1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, 18.6.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6.1.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklıdır. ”
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun “Disiplin ve Ceza İşleri” başlıklı Dokuzuncu Bölümünün “Genel Esaslar” başlıklı 53/c maddesi;
“c. (Değişik: 14/4/1982 - 2653/3 md.) Ceza soruşturması usulü:
Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında yetkili makamlarca inceleme başlatılabilir, inceleme sonucunda soruşturma açılmasına karar verilmesi ya da doğrudan soruşturma başlatılması hâlinde aşağıdaki hükümler uygulanır:
İlk soruşturma: ... Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı tarafından yapılır.
Öğretim elemanlarından soruşturmacı tayin edilmesi halinde, bunların, hakkında soruşturma yapılacak öğretim elemanının akademik unvanına veya daha üst akademik unvana sahip olmaları şarttır.
Son soruşturmanın açılıp açılmamasına; . d) Öğretim elemanları, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterleri hakkında üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulacak üç kişilik kurul, . Karar verir...
Son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar üye tamsayısı ile toplanır. Kurullara ilk soruşturmayı yapmış olan üyeler ile haklarında karar verilecek üyeler katılamazlar. Noksanlar yedek üyelerle tamamlanır. Diğer hususlarda bu Kanunun 61 inci maddesi hükümleri uygulanır.
(6) Yükseköğretim Kurulu Başkanı ve rektörler hakkında 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarından dolayı yapılacak ceza soruşturmasında yukarıda belirtilen ceza kovuşturması usulü tatbik edilir. (Mülga cümle:15/4/2020- 7243/7 md.) 3628 sayılı Kanun kapsamına giren suçlarından dolayı kanuni kovuşturma için gereken izin, Yükseköğretim Kurulu üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyeleri ve bu kuruluşların memurları (Üniversitelerarası Kurul memurları dahil) hakkında Yükseköğretim Kurulu Başkanından, üniversite yöneticileri ve öğretim elemanları ile memurlar hakkında üniversite rektörlerinden alınır.
(8) Bu Kanunda yer almamış hususlarda 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
27/04/2022 tarihli ve 25445 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmeliğin “Adli soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler” başlıklı 31 inci maddesi “Açıklanması veya zamanından önce açıklanması halinde;
Suç işlenmesine yol açacak,
Suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanuni yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek,
Yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek,
Hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlal edecek, nitelikteki bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.
(Değişik fıkra:RG-10/4/2019-30741-C.K-864/6 md.) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ve diğer özel kanun hükümleri saklıdır.”
Hükümlerini amirdir.
KAMU DENETÇİSİ YAHYA AKMAN’IN KAMU BAŞDENETÇİSİ'NE ÖNERİSİ
İlgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; başvurunun reddi yönünde hazırlanan “Ret Kararı Önerisi’ Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
Hukuka ve Hakkaniyete Uygunluk Açısından Değerlendirme
Başvuran ayrıntılarına (1) numaralı paragrafta yer verildiği üzere, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyelerinden Üniversite öğretim üyeliği kadrosuna atanmış olduğu tarih itibarıyla öğretim üyesi kadrosuna ilişkin başvuru koşullarını sağlamadığını, Tiran Üniversitesinden almış olduğu Tıp Fakültesi diploma denkliğinin ve tıpta uzmanlığının tescilinin olmamasına rağmen Üniversitede görev yapmak suretiyle suç işlediğini iddia ederek idareye yaptığı başvurusu üzerine yürütülen soruşturmada verilen ön inceleme kararının bir örneğinin tarafına verilmesini talep etmektedir.
Uyuşmazlık hakkında idare tarafından özetle, soruşturulanın Üniversitede göreve başlamadan önce işlediği iddia olunan eylemle ilgili olarak 2547 sayılı Kanunun 53/c hükümleri doğrultusunda hakkında ön inceleme yapılamayacağı hususu değerlendirilerek Üniversitenin yetkili kurul kararına istinaden soruşturma dosyasının Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve dosyanın bilgi edinme başvurusu tarihinde anılan Başsavcılığın Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosunun 2021/16048 soruşturma numaralı dosyası üzerinden işlem gördüğü, diğer taraftan adı geçenin Üniversite kadrosuna atanmış olduğu tarih itibarıyla öğretim üyesi kadrosuna ilişkin başvuru koşullarını sağlamaması, Tiran Üniversitesinden almış olduğu Tıp Fakültesi diplomasının ve yine tıpta uzmanlığının tescilinin olmaması nedeniyle 657 sayılı Kanunun 98. maddesinin B fıkrası gereğince 16.08.2021 tarihinden itibaren görevi ile ilişiğinin kesilmesinin Rektörlük Makamı Personel Daire Başkanlığının 18.08.2021 tarihli yazısına ekli ayrılış kararnamesi ile uygun görüldüğü, başvuranın talep etmekte olduğu belgeler işlem dosyası kapsamında yer aldığından istem hakkında karar verme yetkisinin muhatap adli makamlar olduğu bildirilmiştir.
Bilindiği üzere demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan bilgi edinme hakkı, 9/10/2003 tarihli ve 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunun ile yürürlüğe girmiş, 2010 yılında gerçekleşen Anayasa değişikliği ile de anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Anayasanın 74 üncü maddesinde “herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğu” belirtilerek genel bir düzenleme yapılmış, hakkın sınırı konusunda ayrıca bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak elbette ki, söz konusu hak da mutlak bir hak olmayıp, Anayasanın 13 üncü maddesi kapsamında belli bazı kısıtlamalara tabi tutulabilecektir.
4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunun 4 üncü maddesinde, herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğu, 5 inci maddesinde ise, kurum ve kuruluşların bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre, Kanunun temel amacı açısından serbesti kural olmakla birlikte, 4982 sayılı Kanun kapsamındaki bir bilgi edinme başvurusu bu Kanunun getirdiği bir istisnaya dayanılarak reddedilebilecektir.
Kanunun 15 ile 28 inci maddeleri arasında bilgi edinme hakkının sınırları belirlenmiştir. Bunlardan 20 inci madde adlî soruşturma ve kovuşturmaya ilişkin bilgi veya belgeler ile ilgili olup, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde; suç işlenmesine yol açacak, suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek, yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek, hakkında dava açılmış bir kişinin adil yargılanma hakkını ihlâl edecek nitelikteki bilgi veya belgeler bu Kanun kapsamı dışında bırakılmıştır.
Benzer bir düzenlemeye Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmeliğin 31 inci maddesinde de yer verilmiştir.
Anılan Kanun ve Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, idarenin elinde olup da adli soruşturma veya kovuşturmaya konu olan bilgi veya belgeler, anılan maddelerde dört bent halinde sayılan haller kapsamında yer almakta ise, bu yöndeki bilgi veya belge talepleri reddedilebilecek; aksi durumda da doğrudan başvuru sahiplerinin erişimine açılabilecektir.
Kurumumuzca yapılan inceleme neticesinde, başvuran Atatürk Üniversitesinde görevli Üniversite öğretim üyeliği kadrosuna atanmış olduğu tarih itibarıyla öğretim üyesi kadrosuna ilişkin başvuru koşullarını sağlamamasına rağmen Üniversitede görev yapmak suretiyle suç işlediğini iddia ederek idareye yaptığı başvurusu üzerine adı geçen hakkında açılan soruşturmada verilen ön inceleme kararını soruşturmanın tarafı olarak talep ettiğini belirtmekte ise de, idare tarafından 2547 sayılı Kanunun 53/c hükümleri doğrultusunda şikayet edilen hakkında ön inceleme yapılamayacağı hususu değerlendirilerek Üniversitenin yetkili kurul kararına istinaden soruşturma dosyasının Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği ve dosyanın bilgi edinme başvurusu tarihinde anılan Başsavcılığın Sahtecilik ve Dolandırıcılık Suçları Soruşturma Bürosunun 2021/16048 soruşturma numaralı dosyası üzerinden derdest olduğu, talebe konu belgenin başvuranla paylaşılması hususunda karar verme yetkisinin muhatap adli makamlar olduğunun başvurana bildirildiği, Cumhuriyet Savcılıklarına verilen her türlü bilgi ve belgeler için soruşturma süresince Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu ve diğer mevzuat hükümleri uygulanacağı için yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesinin engellenip engellenmediği hususunda takdir yetkisinin Cumhuriyet Savcısına ait olduğu ve bu çerçevede sözkonusu bilgi ve belgelerin ilgili Cumhuriyet Başsavcılığından talep edilmesinin uygun olacağı dikkate alındığında, talebin 4982 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (b) ve (c) bendleri kapsamında, açıklanması veya zamanından önce açıklanması hâlinde, suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanunî yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek ve yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek nitelikteki bilgi ve belgelerden olduğu değerlendirilerek, başvuranın talep etmekte olduğu belgenin başvuranla paylaşılmamasına yönelik idari işlemin hukuka uyarlı olduğu, bu kapsamda Kurumumuza yapılan başvurunun reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme
İyi yönetim ilkelerine 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "İyi yönetim ilkeleri" başlıklı 6 ncı maddesinde yer verilmiş olup; İdarenin Kurumumuzun bilgi ve belge talebine ilişkin cevabi yazısı incelendiğinde, “dürüstlük”, “nezaket”, “şeffaflık”, “makul sürede karar verme”, “kararın geciktirilmeksizin bildirilmesi” ilkelerine uygun hareket ettiği görülmüştür.
HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMA
6328 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, bu Ret Kararının başvurana tebliğ tarihinden itibaren, ilgili idarenin işlemine karşı (varsa) dava açma süresinden arta kalan süre kaldığı yerden işlemeye devam edecek olup görevli ve yetkili mahkemede dava yolu açıktır.
KARAR
Açıklanan gerekçelerle BAŞVURUNUN REDDİNE;
Kararın Başvurana ve Atatürk Üniversitesi Rektörlüğüne tebliğine,
Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.
Şeref MALKOÇ
Kamu Başdenetçisi